Yves Saint Laurent etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Yves Saint Laurent etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

28 Kasım 2013 Perşembe

Yves Sain Laurent - M7 Oud Absolu (2011)

"ılık, yarı koyu, balzamsı reçine ve öd.."


Karşımızda YSL' nin La Collection serisinden M7 Oud Absolu. La Collection YSL' nin 2011 yılında parfüm dünyasındaki yarım yüzyıllık tarihlerini kutlamak için çıkardıkları sınırlı üretim bir seri. Dördü kadın, dördü erkek parfümü olarak 8 parfümden oluşan seride, geçmişten bugüne tarihlerinde yer eden ve kimi artık üretilmeyen, kimi de çok az miktarda üretilen önemli parfümlerini modernize edip günümüze uydurmuş olarak bize sunuyor. 



Baştan cevaplayayım hayır seride kouros yok. Buna üzülenler ve sevinenler olabilir. Kouros'un kendi içinde zaten eski yeni pek çok varyasyonu olduğundan bu seriye ilave etmemiş olabilirler. Serinin biz erkekleri ilgilendiren kısmında artık üretilmeyen M7 yerine M7 oud absolu ile pour homme, jazz ve rive gauche var. Hepsi de önemli parfümler. Ben kendi adıma M7' ın üretimden kalkmasına pek üzülmüş olduğumu söyleyemeceğim. Peki yerine gelen M7 oud absolu nasıl? Hemen bakalım.

M7 Oud Absolu 2011 çıkışlı odunsu oryantal olarak sınıflandırılan, gerek koku, gerek harman içeriği olarak orijinal M7 ile benzerlikler taşıyan, onun günümüze uydurulup modernleştirilmiş bir hali. Hazır günümüzde öd temalı parfümler modayken YSL fırsatı iyi değerlendirmiş. 

M7 Oud Absolu' nun harmanı:

üstte: mandalina, mineral notaları
ortada: silhat, öd
altta: amber, laden reçinesi, mürrüsafi
 
notalarından oluşuyor. Parfümün yaratıcıları yine aynı. Harman genel olarak gayet iyi. Sentetiklik az olsa da hissedilebiliyor. Öd' ün dozajı çok iyi. Yine ilaçsı ama ilk M7 gibi aşırı ilaçsı değil, daha dozajında, ayrıca dizginlenmiş, geride.  Öd esans kalitesi ortalamanın üzerinde ama tabi Montale ve Mancera' dan sonra pek kesmiyor. Silhat doğal ve kararında. Çok çok az daha olabilirmiş belki. Harman ilk anda hafif feminen, kozmetiksi bir koku salıyor. Sanki dior hommevari. Ama bu çabuk açılıyor, mineral notaların etkisiyle hafiften tuzlanıyor ve silhatla az miktar kurulaşıyor. Ama kuru pudramsı bir kuruluk değil, daha ziyade topraksılık. Klasik silhat. Harman sade olmasına rağmen sıkıcı gelmiyor, mandalina çiğ taze mandalina değil, hafif tatlımsı fırınlanmış portakal kabuğunun vereceği olgun, derin kokuyu düşünün, o tarz bir koku, hani l'anarchiste misali, ama o kadar baskın değil oldukça hafif. Yani direk mandalina dedirmiyor, koklayan çoğu kişi mandalina diye değil, portakal kabuğu diye düşürür. Laden - mürrüsafi dengelemesi mükemmel. İlk andaki feminen ve kozmetik çantasıvari hava yerini kısa sürede oturmuş bir kokuya bırakıyor. Genel kalite de güncel ysl’ler kalitesinde. Ne ortalama, ne çok iyi. Ortalamanın biraz üzerinde, ama daha eski ysl'ler daha iyi tabi.


Koku olarak yumuşak, kremsi portakal kabuğunu andıran koku eşliğinde vanilyamsı tatlılıkta laden ve öd. İlk açılış; tatlımsı meyvemsi bir öd şeklinde. Laden ile mandalinanın kayısıyı andıran yumuşak kremsi karışımları güzel geliyor. Tatlımsılık çok yumuşak ve kibar. Hani sanki pötibör bisküvinin yumuşak tatlılığı gibi ama daha da hafif. Parfüm öd temalı olmasına rağmen, öd ilk açılıştan bir 10 dakika sonra oldukça hafifleyip kendisini iyice geriye çekiyor. Mandalina notası daha uzun süre belirgin misal. Bu aşamada vanilyamsı reçine kokusu alıyorsunuz. Silhat varla yok arası topraksılık katıyor, mürrüsafi de öyle. Dolayısıyla koku karakterini; öd temasından ziyade, reçine temasına eşlik eden çok hafif öd gibi düşünün. Zaten ilk yarım saat sonrası kokunun hakimiyetini tatlımsı reçine kokusu ele geçiriyor. Amberi hatırlatan güzel bir laden reçinesi karakteri. 

Reçineler çok komplex kokuya sahiplerdir, burada laden de öyle. Vanilyamsı, kehribarsı, hafif balsı, odunsu, meyvemsi, balzamsı. Bunların hepsini alt harmanda yer yer karışık olarak alıyorsunuz. Bazen vişneyi andıran kızıl bir meyve kokusu da geliyor.  M7 aoud absolu'daki laden gerçekten kaliteli bir esans. Fakat mandalina ve öd notaları için çok kaliteli , çok doğal diyemeyeceğim. Bazı yorumcular parfüm için niş kalitesinde demişler ama bence bundan uzak, burnunuza tamamen doğal gelmeyen bir şeyler var. Ama öyle çok ucuz, kötü kokuyor gibi algılamayın. Böyle bir şey yok.


Dior homme’daki kozmetiksi ve plastiğimsi o hissiyat burada da seziliyor ama belki 5’te biri oranında olarak çok daha hafiften. Maskülen değil, ama modern, yumuşak sevilesi bir koku. Bence kadınlar da kullanabilir. Notalar az olduğundan haliyle çok hareketli değil, biraz durağan, sonuçta birbirlerine akacak çok esans yok. Koku olarak günümüzde pek çok öd kokusu içinde öyle çok orijinal kaldığını söyleyemem. Sanki bir dior homme light gibi. Ama biraz daha rafine ve erkeksi. Kalite çıtası eski M7'lara göre birazcık daha aşağıda. Sıcak demeyeyim de ılık, yumuşak, kibar, modern, sakin, tene yakın bir koku. M7' a göre kıyasla derseniz; çok daha yumuşak, rafine, modern ve uysal bir hali. Sonuçta; ılık, yarı koyu, balzamsı reçine ve öd. Bir çok kişinin bayıldığı M7, benim için kaba, hırçın, otsu, öksürük şurupsu, vurucu buruk kokusuyla tam bir yontulmamış hödüktü. Şimdi ise temiz tıraşlı düzgün giyimli bir beyefendi olmuş. Oturmasını kalkmasını öğrenmiş. Günümüze ayak uydurmuş. Ama M7 fresh ile kıyasla derseniz bence M7 fresh, daha karakterli ve kaliteli bir parfüm. 


Özetle; net ve has bir ysl kokusu çıkmamış belli ki, ama yine de çok seçici olmayan parfüm meraklıların büyük bir kısmının beğenisine uygun. Ilık reçine tatlımsılığında, modern bir koku, üstelik öd esintileri de taşıyor. Tam günümüz trendinde, bu bakımdan ysl' nin modernize etmek konusunda gayet başarılı bir iş çıkarmış olduğunu söylemeliyim. Zaten bakarsanız eski m7 sevenlerin hemen hepsi bu yeni parfümü de beğenmiş. YSL modernleştirme olsun, hafif fresh varyant üretme konusunda olsun işini çok profesyonelce, özenerek yapan bir firma, bu yüzden benim için yeri ayrı. Parfümün genel kalitesi ortalamanın az üzerinde. Çok karakteristik kokusu olmayan parfüm benim gibi ysl sevenlerini tatmin edebilecek düzeyde değil. 


Koku, tene yakın kalıyor, çok bağırmıyor, ama algılamak için dibine gelmeniz de gerekmiyor. Biraz yakın mesafeden kendini düzenli olarak gösterebiliyor. Bu bakımdan fark edilirliği için ortalama diyeceğim. Projeksiyon kısa ama zayıf değil.  Fark edilirliği ise çok iyi. Benim tenimde rahatlıkla 8 saatten fazla kalabiliyor. Bunun dışında amber ve ladenin son vanilyamsı ılık tatlımsı fazlarını daha da uzun süre alabiliyorsunuz. Yani 12 saat civarında hala esintisi alınabiliyor. Parfümü hemen her yaş grubu kullanabilir.  Sonbahar ve kışa uygun, ben günün ikinci yarısı iç veya dış mekanda tavsiye ederim. Akşam yemeklerinde şık kıyafetle, ciddi veya özel ortamlarda, dans ortamında vs sırıtmayacaktır. 

Direk öd kokusu almak için düşünüyorsanız tavsiye etmem zira öd o kadar net ve temiz değil, reçine altında eziliyor. Ayrıca eski m7’a göre 3-4 kat daha hafif. M7 freshten bile daha hafif yapılı, ama ikisinden de daha sıcak bir koku. Kötü mü? değil, koku olarak çoğunluğu memnun edici, ama orijinallik, akılda kalıcılık, kendini özlettiricilik olarak pek bir numarası yok. Benim için pek hatırlamayacağım silik bir ysl olarak yerini aldı. Ama bu benim için, beni biliyorsunuz. Büyük beklentilere girmeden modern, ılık, yumuşak bir odunsu/tatlı reçine kokusu bakıyorsanız bir deneyin sevme ihtimaliniz var. Genel kullanıcılara denemeden körlemesine almalarını tavsiye etmem. Koku karakteristiği olarak da çok hafif bir dior homme’a benzediğini unutmayın.

9 Kasım 2011 Çarşamba

Yves Saint Laurent - Live Jazz (1998)

"şişe tasarımı dışında ne koku karakteriyle, ne genel kalitesiyle diğer Jazz'larla alakası olmayan bir parfüm.."


Live Jazz, favori üreticilerimden olan Yves Saint Laurent' in Jazz serisine sonradan çıkardığı ve bana göre en vasat versiyonu olmuş. 1998 çıkışlı parfüm aromatik fujer tipinde, ama pabucumun fujer' i diyorum. 

Live Jazz' ın harmanı:

üstte: nane, greyfurt, limon
ortada: kişniş, yabani kamış, ışkın yaprağı
altta: sedir, amber(ambergris), vanilya, muskat


notalarından oluşuyor. Bakınca çok sade bir harman olmasına rağmen kamış, ışkın, hakiki amber gibi az görülen notaları kullanmasıyla dikkat çekmeye çalışıyor ve ysl yine yapmış dedirtmeye çalışıyor. Ancak işin aslı öyle değil. Harmanda sentetiklik yok, ama alışıldık ysl kalitesi de yok. Ayrıca harmanda bir uyum da yok. Ya kamıştan, ya ışkından kaynaklanan, anasonu andıran acımsı baskın bir koku var tüm harmanın üzerinde. Kesin kişniş' in de suçu var. Elbette doksanların sonu olan bir parfümden 80' ler parfümlerinin harman kalitesini beklemezdim, ama söz konusu marka bir sürü iyi parfümü olan YSL olunca, insan beklentilerini yüksek tutmaktan kaçınamıyor. Sonuç; hüsran. Hayır, arkasındaki burun Kouros ve Cool Water ' ı da yaratmış olan Pierre Bourdon..


Kokusu; aramis ph ile benetton cumbia colors karışımı bir yerlerde. Bu iki parfümde de anason kokusunun net hissedildiğini biliyoruz. Jazz' da da böyle. Anason değil belli ki ama koku onu andırıyor. Live jazz, aramis gibi sulu, baharatlı bir açılışla başlıyor. Bu aşamada limon ve nane oldukça dolgun ve kokuyu tazeleştiriyor. Sonrasında jazz serisi ile hiç alakası olmayan tatlı, uyumsuz garip bir kokuya dönüşüyor. Genel olarak hafif bir parfüm. Cumbia colors kadar olmasa da yazın bile kullanılacak kapasitede. Ancak bu standart bir parfüm değil. Adında jazz var. YSL' nin efsanevi jazz ikilisini düşünüp, live jazz' a baktığımda, şişe tasarımı dışında ne koku karakteriyle, ne genel kalitesiyle diğer Jazz'larla alakası olmayan bir parfüm. Kesinlikle Jazz ismini kullanarak kazanç elde amaçlı ticari bir şark kurnazlığı yapmış YSL. Markayı ne kadar sevsem de doğruya doğru.Hangi akla hizmet Jazz prestige gibi bir efsane' nin üretimine son verilip bu üretilir aklım almıyor.

Özetle; adını taşıdığı jazz serisinin diğer fertleri olan jazz ve jazz prestige' in mükemmelliğinden sonra aynı eşsiz koku olma özelliği sürdürememiş, eh denilip geçilecek ortalama bir koku olmuş live jazz. Netteki şişirilmiş yorumlara kanmamanızı öneririm. Başka bir isimle satışa sunulsaydı normal incelenip, ortalama diye geçilecek bir parfümdü, ancak jazz adı altında böyle alakasız bir şey çıkarmak YSL' nin serinin fanlarına olan umursamaz saygısızlığını gösteriyor. 


Kalıcılık ve fark edilirlik bende ortalama altı. Uygun yaş grubu 20-30. Her mevsim kullanılabilir. Günlük kullanım için iç ve dış mekanlarda kullanılabilir. O kadar. Ortalama, akılda kalmayan, çekici olmayan koku. Uyumsuz harman. Alışılageldik ysl kalitesinden düşük kalite. Utanmadan Jazz ismini taşıması. Tavsiye etmiyorum bir zahmet.

5 Haziran 2011 Pazar

Yves Saint Laurent - M7 Fresh (2004)

"bana göre başarısıyla orjinal M7' ı gereksiz kılan bir uyarlama.."
 



M7 faciasından sonra, M7 fresh' i deneme konusunda çok da istekli değildim açıkcası ama bu sefer ysl beni üzmedi. Normal versiyonundan 2 yıl sonra çıkan bu versiyon aynen adında belirtildiği üzere M7' ın çok daha kullanılabilir hafif bir versiyonu. Odunsu tip bir parfüm.

M7 Fresh' in harmanı:

üstte: mandalina, greyfurt, bergamut
ortada: zencefil, acı portakal, ödağacı
altta: kabe samanı, misk 

notalarından oluşuyor. Sade ve detaysız bir harman. M7' dan fark olarak biberiye ve adamotu kökünün çıkarılmış olduğunu görüyoruz. Harman doğal, sentetiklik yok. Ancak m7 karakteri üzeri; notalarda çok parlak bir canlılık yok, koyu parfümlerden. Ysl bu sefer gerçekten iyi iş çıkarmış. Biberiye ve adamotu kökünün çıkarılması ve ödağacı notasının iyice derinlere çekilmesiyle, son derece balanslı, armoni içerisinde ilerleyen bir harman yaratılmış. 


Hafif tatlımsı, aromatikvari odunsu kokusu sıkmayan, boğmayan bir yapıda. Yine M7 daki gibi hafiften gelen otsu, ilaçsı havası var, ama çok iyi dizginlenmiş. Üstteki turunçgiller açılışı çok taze bir hale getiriyorlar. Yine de koku yazlık değil. Ancak kalan 3 mevsimde sorunsuzca kullanılabilir. Genel yapısı itibariyle farklı ve orjinal bir parfüm. Maskülen değil, fakat oturmuş bir koku, oynak değil. Koku olarak benim tarzım değil ve koleksiyonuma girmez ama bu tarz tatlı otsu, odunsu kokuları sevenler beğenebilirler.Ysl bazı başka markaların yaptığı gibi "fresh" adı altında orjinalinden alakasız parfümler çıkarmak yerine, tam olarak aslını anımsatan ama onun hafif ve daha düzenli kullanılabilir halini yapan ve bu konuda çok başarılı olan üreticilerden birisi. M7 Fresh' te de durum farklı değil. Bir şekilde M7' ı beğendiyseniz ama sert, ağır ya da fazla kuvvetli geldiyse M7 Fresh sizin için mükemmel olacaktır.

Özetle; bana göre başarısıyla orjinal M7' ı gereksiz kılan bir uyarlama. Tam olarak Kouros - Kouros Fraicheur durumu. Aslından daha güzel ve başarılı bir light versiyon.



Fark edilirliği bende ortalama altı, kalıcılığı ortalama üzeriydi. Uygun yaş grubu 26 ve üzeri. Yaz dışındaki mevsimlerde kullanılabilir. Oturaklı bir koku olması nedeniyle ciddi ortamlara gayet uygun, ancak günlük olarak da kullanılabilecek farklı bir odunsu koku. En iyi ysl kokusu değil ama bir denemenizi tavsiye ederim.

17 Nisan 2011 Pazar

Yves Saint Laurent - M7 (2002)

"YSL' nin en kötü erkek kokusu.."  



YSL' nin beni üzen ikinci parfümü. Ancak Opium' da biraz hayalkırıklığına uğramışken, M7' ın gerçekten kötü ve abartılmış bir parfüm olduğunu düşünüyorum. 2002 çıkışlı yeni yetme parfüm odunsu oryantal tipte.  

M7' ın harmanı:

üstte: bergamut, mandalina, biberiye
ortada: kabe samanı, ödağacı
altta: amber, misk, adamotu kökü

notalarından oluşuyor. Oldukça farklı bir harmana sahip. Sade fakat bunu çok belli etmiyor. Fakat ne yazık ki bunun bugüne kadar kullandığım en kötü harmanlı YSL parfümü olduğunu söylemeliyim. Gayet sentetik, yetmiyormuş gibi köşeli, dengesiz, acı, buruk. Notalar dengesizce havada uçuşuyor, birbirleriyle çekişiyorlar.


Kokusu nasıl derseniz tatlı öksürük şurubu gibi kokuyor. Hani o aşırı şekerli, kuru, yapay çileksi, buruk pembe renkli öksürük şurupları vardır, işte aynen öyle kokuyor. Sadece buna biraz da mentolsü bir hava ekleyin. İşte M7. 

Evet; amaç farklı olmaksa M7 gerçekten farklı bir koku. Pek benzeri yok.  Ancak koku olarak beğenilecek bir yanını göremiyorum. Yani mis gibi kokan bir yanı yok, aksine kokusunu beğenmek için, kendinizi zorlamanız, şartlamanız lazım. 

Biliyorum başka platformlardaki övgü dolu sözlerden sonra bu yazdıklarım size pek makul gelmiyor olabilir. Ancak denemesi bedava. Kullandıktan sonra ne kadar buruk, kuvvetli, yapay ilaçsı bir kokusu olduğunu görünce, o parfümü abarta abarta bitiremeyen kişilere küfür etmemek için kendinizi zor tutacaksınız. 




Bir nota var ki parfümü tamamen bitiriyor. Bunun da kuvvetli ödağacı notası olduğunu tahmin ediyorum. Ancak emin değilim adamotu da olabilir. Ya da ikisinin kombinasyonu. Bazen bir insan nasıl böyle bir kokuyu kullanır diye düşünüyorum, aklıma ancak çok farklı kokmak istiyorsa cevabı geliyor. Yoksa kesinlikle herkesten övgü alacağınız, ilk fısta sevip, kokusunu doya doya içinize çekeceğiniz bir parfüm değil.

Özetle; bana göre olmamış, gayet kötü bir koku. YSL' nin en kötü erkek kokusu. Buruk, ilaçsı, pudramsı, uyumsuz, fazla kuvvetli bir kokusu var. Çok uç bir parfüm.


Fark edilirlik ve kalıcılığı bende ortalama altı idi. Bu kadar kuvvetli bir parfüm daha kalıcı olur diye bekliyorsunuz ama değil. Uygun yaş grubu bana göre 30 ve yukarısı. Ancak soğuk kış günleri diyorum. Kesinlikle uzak durmanızı önereceğim kötü bir parfüm.

Yves Saint Laurent - Opium Pour Homme (1995)

"herkesin beğenisine uygun bir kokuya sahip değil.."


Hımm Opium.. Zor bir parfüm. Bir önceki Rive Gauche incelemesinde olduğu gibi Opium pour homme 70lerde çıkan kadın versiyonundan sonra yine oldukça gecikmeli olarak 95 yılında erkekler için çıkarılan bir parfüm. YSL zamanında kadınlara çok kıyak geçmiş anlaşılan. Parfüm baharatlı oryantal tipinde ve kuvvetli bir parfüm.

Opium Pour Homme' un harmanı:

üstte: yıldız anason, kuş üzümü
ortada: zencefil, sichuan biberi (çine özel bir tür acı biber)
altta: vanilya, tolu balzamı, sedir



notalarından oluşuyor. Hiç alışılagelmedik ve gerçekten oryantal bir harman. Ancak güneyden değil, doğudan gelen bir oryantallik. Opium harman olarak ortalama kalitede bir koku. 

İlk kez bir YSL kokusunun harmanında az da olsa sentetiklik hissettim. Beni biraz hayal kırıklığına uğrattı. Çünkü hangi parfüm platformuna bakarsanız bakın opium ile her zaman çok güzel şeyler yazıldığını ysl' nin en iyi kokularından biri olarak kabul edildiğini görürsünüz. YSL kokularına oldukça meraklı bir kullanıcı olarak belki de opium' a biraz fazla beklentili yaklaştım. Ama olmadı. 

Ha, şimdi hemen parfümün kötü olduğu gibi bir izlenime kapılmayın, kötü değil, ama bazı problemleri var. 


Öncelikle kuvvetli ve tatlı bir oryantal. Aşırı şekerli değil ama gene de tatlı. Ben genel koku karakteri olarak Opium' u; tatlılığı arttırılmış, daha pudramsı, yoğun ve baharatlı bir rive gauche' a benzettim. 

Koku olarak zengin, detaylı ancak herkesin beğenisine uygun bir kokuya sahip değil. Günümüz için biraz geri kalmış gibi. Rive Gauche kendi başına oldukça kuvvetli bir parfümken Opium yer yer bunaltıcılığın sınırlarında geziniyor. Doğrudan kış mevsimine yönelik bir koku. 30 yaş altına ve sıcak zamanlara kesinlikle uygun değil. 



 

Özetle; tatlı ve kuvvetli oryantal tipte, maskülen bir koku opium. Hiç şakası olmayan, yanlış miktarda veya yanlış zamanda kullanıldığında üzecek kuvvette. Kötü diyemesemde, deneyimliyseniz biraz hayal kırıklığına uğratabilir. Rive gauche' un kalite hissiyatını veremiyor.


Kalıcılığı ortalama üzeri, fark edilirliği ortlama. Uygun yaşgrubu 35 ve sonrası. Ancak soğuk kış günlerine uygun olan, daha ziyade bir dış mekan kokusu. Dozajlama konusunda hassas. Sonuç olarak fena değil ama bence Rive Gauche varken hiç gerek yok. Pek tavsiye etmiyorum.


16 Nisan 2011 Cumartesi

Yves Saint Laurent - Rive Gauche Pour Homme (2003)

"alacağınız kokunun azzaro misali klasik berber dükkanı havasında bir kokuya sahip olan oturaklı ve maskülen bir koku olduğunu bilin.."
 


Rive Gauche Pour Homme, 71 çıkışlı kadın versiyonundan baz alınarak 2003 gibi çok çok geç bir tarihte çıkarılmış, klasik maskülen tipte çok başarılı bir koku. Rive gauche için bir başka yeni çıkışlı-klasik kokulu Michael Kors vakası diyebiliriz. YSL' nin en başarılı parfümlerinden biri olan koku yeşil - aromatik tarzda bir parfüm.

Rive Gauche' un harmanı:

üstte: biberiye, yıldız anason, bergamut
ortada: lavanta, karanfil, sardunya
altta: kabe samanı, silhat, peygamberağacı (lignum vitae / guaiac)

notalarından oluşuyor. 

Bir not: Guaiac, guaiac diye türkçesini bulamadığımız notanın, aslında hayat ağacı olarak da bilinen lignum vitae- türkçesi peygamberağacı'nın odunu için kullanıldığını öğrendim. Bundan sonra da guaiac notası için peygamberağacı terimini kullanacağım, şaşırmayın. Dünyanın en sağlam ağacı olan lignum vitae ile peygamberağacı' nın aynı şey olduğunu bilin. 


Neyse, harman buruk ve aromatik notalardan oluşuyor. Üst ve orta harmanın karışımında dolayı biraz fujer havası verse de meşe yosunu olmadan tam bir fujer dğeil. Kağıt üzerinde oldukça sade görünüyor. Pratikte ise gayet dolgun, kıvamında bir koku. Çok uzun süre kullanmadığınız sürece de baymıyor. Rive Gauche' un 2003 çıkışlı ancak eski tip bir parfüm olduğunu yazdım, buna dikkat etmenizi öneririm. Çünkü alacağınız kokunun azzaro misali klasik berber dükkanı havasında bir kokuya sahip olan oturaklı ve maskülen bir koku olduğunu bilin. Yani çıkış yılına bakıp insense ultramarine misali hafif bir koku beklerseniz hayal kırıklığına uğrarsınız. Ama bu rive gauche' un ağır bir koku olduğu anlamana gelmiyor. Tam tersine; maskülen ve oturaklı bir koku olmasına rağmen, rive gauche en rafine ve düzenli kullanılabilir maskülenlerden birisi.

Son derece yumuşak, tatlı olmayan, biraz buruk, efendi, centilmen bir kokuya sahip.  Biraz buruk, biraz yeşil, hafif aromatik, hafif sabunsu fujer. Dediğim gibi eski berber dükkanı kokusuna sahip. Bu nedir derseniz; genelde içerisinde defne romu, karanfil, sardunya notası içeren sabunsu bazı parfümlerin 30 - 40 sene ve öncesinin berber dükkanlarının içindeki kokuyu hatırlatan bir kokuları vardır. Bunlara Azzaro, Rive Gauche, Brut, Old Spice, Tabac, Royal Copenhagen gibi kokular örnek verilebilir. Rive Gauche bu grubun en iyileriniden biridir, hatta en iyisidir bile denilebilir. 

Hem harmanı, hem kokusu oldukça iyi dengelenmiş bir parfüm. Orta sertlikte ve maskülen ancak güzelce dizginlenmiş. Kabe samanı ve silhat burada çok işe yarıyor. Ancak gene de bunun ciddi bir koku olduğunu hatırlamanız gerekiyor. Dozajlama konusunda oldukça hassas parfümlerden biri. Akıllıca kullanırsanız güzel övgüler alacağınız, beceriksizce fazlaca sıkınca kendinizi dahi bunaltabileceğiniz bir parfüm. Yani sert değil ama belli bir özen ve saygıyı gerektiriyor. 


Bu parfümle ilgili "fazla sert, bayık, kuvvetli" vs gibi yorumlar yapmış kişilerin büyük ihtimalle parfümü yanlış dozajlayarak fazlaca sıkmış olduklarını düşünüyorum.

Kuvveti gayet yerinde. Arkanızda iz bırakmasa da oldukça uzun süre üzerinizde fark edebileceğiniz bir koku. Birkaç saat sonra kokuyu üzerinizde almıyorsunuz ve tazeleme teşebbüsünde bulunuyorsunuz, yapmayın! Koku aynen üzerinizde, sadece dolgun kokusuna artık burnunuz alıştı. Eğer uçtuğunu düşünüp, gereksizce tazelerseniz hem çevrenizi hem kendinizi bunaltırsınız. Bu bakımdan biraz tecrübeli bir kullanıcıya ihtiyaç duyuyor. Tüm bu yazdıklarım sizi korkutmasın rive gauche her yola gelen, versatil bir koku. "Ben maskülenim kardeşim, ortamı bayarım, kaprisliyim, her yerde kullandırmam kendimi" gibi kaprisleri yok.



Özetle; rive gauche belki de 2003 yılının en iyi erkek parfümü, çıktığı zamana göre çok çok kaliteli bir parfüm. 80ler havasında, Azzaronun rakibi olacak tarzda klasik berber dükkanı kokusunda bir maskülen. Herkes olmasa da, efendi parfümleri seven çoğu kişinin severek kullanabileceği güzel bir koku. Tek bir zayıflığı var o da harmanının biraz sade olmasından dolayı uzun süreli sürekli kullanımda sıkabilen bir koku olması. Dönemsel olarak kullanmak daha mantıklı.

Zevk sahibi adam; Yves Saint Laurent

Fark edilirliği ortalama üzeri, kalıcılığı iyi bir parfüm. Temel yaş grubu 30 ve üzeri. Ancak 25 civarı da ara ara kullanabilir. Kış ve sonbahara uygun. İç ve dış mekanlarda sorunsuz. Fakat yakın temasın olacağı iç mekanlarda kullanılacaksa daha dikkatlice dozajlanmalı. Genel kullanıcıya denemelerini önerdiğim bu parfümü, efendi, ciddi parfümler seven kullanıcılara ise şiddetle tavsiye ediyorum. 

26 Aralık 2010 Pazar

Yves Saint Laurent - Kouros Cologne Sport (2003)

"Üst notaları turunçgiller bezeli, çok hafif ve sıcak havalarda düzenli kullanıma uygun bir light kouros.."



Cologne Sport, Kouros serisinin en güncel ve adından da anlayabileceğiniz üzere en hafif versiyonu. 2003 çıkışlı parfüm farklı bir tarzda. Tam ait olduğu bir grubu yok.

Kouros Cologne Sport' un harmanı:

üstte: ağaç kavunu, bergamut, mandalina, turunçgiller
ortada: yasemin, siklamen
altta: sedir, amber

notalarından oluşuyor. Kouros, Kouros Fraicheur gibi kokuları düşündüğünüzde harmanın ne kadar sade ve hafif olduğunu görmüşsünüzdür. Üst notalar tamamen hafif ve fresh notalar. Ortada yumuşak çiçekler, altta da sadece sedir ve amber notaları. Ne bal var, ne misk var, ne tütün var, ne misk var, ne de deri var. Dolayısıyla couros cologne sport bambaşka bir parfüm gibi duruyor. Nasıl koktuğuna gelmeden önce harman kalitesi üzerinde bahsedersem gayet doğal ve temiz olduğunu belirteyim. Hiçbir sentetiklik yok.


Gelelim kokusuna. YSL' nin kokularını kurcalarken fraicheur' u çok sevdiğimi söylediğimde bana en çok önerilen parfüm cologne sporttu. Herkes fraicheur'dan da hafif, çok ferah ama fraicheurdan daha kalıcı bir parfüm olduğunu söylüyordu. YSL' nin parfümlerinde gösterdiği özeni bildiğimden çekinmeden bu cologne adı ile sürülen kokuyu aldım. Pişman da olmadım. Şimdi, öncelikle parfüm gerçekten de pazarlandığı gibi gayet, hafif, ferah yaza uygun bir koku. Bariz şekilde fraicheur' dan da hafif ve fresh yapıda. Ancak genel karakteri olarak kourosları sadece andırıyor diyebilirim. Çünkü kouros fraicheur' un orjinal kouros'un koku olarak çok benzeri ancak gayet hafif ve düzenli kullanılabilir bir versiyonu olduğunu düşündüğümde cologne sport farklı bir parfüm. Evet çok hafif ancak o klasik kouros kokusu ve karakterinde değil. O maskülenliğe sahip değil. Kourosları ancak andırıyor. 


Cologne Sport'un bu yapısının pek çok kullanıcı için bir avantaj olduğunu düşünüyorum. Zira kouros'un kokusunu beğenipde, fazla kuvvetli ya da ağır olduğu için düzenli kullanımına, hatta kullanımına yanaşmayan pek çok parfümsever var. Yine çoğu kişi için fraicheur dahi istenilen  hafiflikte olmuyor. İşte burada devreye Cologne sport giriyor. Hafiflik ve yumuşaklık açısından kimsenin cologne sporttan şikayet edeceğini zannetmiyorum. Zaten tarz olarak L'eau D'Issey' e çok benziyor. 


Aynı o karakterde. Issey'in biraz daha pudramsı, üst notaları daha canlı greyfurt bezeli olanı diyebilirim Tabi o klasik kouros kokusu da çok hafif şekilde ortada. Dolayısıyla genele rahatlıkla hitap edecek bir parfüm. İkisi arasından ben her zaman bunu seçerdim.

Özetle kouros cologne sport pazarlanma amacına mükemmel uyan başarılı bir parfüm. Üst notaları turunçgiller bezeli, çok hafif ve sıcak havalarda düzenli kullanıma uygun bir light kouros. Genel kalitesi yeterli. Çoğunluğa hitap edebilecek bir parfüm.


Fark edilirliği ortalama, kalıcılığı ortalama üzeri. Uygun yaş grubu 18-25 arası. Daha üst yaş grupları da kullanabilse de ben onlara fraicheur' a geçiş yapmalarını tavsiye ederim. Kouroslardaki maskülen ve oturaklı yapıyı barındırmayan dönemsel kullanıma uygun başarılı bir koku. Deneyebilirsiniz.

15 Eylül 2010 Çarşamba

Yves Saint Laurent - Body Kouros (2000)

"tütsü ve pamuk şeker tatlılığında, gayet sıcak, pudramsı, kuru ancak çekici bir kokusu var.." 


2000 çıkışlı, diğer kouros' lara göre nispeten yeni bir parfüm olan body kouros baharatlı oryantal tarzında sıcak bir koku.

Body Kouros' un harmanı:

üstte: tütsü, okaliptüs
ortada: sedir, adaçayı
altta: kafuru, benzoin

notalarından oluşuyor. Kouros ailesinin yeni çocuğu body kouros 2000 lerde çıkan bir parfüm olarak bunu diğer kouroslardan biraz daha düşük kalitede olmasıyla belli ediyor. Ancak body kouros tüm kouros türleri içerisinde en popüler olan ve günümüzde de sıklıkla kullanılan bir parfüm. Bunun nedenleri günümüz trendine uygun olarak sıcak, tatlı bir kokuya sahip olması ve ysl' nin yoğun reklam kampanyası. Yoksa bana sorarsanız body kouros, kouros adını taşımayı pek de hak etmeyen bir koku. Neden mi?


Öncelikle diğer versiyonların aksine klasik kouros kokusuna sahip değil. Kendine has bir kokusu var. Güncel bir parfüm olmasından dolayı az da olsa sentetiklik hissiyatı da var. Bence ysl bu ürünü başka bir model adıyla sunmalıydı. Tahminim kouros ismini kullanarak piyasada daha yüksek oranda istek uyandırmaya çalışıldığı şeklinde, ki başarılı da oldular. Ha tabi yanlış anlamayın, body kouros kalitesiz bir koku değil. Ancak diğer kourosları biliyorsanız, benzer bir koku almadığınızı bilin. Body kouros oldukça farklı kokuyor. Tütsü tatlılığında, gayet sıcak, pudramsı, kuru ancak çekici bir kokusu var. Pamuk şeker, tütsü ve okaliptüs karışımı bir koku. 

Kouroslar arasında en şekerli olanı bu. Özellikle kalıcılığı çok yüksek. Düşünün üzerinize sıktıktan saatler sonra duşa giriyorsunuz ve çıktığınızda hala rahatça teninizde parfümü algılayabiliyorsunuz. Böyle bir koku. Karşı cinsi mest eden nadir kokulardan. Gerçekten de tüm vücudunuza uygulayıp buram buram kokabileceğiniz ilginç bir koku. Masaj esansı ya da cinsel esans gibi ilginç bir etkileyiciliği-uyarıcılığı var. İçinde feromon falan mı var bilemiyorum ama sade harmanına rağmen ysl bu kokusunda, çok az parfümde olan cinsel çekicilik özelliğini vermiş. Biliyorum bunu yazdıktan bu inceleme blog'un en çok okunanı olacak ve hepiniz birer body kouros edineceksiniz. Ancak koşmadan önce şunları bilin. Parfüm tatlı ve sıcak, sadece kış mevsimine uygun, kuru ve pudramsı, tozlu bir yapısı var. Sıcak zamanlarda kolayca boğacaktır. Tatlı parfümleri sevmiyorsanız bunu da düzenli kullanamazsınız. Bunlar dışında oldukça iyi bir kou, hatta kendi tarınzda en iyilerden biri. 




Fark edilirliği ve kalıcılığı çok iyi. Dans gibi tensel temasların olduğu zamanlara çok uygun ateşli bir koku. bunun dışında her gece ortamına ve soğuk günlere uygun. Uygun yaş grubu 20 ve yukarısı. "Etkileyici" bir parfüm arıyorsanız denemenizi tavsiye ediyorum.

Yves Saint Laurent - Kouros Fraicheur (1981)

"Harika koku, sade ama son derece uyumlu harman, kalite hissi, gayet iyi fark edilirlik, daha ne olsun?.." 


Sırada benim en beğendiğim parfümlerden biri olan Kouros Fraicheur var. Fraicheur, Kouros' un daha hafifletilmiş, sadeleştirilmiş ve düzenli kullanıma uygun versiyonu. Odunsu şipre tarzında.

Kouros Fraicheur' un harmanı:

üstte: bergamut
ortada: portakal çiçekleri, ananas
altta: amber, silhat, kabe samanı

notalarından oluşuyor. Bu kadar sade bir harmana rağmen neredeyse orjinal kouros ile aynı kokuya sahip. Farklı olarak biraz daha ferah ve temiz, daha canlı ve kirlilik barındırmyan bir kokusu var. Dolayısıyla kouros'un kokusunu beğendiniz ama size biraz falza kuvvetli ya da ağır geldiyse, kouros fraicheur tam size göre. Kouros' u kullandıkça daha fazla seviyorken, olay fraicheur' da daha da ileri gidiyor ve gün boyu bileklerinizi kokluyorsunuz. 


Parfüm hafiflik olarak jazz ile jazz prestige arasında bir yerlerde. Orjinal kouros bunların en tepesinde. Buna göre kıyaslarsanız kouros fraicheur' un yaz mevsimi dışında düzenli olarak kullanılabilecek bir koku olduğunu anlayabilirsiniz. Bu sıralar tıpkı jazz prestige gibi bulması çok zor olan kokulardan. Ancak aramaya kesinlikle değer. Ysl kalitesi demek benim için kouros fraicheur demektir. Harika koku, sade ama son derece uyumlu harman, kalite hissi, gayet iyi fark edilirlik, daha ne olsun? Özetle orjinal kouros'un daha hafif ve fresh çok daha kullanılabilir bir versiyonu. Bunlar dışında tüm özellikleri aynı.

Fark edilirliği ortalama üzeri, kalıcılığı iyi. Yaz dışında her zaman kullanılabilir ancak abisiyle aynı karekterde olduğundan fazla sıkarsanız suç sizindir, onun değil. Uygun yaş grubu 23 ve üzeri. Benim favori kokularımdan biri olan kouros fraicheur'u kaliteli, erkeksi, olgun ama hafif kokuları seven herkese şiddetle tavsiye ediyorum.


Yves Saint Laurent - Kouros (1981)

"Kouros' un her damlası % 100 maskülen.." 


İşte bu çok sağlam bir koku. Kouros. Yves Saint Laurent' ın en bilinen ve erkek parfüm dünyasının en önemli parfümlerinden biri. 1981 çıkışlı parfüm klasik bir aromatik fujer.

Kouros' un harmanı:

üstte: aldehitler, tarhun, kişniş, adaçayı, bergamut
ortada: karanfil, silhat, tarçın, süsen, yasemin, kabe samanı, sardunya
altta: bal, deri, tonka fasulyesi, amber, misk, misk kedisi, meşe yosunu, vanilya

notalarından oluşuyor. Alt notalarını gördüğünüz mü? İşte onlar size kouros' u açıklıyorlar. Kouros, canlı, dolgun, oldukça kuvvetli, oldukça agresif, isyankar, kural tanımaz, maskülen, kirli, hayvansı bir koku. Kouros' un her damlası % 100 maskülen. Daha önceden bahsettiğim parfümdeki maskülenliği anlayamıyorsanız kouros'u deneyin, demek istediğimi anlayacaksınız.


Kouros'un kokusu, bal tatlılığında, hayvansı yoğun misk ve diğer tatlı yapıcı elemanların birleşimi şeklinde. Kouros klasik bir koku. Ancak standart 80' ler kokusunu sahip değil. Ysl'nin diğer benzeri dönem parfümlerinden jazz'lara benziyor. Onların daha kirli (hayvansı) kokanı diyebilirim. Her ne kadar kokusu günümüze göre biraz eskimiş kalsa ve parfüm kültürü olmayan çoğu türk kullanıcı "off bu ne böyle hacı yağı" gibisinden cahil yorumlar yapsalar da, işten anlayanlar kouros'un değerini her zaman bilir. Eleştirilecek yanı yok mu var, hayvansı ve kirli kokusu herkesin harcı değil, ayrıca sadece kış mevsimine uygun olması da bir diğer dezavantaj. Ancak bu iki problem zaten bu tarz aşırı maskülen kokuların tümünde var. Kouros ve benzeri kokular zaten günlük kullanıma uygun olmayıp, ara sıra kullanılabilecek kokulardan. 





Özellikle 25 yaş altı gençler kokuya hemen burun bükeceklerdir ki kouros'un hedef kitlesi de onlar değil. Onlar bu kokuyu taşıyamazlar. Evet böyle bir genel kanı vardır, kouros size gider mi diye bir şey yoktur, siz kouros'u taşıyabilir misiniz vardır. Bir bakıma ya sev ya nefret kokusu. Beğenmeyebilirsiniz, sevmeyebilirsiniz, ancak parfüme saygı duymalısınız. Çünkü kouros erkek parfüm dünyasındaki mihenk taşlarından birisi. Kesinlikle her koleksiyonerde bulundurulmalı. Bu kadar yazdıklarımdan sonra inanılmaz ağır, kullanılamaz bir koku olarak algılamayın, 35 üzeriyseniz zaten sevmeniz oldukça yüksek ihtimal. Altıysanız da size bağlı. Tüm bunlar kokusunun karekteri ve kuvvetini anlamanız için yazdıklarımdı. Yoksa harman kalitesi, doğallık, koku güzelliği, kalite hissi olsun çok iyi bir parfüm. Klasik Ysl kalitesi. Özetle maskülen, kuvvetli, tatlı, hayvansı bir koku.




Fark edilirlik ve kalıcılığı yine erkek parfümleri arasında en yüksek olanlardan. Çoğu kişinin teninde 10 saatten fazla kalabilen bir koku. Bu vücut kimyasına göre nadiren azalsa da genellikle daha da uzama şeklinde olabiliyor. Uygun yaş grubu 28 ve yukarısı. 25 ve sonrası da arasıra kullanabilir. Parfüme karşı meraklı bir kişiyseniz mutlaka bulundurmanız gereken efsane bir koku.

14 Eylül 2010 Salı

Yves Saint Laurent - Jazz Prestige (1993)

"Prestige, normal Jazz'ın 2,5 katı kadar daha kuvvetlisi diyebilirim.." 


Jazz Prestige, normal Jazz'dan 5 sene sonra çıkmış oryantal fujer bir koku. Şimdi bleu marine incelememde oryantal fujer türünü ne kadar yerlere vurduğumu biliyorsunuz. Ancak Jazz Prestige öyle değil. Adeta bu türün var olması için bir neden. Ancak ne yazık ki artık üretilmiyor ve bulması en zor parfümlerden birisi

Jazz Prestige'in harmanı:

üstte: kişniş, lavanta, yeşil notalar, meyve notaları, biber, muskat, anason, bergamut
ortada: karanfil, servi, zencefil, tarçın, yasemin, kimyon, gül, sardunya
altta: deri, saldal ağacı, misk, silhat, benzoin, hindistan cevizi, meşe yosunu, sedir


notalarını içeriyor. Harmanları kıyasladığınızda Jazz prestige ile Jazz'ın büyük benzerlik taşıdığını göreceksiniz. Daha ziyade alt notalarda farklılıklar var. Jazz Prestige ile Jazz'ın kokuları oldukça benzer yapıda. Prestige, normal Jazz'ın 2,5 katı kadar daha kuvvetlisi diyebilirim. Normal jazz gayet hafif yumuşak bir kokuyken, prestige daha dolgun, oryantalliğini yansıtan bir parfüm. Açılış kuvvetli bir kişniş, muskat karışımı iken 5 dakikada yerini sandalağacı ve elmanın tütsümsü tatlılığına bırakıyor. Fakat ağır bir tatlılık değil, normal jazz tarçının tatlılığında kokarken, prestij elma tatlılığında kokuyor ama sonuca baktığınızda normal jazz daha hafif bir koku. Prestij adı gibi daha oturaklı, orta kuvvetli bir parfüm.

İki parfüm yapı, tarz ve koku olarak çok yakın olduklarından birini biliyorsanız diğeri hakkında da kolayca fikir edinebilirsiniz.  Özetle Jazz prestige, normal jazz'ın biraz daha tatlı, kuvvetli ve oturaklı versiyonu. Harman kalitesi, doğallık vs aynı. Yine klasik 90'lar başları yüksek kaliteli efendi adam kokusu.



Fark edilirlik ve kalıcılığı ortalama üzeri. Jazz prestige daha kuvvetli harmanından dolayı biraz daha üst yaş grubuna ve serin mevsimlere daha uygun. Uygun yaş grubu 28 ve üzeri. Bulabilirseniz mutlaka gardrobunuza eklemenizi tavsiye ediyorum.

13 Eylül 2010 Pazartesi

Yves Saint Laurent - Jazz (1988)

" Jazz erkek parfümleri dünyasında kendine has özel kokusuyla kesinlikle gelmiş geçmiş en iyi erkek kokularından birisi.."


 Evet, işte karşınızda jazz. Çok ünlü bir YSL kokusu olan Jazz 1988 çıkışlı, aromatik odunsu bir koku.

Jazz' ın harmanı:

üstte: Muskat, tarhun, kişniş, tarçın, lavanta, fesleğen, anason, bergamut, kakule
ortada: karanfil, zambak, yasemin, sardunya
altta: deri, sandal ağacı, tonka fasulyesi, amber, misk, meşe yosunu, sedir, tütün

notalarından oluşuyor. Gördüğünüz gibi harmanı oldukça dolgun bir parfüm. Ancak harmana gelmeden önce biraz koku hakkında birşeyler yazmak istiyorum. Bugün 250'den fazla parfüm kullanmış, piyasa markalarının çoğunu bilen bir kullanıcı olarak YSL en tuttuğum ve beğendiğim parfüm üreticilerinden birisi. Ne chanel ne dior gibi kokoş markaların abartılan parfümleri bir ysl kalitesinde olamıyor. Bir tek gucci'nin bazı ürünleri bu kalitede. Evet, birkaç parfümünü saymazsan tüm ysl parfümleri niche market ürünlerine yakışan kalitede guerlain ile yarışacak ürünler. Jazz da farklı değil.


Karakteri itibariyle Jazz tam bir 80'ler kokusu. Ancak kesinlikle kuvvetli, sert, fazla maskülen değil. Aksine çok efendi, elegant, kendine has bir koku. Harmanınn dolgunluğundan bahsetmiştim. Evet gerçekten dolgun çok zengin çok çok temiz ve doğal bir harman. Ama ağır değil. Gayet yumuşak ve hafif bir parfüm. Parfümde çok hafif lavanta algılıyorsunuz dikkat ederseniz, ama ön planda sandalağacı, tarçın ve derinin tatlı harmanı var. Aralarda da tütsümsü tatlı elma kokusu geliyor. Tarif olarak gio'nun tatlımsı kokanı diyebilirim. Koku kalitesi olarak ondan çok daha başarılı. 1 kusuru var ki o da farkedilirliği. Yani sevdiceğiniz boynunuza sarılmadıktan sonra pek farkedilmez. Kalıclığı ortalama değerlerde. Farkedilirliğinin az olmasına rağmen şunu söylüyorum sevgiliniz/eşiniz varsa mutlaka bir kere alıp kullanın. Gerçekten çok beğenilesi bir harmanı var. Hafif, fresh, tatlımsı temiz bir koku. Ancak gio benzeri dediysem koku olarak değil hafiflik olarak. Yoksa gerek koku kalitesi olsun, gerek harmanı olsun ondan kat kat daha kaliteli ve oturaklı bir ürün.


Mygitarda parfüm hakkında gayet olumlu bir incelemem var bilirsiniz. Şimdi o inceleme için az bile yazmışım diye düşünüyorum. O kadar ki çok açık şöylüyorum, o ballandırılan niche ürünlerden ne Creed'de, ne Annick Goutal'da, ne L'artisan Perfumeur' da karakter ve koku güzelliği olarak Jazz'a yakın bir koku var. İnanmayanlar araştırsın, Jazz erkek parfümleri dünyasında kendine has özel kokusuyla kesinlikle gelmiş geçmiş en iyi erkek kokularından birisi. Çok net yazayım, birisi Jazz' ın kokusuna kötü diyorsa gerçek anlamda tecrübesiz, parfümün p'sinden anlamayan bir insandır. Zevkler kişiden kişiye değişir evet ama ortada bir kalite varsa ve inatla göz artı ediliyorsa bu beğeni değil, eşekliktir. Böyle insanların tek bir cümlesine değer vermeyin. Abarttığımı düşünüyorsanız almayın tüm Jazz'lar bana kalsın..

Özetle 80'ler efendiliğini hafif elmamsı, tütünsü tatlılıkla birleştirip harika kokan muhteşem bir erkek kokusu. Abisi Jazz prestige'in aksine sıcak zamanlarda da kullanılabilecek bir ürün. Bu kokuyu kullanan birisi insanlarda kesinlikle bir kalite anlayışı hissi uyandıracaktır. Akıllarından geçeceği söylüyorum "hımm bu adam parfümden anlıyor.." Eğer 20 yaşın üzerinde, ben parfümle ilgileniyorum deyip te hala Jazz kullanmamış bir insansanız kaybınız çok büyük.



Fark edilirliği biraz az, kalıcılığı ortalama. Uygun yaş grubu 22-40 arası. Hemen her mevsim kullanılabilir. Ama özellikle sonbahara daha uygun. Kesinlikle denemelisiniz.

10 Eylül 2010 Cuma

Yves Saint Laurent - L'Homme (2006)

"kokusu hafif tatlı, kremsi limonsu kabe samanı şeklinde.."

 
İncelemesini verdiğim ilk YSL kokusu olan L'homme 2006 çıkışlı olmakla beraber daha efendi, 90ların başından gelme bir koku hissiyatı barındıran odunsu çiçeksi misk kokusu.

L'Homme'un harmanı:

üstte: zencefil, bergamut, limon
ortada: baharatlar, beyaz biber, fesleğen, menekşe
altta: tonka fasulyesi, kabe samanı, sedir notalarından oluşuyor.


Görebildiğiniz gibi öyle çok teferruatlı bir harmanı yok. Sadelik seçilmiş ve işe de yaramış. L'homme un kokusu hafif tatlı, kremsi limonsu kabe samanı şeklinde. Tatlı dediysem şekerli bir koku zannetmeyin. Limonata tatlılığı gibi. Fresh bir koku değil ancak hafif ve yumuşak bir yapıda. Ancak bu limon teması çiğ limon kokusunda değil daha yedirilmiş. Bu açıdan homojenliği gayet başarılı. Fakat zayıf olduğu yönler var ki farkedilirliği ve kalıcılığı. İkisi de ortalamanın altında. Özellikle farkedilirliği biraz düşük, dikkat çekmek isterseniz bol bol sıkmanız gerek ki bu da sizi bunaltabilir. Denemek isteyen deneyebilir. Biraz kadınsı koktuğunu ekleyeyim. Ama kesinlikle rahatsızlık verecek derecede değil. Dolce & Gabbana pour home gibi. Hatta basenotes'da L'homme için D & G pour homme'un daha hafif versiyonu denmiş aynen katılıyorum. Hangisini daha çok beğeneceğiniz size kalmış.

Harmanı, kokusu oldukça efendi, kaliteli bir yapıda. Aynı zamanda çok durgun bir parfüm. İlk sıktığınızda neyse o, biraz donuk kalıyor. Dolayısıyla bazı kimselere sıkıcı bir parüfm olarak gelebilir. Ancak herhangi bir ortam, özellikle iş yemekleri, takım elbise ihtiyacı gibi zamanlar için son derece güvenli ve kolay bir koku. Beyaz renge çok yakıştırıyorum Örneğin beyaz bir damatlık takıma mükemmel uyacaktır.


Özetle YSL kendi halinde ama belirli bir kalite çıtasında güzel bir parfüm yapmış. Yumuşak limon, kabe samanı havasındad dolayı çok sıcak yaz günleri hariç her zaman kullanılabilir. Başarılı ama çok özel bir yanı yok diyeceğim.

Fark edilirliği ortalama altı, kalıcılığı iyi. Uygun yaş grubu 20 ve üzeri. Deneyebilirsiniz.