26 Temmuz 2011 Salı

Guerlain - Mouchoir de Monsieur (1904)

"Guerlain "has oryantal böyle olur" diye ders vermiş.."   





İşte saklınotalar' da okuyup, okuyabileceğiniz en sağlam parfümlerden bir tanesi. Mouchoir de Monsieur; centilmenin mendili.. 1904 senesinde çıkmış, hala arada bir, çok sınırlı sayıda üretilip, sadece Guerlain' nın Paris, Champs Elysees'deki butiğinde satılan özel tip Guerlain' lardan. Bu size parfümün ne kadar özel ve kaliteli olduğunu anlatmaya yetiyordur, zaten kendisi yetmezse fiyat etiketi yardımcı olacaktır. Şişe fiyatı 250 dolar civarı bir parfüm, değer mi? Okumaya devam edin.

Mdm' nin üst sınıf Guerlain' lardan olduğunu söylemiştim. Daha önce Guerlain Vetiver incelemede, Guerlain'ın ne kadar önemli bir marka olduğundan bahsetmiştim. Oradaki genel değerlendirmemi burada bir kez daha yinelemek istiyorum. Guerlain' ın genel olarak parfümlerini 4 kalite seviyesinde kabul edebiliriz. İlk olarak en son çıkan, en düşük kalite ürünler ki bunların kalitesi standart moda markalarının seviyesinde. Bunlar Guerlain homme, L'instant de Guerlain gibi ürünler. Hemen her yerde bulunabilen, bolca üretilen ürünler. Sonrasında biraz daha üst kalitede olan ve klasik guerlain kalitesinin görülmeye başlandığı daha ziyade 90 sonları ve 2000 başları parfümler. Bunlara örnekler aqua allegoria serisi, coriolan, heritage gibi parfümler. Bunlar da çok fazla bilinmeseler de kolayca bulunabiliyor. Daha sonraki grupta genelde 60-90 arası çıkmış çok popüler ve ortalamanın üstünde kaliteye sahip olan parfümler. Bunlara örnek vetiver, habit rouge, heritage kadınlarda samsara, shalimar. En üst sınıfta ise sadece dönemsel olarak en kaliteli içeriklerle sınırlı sayıda üretilen ve paristeki ana butiklerinde az sayıda satılan Derby, Mouchour de Monsieur, Tonka Imperiale gibi örnekler var. Bunlar bugün niche üreticiler dahil doğru düzgün bir rakipleri bulunmayan ve kendi liglerinde oynayan çok yüksek kalite özel kokular.

Guerlain merkez butik


içeriden bir görünüm

Bu kadar ön tanıtımdan ve parfüm karşısında şöyle bir titreyip, kendimize geldikten sonra incelemeye başlayalım. Mdm 1904 çıkışlı kirli hayvansı karakterde ama oryantal tipte çok oturaklı klasik bir koku.

Mouchoir de Monsieur' nun harmanı:

üstte: lavanta, verbana, bergamut
ortada: tonka, silhat, tarçın, yasemin, gül, neroli
altta: süsen, amber, meşe yosunu, vanilya

Dikkatinizi çekeceği üzere çoğu bilinen oryantalin aksine okurken bile içi bayan, karmaşık bir yapıda değil harmanı. Bir oryantal için oldukça rafine yapıda -kağıt üzerinde-. Kokuya geçmeden önce harmanı değerlendirelim. İlerleyiş taze notalar, tatlımsı orta dolgun esanslar ve yine tatlımsı daha kuvvetli esanslar şeklinde devam etmiş. "Sentetik mi?" diye sormanız bile ayıp. Notaları birer madeni para gibi düşünün. Önünüzde beyaz bir kağıda bu madeni paraları aralıklarla yan-yana ve alt-alta koyduğunuzu düşünün. İşte tıpkı bu paraları ve birbirlerine olan ilişkilerini gözünüzle görmeniz gibi, mdm' nin harmanındaki notaları da bu şekilde burnunuzla algılıyorsunuz. Gerçekten olabilecek en yüksek kalite içerikten üretilmiş. Çoğu Creed'den daha iyi seviyede. Ayrıca bu notaların birbiriyle uyumları da oldukça iyi. Harmanın yumuşak, dengeli ilerleyen bir yapısı var, bal gibi akarak ilerliyor yavaşça.

Babası Jacques Guerlain

Şimdi kokusuna gelelim. Önce soyut açıdan. Parfümde ciddi tecrübeli bir insansanız; bir parfümün çok iyi olması için, çok iyi kokmak zorunda olmadığını bilirsiniz. Zaten gelmiş geçmiş en iyi olarak kabul edilen çoğu parfümün kokuları da genele kolayca uymayacak, kısıtlı kesime uygun nitelikli kokulardır. Mdm' de öyle. Yani bunu nasıl anlatsam bilemiyorum ama, standart bir parfüm kullanıcısı mdm' yi anlamayacaktır. Ciddi anlamda tecrübeli olmanız lazım. Bu şartları sağladığımızı düşünürsek, çok iyi bir kokusu var. Kirli, hayvansı bir oryantal olduğunu söylemiştim. Bunları söyleyince hemen ilginiz azaldı değil mi? Ama kendinizi geri çekmeyin. Çünkü mdm o kadar ustaca hazırlanmış ve sıktığınız andan itibaren o kadar kusursuz bir şekilde ilerliyor ve oturaklı hale geliyor ki, parfüm karşısında ufala ufala, büzülüp kalıyorsunuz. Kabul ediyorum bu standart incelemelerimden değil, ama bu parfüm de standart bir parfüm değil. Anlatırken içinizdeki duygu ve fikir karmaşasına kapılmadan sakince anlatmanız gereken kokulardan. 

Somut olarak kokusundan bahsetmem gerekirse, açılışı third man ve l'anarchiste' teki gibi acımsı buruk bir portakal gibi başlıyor. Biraz sonra tonka, silhat, tarçın gibi tatlımsı notalar kokuyu daha sıcak ve çekici bir hale getiriyor. Kısa süre sonra guerlan' ın harmanda göstermemesine rağmen oldukça yoğun kremsi bir misk kedisi kokusu alıyorsunuz. Bu; çok doğal, vanilyayla karışarak tatlımsı hale gelmiş, canlı ve harmana egemen olacak şekilde.


İşte mdm ile ilk tanışmanızda bu noktada bir adım geri atıp, parfümü sorgulamaya başlıyorsunuz. O da ne karşınızda kouros' a benzer tatlımsı, kirli bir misk kokusu mu var? Görünüşte evet, ama Guerlain harmanda misk kedisi esansı olmadığını belirtiyor. Fakat burnunuza güvenirseniz, bariz şekilde dolgun, canlı, kirli bir misk kedisi kokusu var ve bu kolay kolay gitmiyor. Ama kademe kademe yumuşayarak rafine ve gayet beğenilir hale geliyor. Yine de hemen hemen en baştan, en sona kadar bu notayı hep algılıyorsunuz. Dolayısıyla misk kedisi notasından özellikle hoşlanmayan bir insansanız mdm başlarda zorlayacaktır. Diplere gelindiğinde çok hafif pudramsı odunsu yanı da hissediliyor.

Şimdi bu kadar kirli de kirli deyince kouros azmanı bir şey bekliyorsunuz biliyorum. Aslında kabaca bakarsak biraz öyle de. Ama o kadar ustaca hazırlanmış ki, bu hayvansı koku başlarda yüzünüze pat diye vurmasına rağmen, kokunun kademe kademe ilerleyip, diğer notaların etkisiyle yumuşak bir şekilde olgunluğa erişmesi karşınızda beğenmeden edemiyorsunuz. Ancak, bu ilk seferde değil de, parfümü bir süre kullandıktan sonra idrak edebileceğiniz bir durum. Dediğim gibi çok üst düzey bir koku, kalitesini ve güzelliğini anlamak da o derece zor. Mdm daha eski bir Guerlain parfümü olan Jicky' nin yumuşatılıp, dengeli ve rafine hale getirilmişi gibi. Tıpkın şarabın yıllandıkça lezzetinin artması gibi, mdm' de teninizde durdukça daha da güzelleşiyor.

Özetlemem gerekirse; tatlımsı-hayvansı yapıda, çok oturaklı, çok ciddi, beyefendi, olgun bir parfüm. 107 yaşında bir parfüm olmasına rağmen geri kafalı değil. Ama şakası yok, sert ya da köşeli değil, klasik maskülen yapısında da değil ama, eski yapılı olgun bir karakterde. Guerlain' ın gelmiş geçmiş en iyi bir kaç erkek parfümünden biri olarak kabul ediliyor. Bende aynen bu düşüncedeyim. En has erkek kokuları içerisinde' de büyük ihtimalle her zaman ilk 10 da olacaktır. Guerlain "has oryantal böyle olur" diye ders vermiş. Parfüm dünyasında bu düzeyden daha yukarıda pek fazla bir şey yok. Moda efsanesi Karl Lagerfeld ve İspanya krali Juan Carlos gibi kullanıcıları var.

Bağımlılarından biri; İspanya kralı 1. Juan Carlos

Fark edilirliği ortalamanın biraz altı. Bu aslında hemen tüm üst seviye Guerlain'larda görülen bir durum. Teninize yaklaşıldığında bariz şekilde oradalar, ama yanınızdan biri geçtiğinde açık şekilde algılamaz. Yani bir kouros ya da aramis jhl gibi bağıra bağıra kendilerini göstermiyorlar. Arada bir şöyle bir esintiyle kendilerini gösteriyorlar. Kalıcılık iyi seviyede diyebilirim, memnun ediyor. Yaş grubuna gelirsek 30 yaş altına olmaz. Hatta 35'ten yukarısı olması lazım. Yaş ne kadar artarsa, uyumu da o kadar iyi olacak bir koku. Çünkü kendisi ne kadar olgunsa, aynen öyle olgun bir insana yakışıyor. Ama yanlış anlamayın "dede kokusu" karekteristiğinde de değil. Bugün hala bu kadar kullanılabilir bir kokuysa 1900'lü yıllarda efsanaler yaratmış olması lazım. Kışlık ve sonbaharlık bir koku. Sakin, ciddi ortamlara uygun. İç mekanlarda daha iyi olabilir. Ünlü 12 angry men filmindeki Henry Fonda abimizin orada kullanmış olacağı bir koku, işte öyle bir koku. Sürekli kullanıma uygun değil, daha ziyade özel zamanlarda çıkarıp, kıyamaya kıyamaya kullanacağınız bir parfüm.


beyefendinin tanımı; Henry Fonda

Sert ya da agresif değil. Ancak gerçekten klasik karakterli. Oldukça eskilerden bir yerlerden kalma bir kitabın tozlu sayfaları gibi kokuyor tatlı tatlı. Standart kullanıcılara gelmeyecek bir parfüm. Belki döneminde öyleymiş ancak şu anda; görmüş, geçirmiş, tecrübeli, oturaklı, zevk sahibi, prensipleri olan, kendini dinleyen, eskileri seven, kaşarlanmış parfüm gurmelerine has bir parfüm. Ki bunun dışında kalan kesim bir parfüme bu meblağları vermeyecektir. Bu kadar övgümden sonra hemen heyecana kapılıp atlamayın ama gerçekten uygun kullanıcı grubunda olduğunuzu düşünüyorsanız, ölmeden önce bir şişesini mutlaka edinmeniz gereken, has koleksiyonluk parfümlerden.

25 Temmuz 2011 Pazartesi

Ermenegildo Zegna - Essenza di Zegna (2003)

"basit ve -iş gören- bir parfüm, özellikle de içinde bulunduğumuz şu sıcak günlerde.."
 


Zegna kokuları ülkemizde pek bilinmiyor olmasına rağmen, yurt dışında oldukça popüler olan parfümler. Ermenegildo Zegna; tıpkı aramis, tommy hilfiger, prescriptives, michael kors, tom ford gibi Estee Lauder bünyesinde bulunan bir firma. Markanın şu anda tümü erkek üzerine olmak üzere 13 adet parfümü var. Parfümlerinin genel karakteri fresh tarz, hafif, modern kokular şeklinde. İncelemesini verdiğim Essenza di Zegna markanın 2003' te çıkardığı ilk parfümü. Odunsu aromatik tipte son derece hafif bir koku.

Essenza di Zegna' nın harmanı:

üstte: mandalina, bergamut
ortada: mersin ağacı, kakule
altta: amber, misk, kabe samanı

notalarından oluşuyor. Gördüğünüz gibi ultra minimalist bir parfüm. Harmanı bu tarz bir parfümden bekleyeceğiniz kalitede yani ortalama. Sentetiklik yok, ancak özel bir kalite beklememelisiniz. Klasik modern fresh tip kokulardan. Harmanındaki sadelik kokusuna yansımamakla birlikte bu zayıf bir harman ve çabuk sönen bir yapı olarak kendini gösteriyor. Çünkü fazla yoğun esanslar kullanılmamış, amber ve misk' de sadece dengeleyici olarak kullanıldığından kendilerini pek göstermiyorlar.



Kokusuna gelirsem, bir odunsu aromatik olmasına rağmen kokusu oldukça hafif ve yumuşak. Fresh diyebileceğim bir tipte. Hatta başlarda sucul bir parfüm olduğunu zannediyorsunuz. Kapağını açıp ilk kokladığımda turunçgilli, süper fresh ve kuvvetli kokarken, kumral tenimde daha zayıf karakterli oldu. Koku olarak Azzaro Now ile oldukça benzerlik taşımakta. L'eau d'Issey karakterindeki kokulardan. Ama onun gibi çiçeksi sucul yapıda değilde yumuşak, hafif sucul odunsu tipte. Bunu başta turunçgillerle destekliyor, ama turunçgiller çabuk sönüyor. Aslında parfüm genel olarak çabuk sönüyor. Kokusu özel, ya da karakterli olmamasına rağmen, yaz için oldukça ferah ve sevilesi olduğunu belirteyim. Gio, L'eau d'Issey gibi kokulardan sıkılanlara birebir. Tek sorun çoğu ortalama yazlık parfüm gibi zayıf karakterde, çabuk sönen bir koku olması. 

Özetle temiz, ferah, taze bir yazlık koku. Bazen tüm karakteristik çekicilikler bir yana sadece "kullanmak" amacıyla basit bir parfüm ararız, essenza di zegna buna uygun, basit ve -iş gören- bir parfüm, özellikle de içinde bulunduğumuz şu sıcak günlerde.



Kalıcılığı ve fark edilirliği bu tarz çoğu hafif yazlık parfümlerden alıştığımız üzere ortalama altı. Daha kuvvetli bir Intense versiyonu var, ancak onun da fazla kuvvetli olmadığı söylenilmekte. Uygun yaş grubu 16-35 arası. Her mevsim kullanılabilir. İç ve dış mekanlarda, hareketli, eğlenceli ortamlarda kullanılabilir. Çok büyük beklentilere girmeden, şu sıcak günlerde "kullanılabilir" bir parfüm olarak bir denemenizi öneririm, en azından alışılageldiklerinizden çıkıp farklı bir şeyler kullanmış olursunuz.

20 Temmuz 2011 Çarşamba

Gucci - Nobile (1988)

"Açıkçası gidişatına baktığımda Gucci' nin bir daha böyle bir parfüm yapabileceğini zannetmiyorum.."


İşte Gucci' nin salaklığının en büyük kanıtı. Nobile. Neden mi? Çünkü gucci kendi tarihinin en iyi erkek parfümü olan bu harika kokuyu artık üretmiyor. Nobile bir kere kullandıktan sonra aklınıza acı bir hatıra olarak kazınacak kokulardan. Ama bu kötü bir parfüm olmasından falan değil, bu harika parfüme artık ulaşmanın neredeyse mümkün olmamasından dolayı. Tıpkı Polo Crest gibi. Nobile 88 çıkışlı klasik yapılı bir aromatik fujer. Hafif tip maskülenlerden ve klasik 80ler kokusuna sahip. 

Nobile' ın harmanı:

üstte: bergamut, limon, lavanta, biberiye, tarhun, muskat
ortada: yasemin, yeşil notalar, gül, siklamen, karanfil, sardunya, köknar
altta: sedir, silhat, sandal ağacı, tonka fasulyesi, misk, meşe yosunu, kabe samanı, amber 


notalarından oluşuyor. Eğer parfümlerle biraz haşır neşirseniz zaten sadece alt harmana baktığınızda parfümün karakteri ve kokusu hakkında fikir sahibi olmuşsunuzdur. Zaten tüm harmanın işleyişi de çok standart bir 80ler dönemi fujer parfümü olduğunu gösteriyor, bir kalıp şeklinde. Evet anladınız değil mi? Tıpkı bir drakkar noir, ralph lauren safari ya da polo crest gibi duruyor harmanı. Ki zaten karakteri de kokusu da öyle. 

Harmanı dönemine göre bizi şaşırtmayacak derecede doğal ve kaliteli. O dönemli kokularda bulunan sanki yeni hazırlanmış hissiyatı veren bir canlılık, doğallık var notalarda. Zengin ve dolu bir harman. Aklınıza çok yorucu ya da karışık olabilirmiş gibi bir düşünce gelse de son derece ustalıkla yoğrulup harmanlanmış ve burnu hiç yormuyor. Her şey çok dengeli karışmış.



Kokusuna gelirsek; en büyük kozlarından birisi de burası zaten. O dönemlerin klasik maskülen kokusuna sahip. Özellikle Drakkar Noir' in biraz daha yeşil, daha oturmuş ve hafif bir hali gibi kokuyor. Hani drakkar noir' i serseri olarak düşünürsek, Nobile aynı adı gibi aynı koku karakteristiğinde ama daha efendi, saygın bir kokuya sahip. Hafiften rive gauche' u da andırıyor. 


Safari, drakkar, rive gauche gibi verdiğim örnekleri düşünürseniz ne kadar güzel koktuğunu tahmin edebilmişsinizdir. Kokusu sıcaklık, nem gibi değişkenlere oldukça hassas ve bunların değişmesine göre farklılaşabiliyor. Sabah serin zamanlarda daha yeşil karakterde ve daha keskin turunçgilli yönü ortaya çıkarken, çıkak bastığında çiçekler, meşe yosunu, kabe samanı notaları daha fazla kendini gösteriyor. Canlı bir koku. 


Olgun ve efendi bir kokusu olmasına rağmen, ağır ya da geri kafalı değil. Bugün sorunsuzca kullanılabilir. 

Tek sorun artık üretilmiyor olması. Bu da bulunmasını zor hale getiriyor. Oldukça zor. Bu yüzden bulacağınız şişelerinin fiyatları oldukça yüksek olacaktır. Yaklaşık bir Creed parfümü fiyatında olacağını söyleyeyim. Ama zaten kalite ve koku güzelliği olarak Creed'leri aratmıyor. 

Bu fiyata değer mi? 80ler klasik maskülenlerini seviyorsanız kesinlikle, standart bir kullanıcıysanız belki, size bağlı. Ancak ciddi koleksiyon değeri var.



Özetle, Gucci Nobile, gucci' nin tarihinde ürettiği en iyi erkek parfümü. Dönemi içerisindeki parfümler arasında da en iyilerden bir tanesi. Bu kadar başarılı bir parfümün neden üretimden kaldırıldığını anlamak gerçekten mümkün değil. Açıkçası gidişatına baktığımda Gucci' nin bir daha böyle bir parfüm yapabileceğini zannetmiyorum.


Fark edilirliği ve kalıcılığı idare eder. Tene yakın kalmayı seviyor. Drakkar gibi vurucu değil, sakince teninizde asılı kalıyor. Uygun yaş grubu 30 ve üzeri. Kendi gibi düzgün kullanıcılara yakışacaktır. Sıcak yaz günleri dışında, yaz akşamları da dahil olmak üzere her zaman kullanılabilir. Hem hareketli, hem ciddi, iç, dış her ortama uygun. Çekici ve cezbedici has bir erkek kokusu. İmkanınız varsa şiddetle tavsiye ediyorum.

Cartier - Declaration (1998)

"babası Jean Claude Ellena olmasına rağmen çok beklentili olmamalısınız.."


Cartier ilginç bir marka. Genel olarak hemen her parfümü ortalamanın kalburüstü olmasına rağmen, pek adı bilinmeyen, çok daha kötü markaların arkasında kalan bir marka. Bunda pazarlama stratejisindeki hatalar önemli rol oynuyor tabi. Parfüme gelirsek Declaration 98 çıkışlı gayet yumuşak karakterde bir odunsu çiçeksi misk parfümü. 

Declaration' ın harmanı:

üstte: tarhun, kimyon, kişniş, huş, mandalina, bergamut, neroli ,acı portakal
ortada: süsen ,zencefil, tarçın, biber, ardıç, yasemin, kakule
altta: deri, amber, çay, kabe samanı, meşe yosunu, sedir


notalarından oluşuyor. Harmanda bazı problemler mevcut. Tüm notalar havada asılı kalmış, birbirleriyle kaynaşmamış gibiler. Sentetiklik ya da köşelilik yok ancak bir problem var. Beyniniz sürekli bir şeylerin garipliğini fark ediyor ancak çözemiyor. Tam olmamış, pişmemiş bir yapısı var diyebilirim. 
 
Kokusu tarz olarak Bulgari pour homme tipinde. Ama ona göre daha odunsu. Kuru bir açılış sonrası, yumuşak, nemli çiçeksi-odunsu bir kokuya dönüşüyor. Hafiften Salvatore Ferragamo'yu andırıyor. 

Tam olarak orijinal bir kokusu yok, çünkü ordan burdan bir şeyler hatırlatıyor. Dolayısıyla uzun süre akılda kalıcı, özletici, karakteristik bir kokusu da yok. 


Parfüm platformlarındaki incelemelerini okursanız bir yanda ölesiye övenleri görürken, bir yanda çöp olarak nitelendirenler olduğunu da göreceksiniz. Dolayısıyla ten seçen ve ya sev ya nefret et kokularından biri. Ama yanlış anlamayın uçuk bir kokusu yok. Olmamış bir bulgari taklidi gibi.


Özetle declaration kötü olmayan, ama tam olarak olmamış, içinde bir eksiklik barındırann bir parfüm. Ben parfümün başarısını karakterine bağlarım, karakteristik bir tarzı ya da kokusu olan parfümler unutulmaz ve kendini özlettirir. 

Örnekleri fahrenheit, envy, hypnose, bulgari ph, terre, polo, eau sauvage gibi taklidi olamayan, kokuları unutulamayan has parfümler. Declarationda'  böyle bir karakter yok. Gelip geçen kokulardan. Bu nedenle babası Jean Claude Ellena olmasına rağmen çok beklentili olmamalısınız.




Fark edilirliği ve kalıcılığı bende ortalama altıydı. Tene yakın kalan sönük, çekingen bir yapısı var. Yaş grubunda katı değil ama 20 ve üzeri diyorum. Yaz dışındaki zamanlarda kullanılabilir. Biraz sönük yapısından dolayı daha ziyade iç mekan kokusu. Ben tam pişmemiş olarak nitelendirdiğim bu parfümü eksik yönleri ve öne çıkan bir karakteri olmamasından dolayı tavsiye etmiyorum.


Chanel - Pour Monsieur (1955)

"Harika diyemesem de daha başarılı Chanel' lerden.."
 



Pour Monsieur, Chanel' in klasikleşmiş kokularından. Oryantal fujer olan parfüm, 55 çıkışlı olup bugün halen üretilmekte ve belirli bir kesimce beğenilerek kullanılmakta. Orta hafif tip maskülen beyefendi kokusu. 

Chanel Pour Monsieur' un harmanı:

üstte: şakayık, verbana otu, neroli, petit grain, limon
ortada: kişniş, zencefil, fesleğen, kakule
altta: meşe yosunu, kabe samanı, sedir


notalarından oluşuyor. Görüldüğü gibi sade bir harman. Bu gruba göre oldukça standart bir harmana sahip olduğunu görüyoruz. Önce hafif turunçgiller ve canlı otlar, sonra yumuşak baharatlar, daha sonra da fujerin değişmezleri. Renk olarak pek çok rakibi gibi soluk sarımsı yeşil renge sahip. 

Harmandaki notalar genel olarak iyi şekilde algılanıyor. Gayet doğal bir harman, sentetiklik barındırmıyor. Fakat harmanın dengesinde bazı problemler var. Açılışıyla, genel gidişatı fazla hızlı ve aralıklı olarak gerçekleşiyor. Yumuşak bir akışkanlık yok. Bu da sanki iki farklı karaktere sahipmiş gibi rahatsız edici olabiliyor.

Kokusuna gelirsek, döneminin klasik, taze, yeşil centilmen kokusunu sahip. Başlangıcı kuvvetli ekşi limon eşliğinde taze ve keskin turunçgiller ve yeşil otlar yapıyor. Buna sedir ve şakayık' ın kokuları karışarak tatlılık katıyor. Bir süre sonra limonun etkisi azalıyor ve kakule, sedir ve zencefil ile birleşerek ilginç bir şekilde; sanki karanfilmişçesine vurmaya başlıyor. İşte burada ortaya çıkan bu tatlılık benim için işleri bozdu. Girişten sonra bekleyeceğiniz taze, canlı karakterde fazla  kalamıyor. Çiçeksi, baharatsı tatlılığı biraz daha asiditeye ihtiyaç duyuyor. 




Genel olarak baktığımızda tatminkar bir koku. Harika diyemesem de daha başarılı Chanel' lerden. Ama önemli bir zaafı var ki o da zayıf bir parfüm olması. Kalıcılık ve fark edilirlik değerlerini turunçgillerden dolayı düşük olması bir yana, tene de yakın kaldığını düşündüğümde iyiden iyiye sönük kalıyor. Bir edt için zayıf.

Özetle; sakin, oturaklı ama taze başlayıp, kademeli olarak ağırlaşan klasik tip bir centilmen kokusu. Harmanına biraz daha özenilse çok daha başarılı olacakken, bu haliyle rakiplerinin arkasında kalmış bir parfüm. 


Kalıcılığı ortalama. Fark edilirliği tene çok takın kaldığı için düşük. Uygun yaş grubu 30 ve üzeri. Biraz oturaklı bir kullanıcı isteyecektir. Yaz dışında kalan tüm zamanlara uygun. Daha ziyade sakin, harekesiz ortamlara uygun. Eğer bu tip tatlımsı centilmen kokularını özellikle seviyorsanız koleksiyonunuza alabilirsiniz, aksi taktirde ben bu tipte daha başarılı kokulardan olan Dior Eau sauvage ya da Pierre Cardin Pour Monsieur gibi parfümlere bakmanızı öneririm.

Gucci - Envy for Men (1998)

"Lancome Hypnose ile birlikte en başarılı modern oryantallerden birisi.." 


Uzun bir aradan sonra birkaç yeni incelemeyle tekrar karşınızdayım. Bugün önümüzde çok sağlam bir parfüm var. Envy; bana göre piyasadaki en başarılı erkek parfümlerinden bir tanesi. Kalitesiyle çoğu niş(butik) markanın parfümüyle kolaylıkla rekabet edebilecek seviyede. 1998 çıkışlı odunsu oryantal tipinde hafif tatlımsı/buruk bir parfüm. Detaylara girmeden önce harmanına bakalım.

Gucci Envy' ın harmanı

üstte: maun, zencefil, lavanta, mandalina, kişniş, kırmızı biber(pimento), kakule
ortada: karanfil, sandal ağacı, yasemin, sedir, gül, muskat
altta: deri, amber, misk, silhat, kabe samanı, vanilya, tütsü, tütün


notalarından oluşuyor. Dolu dolu, zengin bir harman. Dolgun esansların büyük çoğunluğu kullanılmış. Bu kokuya da yansımış, kokusu da aynı şekilde dolgun. Ancak bayık değil. Maun, sandal ağacı gibi notalar alışılagelmedik şekilde üst harmanlarda yer edinmiş. Envy'da beni asıl vuran kırmızı biber(pimento), kakule ve muskat' ın karışımıydı. Bu üçlünün bu kadar orgazmik bir kombinasyon yaratacağını tahmin edemezdim. Hiç beklemediğiniz şekilde çok güzel ve kesinlikle kışkırtıcı bir kombinasyon ortaya çıkarıyorlar. Harman çok doğal ve kaliteli. Notalar çok dolgun. Harman yer yer köşeli olabilse de bunu memnun edici şekilde yapıyor. Sentetiklik hiç yok. 


Kokusuna gelirsek, Envy hafif tatlı/buruk ılık bir oryantal. Kesinlikle bayık değil, modern bir oryantal. Ancak ne zaman, nasıl kullanacağınızı bilmeniz gerekiyor. Çok detaylı harmanına rağmen esas karakteri bu bahsettiğim kırmızı biber, hindistan cevizi ve kakule kombinasyonunun hafif tatlı/buruk karışımı şeklinde. Diğer tüm notalar bunu zenginleştirecek şekilde destek oluyorlar. Sandal ağacı, sedir, yasemin, silhat, tütsü özellikle algılanan notalar. Diğerleri daha altlarda kalıyor. Zencefil yoğun değil. Tatlımsı/ buruk başlayıp, ılık odunsu şeklinde yumuşakca akan bir parfüm. Armand Basi ve Gerani gibi parfümlerle kakulenin gizemli karakterini paylaşıyor. Ama onlardan daha tatlı ve vurucu bir yapısı var.


Evet Envy vurucu bir parfüm. Yüzünüze patlıyor. Çok fark edilir, iz bırakan bir yapısı var. Bulunduğunuz ortamda hem siz, hem de çevrenizdekiler kolayca algılayabiliyor. Kırmızıbiber, muskat ve kakulenin ilginç, cezbedici kokusunu düşündüğümüzde bu büyük bir artı. Fakat tüm bu güzel şeylerden sonra kötü bir haber geliyor. 

Özünde ysl ile birlikte moda üreticileri arasında en kaliteli parfümleri yapan firmalardan olan Gucci' nin üst yönetiminde bazı değişiklikler oldu. Çok akıllı yöneticileri, önümüzdeki dönemde ürün gamından Gucci Ph 1, Gucci Ph 2 ve Gucci Envy' ı çıkarma kararı aldı. Evet doğru okudunuz, parfüm dünyasında gucci' yi gucci yapan, en iyi parfümleri olan ve en çok satan bu üç parfümü artık üretmeyecekler. Tamamen üretimden kalkana kadar üretimleri kademe kademe azaltılacak. Zaten bu üç parfümün giderek daha zor bulunmaya başladığını fark etmişsinizdir.  


Gucci bize insanoğlunun salaklığının sınırlarının olmadığını bir kez daha açık şekilde gösteriyor. Zaten Nobile gibi harika bir parfümü üretimden kaldıran bir firmadan ne bekliyoruz ki?



Özetle Envy, gerek  kalitesi, gerek dengeli yapısı, gerek kuvvetli yapısı, gerekse cezbedici kokusuyla tam olarak olması gerektiği gibi olan parfümlerden. Zaten Terre d'hermes' ten sonra benim ikinci favori parfümüm. Bir parfümden isteyeceğiniz her şeyi veriyor. Lancome Hypnose ile birlikte en başarılı modern oryantallerden birisi. 


Fark edilirliği çok yüksek, kalıcılığı mükemmel. Günün yarısı üzerinizde. Uygun yaş grubu 20 ve üzeri. Özel bir kullanıcı beklentisi yok. Ancak dolgun bir koku olduğunu ve modern bile olsa sonuçta bir oryantal olduğunu hatırlayarak mantıklı şekilde dozajlayarak kullanılmalı. Polo Blue misali bol bol kullanırsanız çok ağır, çok kuvvetli diye sızlanırsanız, hata sizde. Önce parfüme göre doğru dozajlamayı öğrenmelisiniz. Sıcak yaz günleri dışında her zaman kullanılabilir. Ilık havalarda dahi rahatsız etmiyor. Hem iç, hem dış mekana uygun. Günün her saati kullanılabilir. Etkileyici bir yönü olduğunu hatırlatayım. Artık sürümünün de giderek azaldığını düşünürsek değeri de artmakta olan bu çok başarılı parfümü herkese şiddetle tavsiye ederim.