21 Mayıs 2011 Cumartesi

Christian Dior - Fahrenheit (1988)

"eskisi efsane, yenisi oldukça başarılı olan bir parfüm fahrenheit.."


Ne söylenebilir ki? O fahrenheit. Polo gibi bir klasik. Aslında onu hepimiz biliyoruz, hepimiz fahrenheitız. Bilmeyeni çok az olan, ama ben parfümle ilgili bir insanım diyen birisinin de bilmemesi neredeyse ayıp olan kokulardan. Peki böyle bir giriş üzerine, Fahrenheit çok mu iyi bir parfüm? Evet, bir bakıma..


Çıktığı yıldan itibaren popülerliğinden hiç kaybetmeyen, çok yoğun sabit bir hayran kitlesi olan,  erkek parfümleri arasında kendine has, en karakteristik kokulu parfümlerden biri olan fahrenheit 88 çıkışlı bir odunsu çiçeksi misk. Zaten odunsu çiçeksi misk deyince orada bir duruyoruz. Bu parfümlerin genel, çiçeksi, yumuşakbaşlı karakterleri genele ulaşmalarında çok büyük bir faktör. Fahrenheit da hanımeli gibi mis kokulu bir çiçeği harmanında barındıran çok nadir birkaç erkek parfümünden birisi.  Ancak ne yazık ki Dior bu harika parfümde tahminen 2000'lerin başında yeniden formülize etme yoluna gitti ve tüm yapısını bozdu. Ha güncel fahrenheit kötü bir parfüm değil ama kesinlikle eskisi gibi değil.

Fahrenheit' ın harmanı:

üstte: mandalina, lavanta, geyik dikeni, muskat, sedir, bergamut, limon, papatya
ortada: hanımeli, karanfil, sandalağacı, menekşe, yasemin, müge, sedir
altta: deri, tonka fasulyesi amber, silhat, misk, kabe samanı, asilbent, mastik sakızı


notalarından oluşuyor. Orjinal bir harman olduğunu görüyorsunuz. Üstte alışıldık turunçgillerin yanında muskat ve geyik dikeni gibi farklı notalar. Hemen altlarında bir sürü kremsi kokuya sahip beyaz çiçekler ki aralarında favorim hanımeli de var. Daha alta indiğimizde hem tonka, silhat gibi tatlımsı notalar, hem mastik, asilbent gibi kremsi ve şekersi tatlılıktaki reçineler. Bunlara bakınca kokunun da ne kadar orjinal olduğu anlaşılıyor. 

Kağıt üzerinde tatlımsı, kremsi, çiçeksi bir koku gibi görünen parfüm bu tahmine oldukça yakın bir kokuda. Fahrenheit harmanı tam homojen olan parfümlerden, tek tek notaları değil, bir bütün olarak kokuyu algılıyorsunuz. Kokusunda açılıştan uçuşa fazla bir değişim olmuyor. Bu bakımdan lancome hypnose' a benziyor. Harman son derece kaliteli ve temiz. Kesinlikle en ufak bir burukluk, acılık, ya da şekerlilik yok. Ancak gelelim eski versiyonla yeninin farkına.


Öncelikle yeni versiyonun da oldukça başarılı ve orjinal fahrenheit kokusununa % 90 oranında yakın olduğunu belirteyim. Peki farklar neler? İlk olarak 90 ve 80 lerdeki versiyonların kokusu daha dolgun, yoğun, kendini gösteren yapıda. Güncel versiyon sönük olmasa da buna göre biraz daha cılız kalıyor. 

Asıl önemli konu olan koku kısmına gelirsek; yeni versiyon bazılarının yanık asfalt, benzin kokusu gibi benzetmelerini alacak şekilde daha yoğun asilbent ve mastik karışımına sahip. Üst notalardaki turunçgiller biraz daha azalmış, çiçek notaları biraz daha geri kalmış halde. Dolayısıyla koku biraz daha reçinemsi, kremsi tatlılıkta bir hale gelmiş. Fahrenheit' ın bugün daha turunçgilli pek çok varyasyonunun olduğunu düşünürsek Dior'un bu yeniden formülize işini, bu yeni versiyonlara kapı açmak için para hırsıyla yapmış olma ihtimalini düşünmek istemiyorum. Orjinal versiyona gelirsek, onda üstteki taze turunçgiller daha fazla, çiçeksi notalar daha canlı ve dolgun, reçineler az. O alışılageldik yumuşak, tatlımsı-salatalığımsı kokuya sahip. Tatlılık daha geri planda. Günceli ise daha yanık reçinmesi kokuya sahip. Fakat bu bir karakter farkı. Genel koku olarak hala yakınlar. Ama fahrenheit' ı bilen herkes orjinal versiyonu ister. Yeni versiyonun biraz daha cılız ve az kalıcı olması da cabası. Fakat hala oldukça fark edilir bir koku. Yukarıdaki şişe güncel versiyon. Altta orjinal versiyonu görüyorsunuz.




Fahrenheit'ın kokusu eskiden 4 mevsime uygun bir kokuyken, şimdiki halinde artık daha ziyade sonbahar, kış kokusu haline gelmiş durumda. Eskisi genelin beğenisine uyacakken, güncelindeki yanık reçinelerden dolayı bilmeyenlerin öncelikle denemesi daha iyi olacak kokulardan. Yoğun çiçekli olmasına rağmen asla feminen olmayan, ama bununla beraber maskülen de olmayan koku bu sayede modernliğini hiç kaybetmiyor. Her zaman zinde, canlı, mutlu bir ruh haline sokmayı başaran yumuşak bir koku.  Karakteristik kokusuyla bir kere tanıştıktan sonra beyninize kazınacak , bir daha nerede duyarsanız duyun hemen tanıyacağınız bir parfüm. 


Peki günceli biraz daha farklı yapıda dedik. Aslını aratıyor dedik ne yapacağız? Üç seçeneğiniz var. En zoru ebay gibi platformlardan parfümün "vintage" versiyonlarını almak 2000 öncesi şişelerden aldığınıza emin olmalısınız. Hükümetin çıkardığı gümrük yönetmeliği gereği artık yurtdışından parfüm alamayacağınıza göre, oradan gelen bir yakınınızla getirtmelisiniz. Hayat ne kolay..İkinci ve daha kolay yöntem minyatürlere bakmak. 5-15ml arası minyatürler genellikle çok satılmadığından eski parfümlerin orjinal versiyonlarını bu yolla bulmak daha kolay oluyor. Son olarak ilginç bir şekilde size açık parfüm önereceğim. Şaşırmayın. Reklam olacak ama bargello parfümeri, genellikle fahrenheit' ın eski versiyonuna oldukça yaklaşmış durumda. Belirgin bir sentetikliği, kötülüğü bulunmayan parfüm, gayet taze ve hafif yapıda ayrıca kalıcılık ve fark edilirlik değerleri çok başarılı. Ucuz fiyatını da düşündüğümüzde güncel versiyonu size yanık asfalt vs benzeri kokuları hatırlatıyorsa en kolay çözümünüz açık versiyonunu almak. Bu herhalde önereceğim ilk ve tek açık parfüm önerisi olacaktır. Ancak dp değil, bargello, dp'nin versiyonu oldukça kötü bir kopya. 

Sonuç olarak eskisi efsane, yenisi oldukça başarılı olan bir parfüm fahrenheit. Odunsu çiçeksi misk kokularını seven herkesin mutlaka bir kez denemesi gereken bir parfüm. Herkes tarafından kokusu iyi bilinmesine rağmen, her türlü ortamda hala kabul edilen evrensel kokulardan. Klişeleşmesi mümkün değil gibi görünüyor. Aftershave balzamı çok daha hafif, salatalıksı güzel bir kokuya sahip ve yaz için ideal bir dip not olarak iliştireyim.


Güncel versiyon üzerinden konuşursam kalıcılığı iyi, fark edilirliği çok iyi. Uygun yaş grubu 16 ve üzeri. İdeali 18-25 arası. Sonbahar ve kış en uygun zaman. Ancak çok sıcak olmayan şu günlerde gayet güzelce kullanılabilir. Kendini açıkca göstermeyi seven bir koku olarak bir dış mekan kokusu. Her türlü haraketli, eğlenceli ortama uygun, bunun yanında sakin, ciddi durumlarda da sorunsuz. Güncel versiyonu denemenizi, eski versiyonu ise bulursanız mutlaka almanızı tavsiye ederim.


Christian Dior - Higher (2001)

"Metalik, keskin, ıslak bir sentetik koku.."



Güncel Diorlardan biri olan Higher odunsu aromatik tarzda, metalik bir koku. Genel olarak beğendiğim markanın beni en üzen modellerinden birisi.

Higher' ın harmanı:

üstte: şeftali, fesleğen, armut, turunçgiller
ortada: servi, biberiye, baharat notaları
altta: armut ağacı ve misk 

notalarından oluşuyor. Aslında hakkında çok fazla yazacak birşeyimin olmadığı bu parfümün kullandığım o kadar parfüm arasından en kötülerinden biri olduğun belirteyim. Harman son derece sentetik. Kesinlikle doğal kokmuyor. Şeftali, feslegen gibi yumuşak notaları sadece anlık algılıyorsunuz. Çünkü kısa sürede tüm harmanı çok yoğun bir biber notası hakim oluyor. Buruk karabibervari nota,  biberiye, baharatlar ve fesleğenin keskin bir karışımı da olabilir, "baharat notaları" adı altında kullanılmış sentetik bir karabiber notası da olabilir. Çünkü doğal yoldan bu kadar kuvvetli bir karabiber notasını vurgulamak pek mümkün değil. 

Eğer azzaro chrome' un fazla buruk ve biberli olduğunu düşünüyorsanız ( ki ondaki biberimsi havayı tamamen sentetik harman veriyordu), dior higher sizin için kabus olabilir. Çünkü kokusu çok yoğun biberli su şeklinde. Metalik, keskin, ıslak bir sentetik koku. Biber yoğunluğunu tarif etmem mümkün değil.Sanki bir bardak suya, kaşık kaşık toz karabiber dökmüşsünüz gibi kokuyor. Ayrıca bunu metalik bir sentetiklikte yapıyor. Örneğin jaguar da çok biberli bir kou ancak onda en azından notanın doğal olduğunu algılıyorsunuz.

Parfümün burukluğu modelin suratına  yansımış :)

Açıkcası dior'dan bu kadar kötü bir parfüm beklemiyordum. Burnumun direğini kıracak kadar keskin biber kokusuyla karşılaşınca acaba benim elimdeki şişede mi sorun var diye yabancı platformları incelemiştim, orada da benim gibi düşünenler olduğunu görünce ortaya iki seçenek çıkıyor. Ya koku aşırı ten seçici ve uymadığı tenlerde bu şekilde çok kötü, keskin, biberli su benzeri bir halde dönüşüyor, ya da üretim sırasında azımsanamayacak bir miktar şişede bozuk üretim oldu. Her iki durumda da alacağınız şişeyi denemeden almanız büyük kumar. Hiçbir yerde şişeyi önce açıp koklayıp, beğenirseniz alma gibi bir lüksünüz olmadığını düşünürsek, ben bu sıkıntının riske etmek için çok büyük olduğunu düşünüyorum. Sonuçta elinize ne geçeceği belli değil ve aldığınız en fazla bir dior.

Bende çok çok kötü bir izlenim bırakan parfüm bile diyemediğim ürünün kalıcılık ve fark edilirlik değerleri ortalama. Yukarıda yazdığım sıkıntıdan dolayı şişesini gördüğünüzde arkanıza bakmadan kaçmanızı öneriyorum. Uyarmadın demeyin.

Creed - Silver Mountain Water (1995)

"Genel olarak çoğunluğa uyabilecek, yaza uygun, ama çok da özel bir yanı olmayan bir kokusu olduğunu bilmeniz yeterli.." 


Silver Mountain Water, Creed' in yine oldukça popüler olan, yerli, yabancı pek çok platforda adı geçen bir parfümü. Creed için yeni olacak 95 çıkışlı parfüm  aromatik tipte ve sucul diyebileceğimiz kadar hafif yapılı.

Silver Mountain Water' ın harmanı:

üstte: bergamut, mandalina, portakal yağı
ortada: yeşil çay, kuş üzümü, deniz notası
altta: sandal ağacı, misk

notalarından oluşuyor. Sade ve değişik bir harman. Güncel birkaç parfümü dışında hemen her creed' in oldukça kaliteli, temiz ve doğal harmanlara sahip olduklarını daha önce yazmıştım. Smw ne alışılageldik creed kalitesinde, ne de güncel vasat creedlerin başarısızlığında bir harmana sahip. İkisinin ortasında. Genel olarak bir sentetiklik algılamıyorsunuz. Fakat çok özel şeyler hissettiren, kaliteyi vurgulayan bir harman olduğunu da söyleyemem. Bilmeden denerseniz creed olduğunu öğrendiğinizde şaşırabilirsiniz.


Kokusuna gelirsek. Fresh, sucul, hafif ve taze bir koku. Adı gibi. Fakat içinizi açacak, mis gibi canlı bir koku da beklemeyin. Biraz donuk. Yeşil çay ve sentetik deniz notası kokuyu genel olarak oldukça yumuşatıyor. Üstteki turunçgiller de sulu kokularıyla bunu destekliyor. 

Ben kokusunu Bulgari pour homme ile Creed Millesime Imperial' in bir karışımına benzettim. Bazıları fazla feminen ve mürekkep benzeri bir kokusu olduğunu yazmışlar. Ben buna katılmıyorum. Genel olarak çoğunluğa uyabilecek, yaza uygun, ama çok da özel bir yanı olmayan bir kokusu olduğunu bilmeniz yeterli. 


Şimdi parfümün önemli eksikliklerine gelelim. Ne yazık ki parfüm oldukça zayıf bir karaktere sahip. Elbette bir powerhouse beklemiyoruz, ancak genel creed ortalamasının oldukça altında bir karakter bu. Hem fark edilirlik, hem kalıcılık değerleri oldukça kötü. Çekingen ve tene çok yakın kalmayı seven bir yapıda olması işleri daha da zorlaştırıyor. Sıktıktan kısa süre sonra kendi üzerinizde dahi zor algılıyorsunuz. Böyle olunca biraz daha sıkarsanız, bu sefer de her nota rastgele bir şekilde kendini keskince ortaya çıkarıp, rahatsız edici olabiliyor. Yani öyle de, böyle de olmayan bir durum. 


Vereceğiniz parayı düşünürsem; gerek bu fazla sönük yapısı, gerekse çok da özel bir yanı olmayan tatminkar kokusu nedeniyle alınmasını pek mantıklı görmüyorum. Hele sevgili hükümetimizin çıkardığı yeni gümrük yönergesine göre yurtdışından her türlü kozmetik ürün almanın yasaklandığını düşünürsek, ülkemizdeki aç mağazalara yüz milyonlar vermenizi gerçekten istemem. Özetle Creed'in abartılmış bir başka zayıf halkası.


Kalıcılık ve fark edilirlik bende ortalama altı. Uygun yaş grubu 18 ve üzeri. Genele ve geniş bir yaş grubuna uygun. Sıcak zamanlarda, iç ve dış mekanlarda kullanılabilir. Ama günün ilk yarısında daha iyi olacaktır. Yukarıda yazdığım zayıflıklarından dolayı tavsiye etmiyorum. Fotolar; Brandxr