Caron etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Caron etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

25 Mart 2013 Pazartesi

Caron - Pour Un Homme (1934)

"olgun beyefendilere hitap eden, sakin ve yumuşak bir maskülen.."


 
Sıradaki incelememde Caron Pour Un Homme var. Parfümümüz 34 yılında çıkmış aromatik tarz bir koku. Ancak klasik bir aromatikten farklı olarak vanilya'ya da ağırlık vermiş. Dedelerimiz döneminde çıkmış ve hala hafif dedemsi(!) kokuyor. Benim bu tabiri kullandığımı çok nadir duyarsınız o yüzden böyle olduğundan emin olabilirsiniz. Ama kötü değil, okumaya devam edin.

Caron Pour Un Homme' un harmanında:


üstte: lavanta, biberiye, bergamut limon
ortada: ada çayı, gül, gül ağacı, sedir
altta: vanilya, tonka fasulyesi, misk ve meşe yosunu


notaları var. Pour un homme; temiz, doğal ve kaliteli harmanlı bir koku. Tatlımsı yumuşak bir kokusu var. Sentetiklik yok. Bir comme de garçons kalibresinde değil ama herhangi bir Caron parfümünü kullananlar harmanın doğallığını ve doğruluğunu bilirler. 

Diğer tüm üreticilerden sıyrılan ilginç bir esans kalitesi var. Bu parfümde köşeli, rahatsızlık veren bir yapı yok. Notalar güzelce harmanlanmış. Sakin ve efendi bir harman. Maskülen ama efendi bir parfüm, hırçın değil.


Parfümün açılışında üstten sadece çok hafif lavanta biberiyenin desteğiyle duyuluyor. Ancak bunlar çok kibar vuruyor. Ardından ada çayı ve gül ağacı hissedilebiliyor. Baştan sona gidene kadar ise meşe yosunu, çok hafif misk, tonka ve genel baskın karakter olarak vanilya alınıyor. Ada çayı ve vanilya baskın karakterler. Ben bu bakımdan third man ile pour un homme’u benzetiyorum. Hatta birbirlerinin varyeteleri gibiler. Ancak third men kremsi bir kokuya sahipken pour un homme hafif donuk bir kokuya sahip. Sanki third man birazcık daha güzel. Ama ikisi de ilginç kokular. Söylemeliyim ki; parfümü sıktıktan sonra uzun süre geçip ortada sadece vanilya kaldığında aldığım vanilya kokusu, şimdiye kadar bir parfümde aldığım en güzel, en doğal, en cezbedici vanilya kokusu idi. Ancak bu her zaman olmuyor. Nadiren hissedilebiliyor. Fakat gerçekten çok hoş bir vanilya. Yani doğal vanilya kokusunu arıyor ama sentetik bombalardan bıktıysanız caron pour un homme belki de en seveceğiniz parfümlerden biri olabilir. Çünkü parfümün özeti hafif aromatik bir çatı üzerine inşa edilmiş vanilya teması şeklinde.



Caron kokularında genel hakim olan dolgun vanilya, ada çayı ve biberiye kombinasyonu bende artık Caron imajını sanki; 40 yaş üzeri adamlarca, 40 yaş üzeri insanların kullanması için hazırlanan parfümler şeklinde oluşmaya başladı. Çünkü denediğim tüm Caron’lar gayet kaliteli, temiz harmanlara sahip olmakla beraber hallice eski kafa efendi kokulardı. Pour un homme da öyle. Yalnız caron parfümlerinin bu olgun yaş grubunun altında bile olsanız çok rahatsız olmadan da beğenerek kullanabiliyorsunuz. Böyle bir olayları da var.


Özetle; olgun beyefendilere hitap eden, sakin ve yumuşak bir maskülen. Gayet başarılı bir caron kokusu. Ancak third man'in biraz daha gerisinde. 

Fark edilirlik ortalama, kalıcılık ortalama. Uygun yaş grubu 35 ve yukarısı ancak 25’ten itibaren taşınabilir. Sonbahar ve kışa uygun. İç ve dış mekanlarda günün her zamanı kullanılabilir. Biraz eski kafa olmasına rağmen; ortalamanın üzerinde, kaliteli, farklı az bilinen kokular arayan ve vanilya notasından hoşlananlara denemelerini tavsiye ederim.

4 Haziran 2011 Cumartesi

Caron - L'Anarchiste (2000)

"En farklı parfümler listesine ilk sıralardan girecek parfüm, farklı olmayı sevenlere ya da koleksiyonerlere çok uygun..."


İşte erkek parfümleri dünyasının en farklı ve orjinal parfümlerinden bir tanesi. Önceki incelemelerimden Caron' ların zaten alışılageldik olmayan kendilerine has kokuları olan parfümler olduklarını biliyorsunuz. L'Anarchiste ise bu konuda çıtayı oldukça yükseltiyor, öyle ki 2000 çıkış yılına rağmen artık parfümseverler arasında kültleşmiş bir parfüm. Odunsu tip parfümün detaylarına inmeden önce teknik olarak değerlendirelim.

L'Anarchiste' in harmanı:

üstte: portakal çiçeği, mandalina, nane
ortada: sedir, sandalağacı, kabe samanı, lignum vitae
altta: misk


notalarından oluşuyor. Harman sade ve yeterli. Önemli kısım olan kokusuna gelmeden önce harmanından kısaca bahsetmek gerekirse;  doğal, uyumlu,dengeli bir harman olduğunu söyleyebilirim. Herhangi bir sentetitklik, köşelilik, agresiflik yok. 

L'anarchiste yapı olarak adına rağmen oldukça sakin ve yumuşak yapılı bir parfüm. Tüm caronlar gibi; sanki biraz dededen kalma elegant bir kokuymuş izlenimi veren bir yapıya sahip olsa da, ağır, eski kafa ya da bayık değil. Ama gerek karakteri olsun, gerek kokusu, gerek şişesi bana göre ben 60'lardanım diye bağırıyor. 



Kokusuna gelirsek en yumuşak ve günlük kullanılabilir caronlardan birisi. Ama bir yönü varki sürekli kullanımını bana göre engelliyor. O da çok farklı olan kokusu. Tam olarak kokusunu tarif et derseniz; odunsu kokularla desteklenen, kurutulmuş, fırınlanmış ya da karamelize edilmiş tatlımsı portakal kabukları gibi oldukça ilginç ve yumuşak bir kokuya sahip. Şekerli değil ama tarçınımsı karamelize bir tatlılık bu. Baştan sona tüm kokuya bu kremsi/plastiğimsi tatlılıktaki portakal kabuğu kokusu hakim. Bu açıdan gayet tekdüze. Bu son derece ilginç kokusundan dolayı az kişinin beğeneceği bir parfüm. Ancak beğenenlerde oldukça çok beğenecektir. 

Koku bir gourmand olmamakla beraber o tipe yaklaşan bir karakter çiziyor. Ne tam odunsu, ne gourmand, ne maskülen ne başka birşey. Tanımlaması, heleki kokusunu anlatması çok zor. Ben size ne kadar anlatsam da kendiniz denemeden tam olarak o hissiyatı yaşayamazsınız. Kesin olan şey çok farklı bir kokuya sahip olduğu. 

Genel olarak L'Anarchiste koku güzelliğinden değil de farklı ve eğlenceli yapısından dolayı elde bulundurulmak istenecek bir parfüm.  Ben şahsen türk kullanıcısının beğenisine pek uygun olmadığını düşünüyorum. Ama eğitimli burunlar ve ilginç tatları sevenler için koleksiyonluk bir ürün. Sürekli kullanımda sıkacaktır.

Özetle L'anarchiste, çok farklı, koku olarak özel, kendine has bir parfüm. Pratik günlük kullanımlık bir kokudansa koleksiyonluk bir koku. Yine de gourmand kokuları sevenler için ara sıra kullanılacak bir kışlık koku olabilir.


Kalıcılığı ortalama, fark edilirliği ortalamanın biraz üzeri. Uygun yaş grubu 30 ve üzeri. Tatlımsı, ılık yapısından dolayı kışa uygun. En farklı parfümler listesine ilk sıralardan girecek parfüm, farklı olmayı sevenlere ya da koleksiyonerlere çok uygun. Standart kullanıcıya doğrudan önermeyeceğim, fakat merak ediyorsanız kötü bir koku olmadığını bilerek deneyebileceğiniz bir parfüm.


Caron - The Third Man / Le 3' Homme (1985)

"Klasik aromatiklerin tekdüze yeşilliğinden sıkılanlara kompleks bir alternatif.."
 



Yatagan' dan sonra ikinci Caron incelemem olan Third man, markanın genel olarak en popüler erkek parfümü. 85 çıkışlı ve aromatik odunsu bir parfüm olan the third man, hemen hemen tüm parfüm platformlarında en çok beğenilen ve önerilen caron' ların başını çekiyor. Peki bu ününü hak ediyor mu? Bakalım.

The Third Man' in harmanı:

üstte: lavanta, biberiye, anason, bergamut
ortada: sardunya, yasemin, gül, karanfil, eğreltiotu
altta: amber, misk, yosun, sedir ağacı, silhat, tonka fasulyesi, vanilya

notalarından oluşuyor. Harmana bakınca odunsu yönünden ziyade aromatik otsu yönlerinin ağır bastığını görüyoruz.  Neredeyse en rayihalı notalar kullanılmış. Ancak harmanı oldukça iyi dengelenmiş. Rahatsız eden, bunaltan, ağır bir yanı yok. Heleki yatagan'dan çok daha yumuşak bir parfüm. Ancak bunun bir caron olduğunu unutmamanız ve dolayısıyla fahrenheitvari hafif bir koku da beklememeniz gerekiyor. Çünkü caronlar karakteristik olarak ağır diyemesemde hafiften eski kafa ve ciddi parfümler bundan dolayı günümüz standart kullanıcılarının hepsine uymayabilirler. Harmandaki notalar markadan alışık olduğumuz üzere son derece kaliteli ve doğal. Belki bir Creed kadar değil ancak bilinen moda markalarının raf parfümlerinin üzerinde bir kalite. Herhangi birisini rahatsız edeceğini zannetmiyorum. Sentetiklik yok. 

eski karizmatik şişe

Kokusuna gelirsek. Third man maskülen bir parfüm. Ancak çok da alışıldık olmayan bir kokusu var. Başlangıçta berbamut, üst harmandaki diğer notalarla çok hoş, çok taze bir açılış yapıyor. Gördüğüm en güzel bergamut açılışlarından birisi. Keşke hep öyle kalsa dedirtecek kadar güze bir açılış. Sonra hemen vanilya, yosun, misk ve silhat kendilerini inceden belli etmeye başlıyorlar ama bergamut hala yerinde kalıyor. Biraz daha sonra, orta notalar da nanik yapmaya başlıyorlar. Bu gelişim detaylı gibi görünse de herşey uyum içinde gerçekleşiyor ve bir ungaro 3' teki gibi algıları zorlama durumu yok. Orta harmandaki çiçekler ve alttaki vanilya harmanı yumuşak, neredeyse kremsi bir hale getiriyor. Dolayısıyla third man, kafanızdaki klasik yeşil aromatiklerden değil. Hafif çiçeksi, tatlımsı kremsi, gayet yumuşak bir aromatik. Sert ve saldırgan bir koku değil. Eski moda değil ama oturmuş bir koku. Bana göre parfüm gerçek anlamda şaheser.  Ama herkese uygun değil. Neden mi?

Öncelikle kaliteli, sofistike yapısından dolayı gerçek anlamda eğitimli burunlara sahip kişilere uygun. Hayatı 5-10 parfümle geçmiş bir insan, third man'i ziyan edecek, parfümden hiçbirşey anlamayacak, üzerindeki emeği algılayamayacaktır. En az 100 farklı parfüm kullandıysanız ya da çok hassas bir burna sahipseniz denemeniz gereken bir koku. Daha da önemlisi parfümü sadece kullanmak değil, zevk haline getirmiş bir meraklıysanız önerilebilecek bir koku.  Bundan dolayı tüm bu övgülere rağmen kendinize bu parfüme uygun olup olmadığınıı sormanız gerekiyor. Çünkü parfüm dünyasındaki her parfüm bir bulgari acqua, kenzo, armani code vs gibi herkes tarafından ilk sıkışta hemen sevilip, düzenli kullanılabilecek yapıda değil. Bunun en güzel örneklerinden biri Terre d'hermes.


Özetle; the third man aromatik parfüm sevmeyenlere bile, bu türü sevdirecek derecede güzel, yumusak bir maskülen. Caron' un en iyi kokularından birisi. Klasik aromatiklerin tekdüze yeşilliğinden sıkılanlara kompleks bir alternatif. Son derece pratik bir parfüm olmasıyla beraber,  "kullanımlık" bir parfümden ziyade artık biraz da gurme bir ürün. Hedef kitlesi belirli. 

Fark edilirliği ortalama üzeri, kalıcılığı yüksek. Uygun yaş grubu 30 ve üzeri. Efendi bir maskülen olarak bir oturaklı kullanıcılara ihtiyacı var. Bununla beraber bu tarz sakin ve sofistike maskülenleri seven daha genç kullanıcılardan da; 26 ve üzeri olanları ara ara kullanabilir. Yapısı itibariyle sonbahar, kış  gibi mevsimlere daha uygun. Serin ilkbahar günleri de kullanılabilir. Fakat yaza pek uygun değil. Bana göre her ciddi parfümseverin koleksiyonunda bulunması gereken değerli bir parfüm.

6 Mart 2011 Pazar

Caron - Yatagan (1976)

"Sert parfüm mü arıyorsunuz?  İşte buldunuz.."
 


Caron için sizler neler düşünüyorsunuz bilmiyorum ama benim gözümde hem esprili bir şekilde dedeler tarafından dedeler için üretilen parfümler geliyor. Yalnız bunun tekrar espritüel bir yaklaşım olduğunu belirteyim. Aşırı ağır ya da kullanılamaz dede parfümleri oldukları gibi yanlış bir yanılgıya kapılmanızı istemem. Ama şu kesin ki tüm caron parfümleri genelde orta yaşlara hitap eden oturaklı parfümler. Yatagan da farklı değil. 76 çıkışlı deri-şipre tipi parfüm tahmin ettiğinizi gibi adını Osmanlının ünlü yatağan kılıçlarından alıyor. Geçrekten de yatağan gibi keskin ve sert bir koku. 

Yatagan' ın harmanı:

üstte: lavanta, kasnı sakızı, fesleğen, çam iğnesi, su teresi, pelin
ortada: sardunya, meşe, meşe yosunu, kabe samanı, silhat
altta: deri, misk, kunduz yağı, odunsu notalar, kara buhur


notalarından oluşuyor. Gördüğünüz gibi günlük hayatta pek görmeye alışık olmadığınız egzotik bir harman. Zaten parfümün yapısı da kokusu da öyle. Yatagan karakter olarak dönemine gayet uygun, son derece köşeli ve sert yapıda, saf maskülen bir koku. Sert parfüm mü arıyorsunuz? İşte buldunuz..


Gerçekten de yatagan kalbi zayıf olanlara uygun değil. Antaeus, jaguar klasmanında son derece acımasız kokulardan. Kesinlikle "ayy parfümün ne güzel kokuyor" dedirtecek yumuşak, tatlı feminen kokulardan değil. Ortalama maskülen kokuları sevenler için dahi oldukça köşeli, sert bir parfüm. Ben maskülen parfümleri ikiye ayırıyorum. 80ler dönemi drakkar noir, bogart, polo gibi yeşil, aromatik, taze ve yumuşakbaşlı maskülenleri ile biraz daha önce çıkan antaeus, kouros, jaguar gibi çok daha kuvvetli ve dozajı ayarlanamayıp fazla sıkıldığında acımasız ve sert olan kokular. Normal kullanıcılardan ziyade belirli bir 35 yaş üzerindeki kesime hitap eden kokular. Yatagan da bu ikinci gruba giren, hatta bu ikinci grubun ağababalarından olan bir parfüm. Kesinlikle şakası olmayan bir parfüm.


Gözünüzü bu kadar korkuttuktan sonra genel yapısından bahsedeyim. Harmandaki alışıldık olmayan notalar birleşince ortaya da alışıldık olmayan kendine has bir koku çıkıyor. Burnu yoracak derecede olmasa da çok komplex bir harmanı var. Benim tam olarak çözemediğim, kafamı karışıtıran nadir birkaç kokudan. Başarılı bir harman mı? Evet notalar son derece doğal, taptaze ve kaliteli. Ancak harman biraz daha iyi uyumlu ve homojenize olabilirmiş. Öyle ki içeriğindeki sert notalar harmanı dikenli bir top gibi yapıyor, neresinden tutsanız oradan batıyor size.



Kokusunu tarif etmek biraz zor. Çeşitli platformlarda çoğu kişinin yaptığı kereviz benzetmesi tarzı yoğun bir kokusu var. Ne çamsı, ne oryantal, farklı, kuru, acı ve sert bir odunsu koku. Antaeus' un oldukça sert bir varyasyonu gibi. Ama öyle böyle değil, yumruğuyla öldürür Antaeus' u. Hani bilemiyorum Caron, Osmanlıyı düşünüp sert ve acımasız bir yeniçeri teması mı vermek istemiş parfüme ancak, şu kesin ki parfüm tüm piyasadaki en sert ve köşeli parfümlerden biri.

Özetle; kesinlikle herkesin harcı olmayan über maskülen koku. Evet, sert yapılı ve kaliteli ancak, maskülen parfüm seviyorsunuz diye bu kadar zorlamaya gerek var mı bilmiyorum. Bir rive gauche, azzaro, polo pekala yeterli. Ayrıca caron'un diğer parfümlerindeki oturmuşluk ve sofistikelikten uzak biraz kaba bir parfüm. Fakat amaçladığı tarzda oldukça başarılı hakkını yememek lazım. Bu kadar sert kokuları kullanabiliyorsanız kompleks ve uysal olmayan yapısıyla kullanıcısına vahşi bir atı ehlileştirmenin zevkini verecektir.


Kalıcılığı ve fark edilirliği bende ortalama üzeri idi. Kesinlikle 30 yaş altına uygun değil. 35' ten başlayarak çıkar kullanım yaşı. Ancak soğuk kış günlerinde kullanıma uygun. Farklı bir koku olarak koleksiyona katabilirsiniz ancak kullanım amaçlı düşünüyorsanız bu tarz parfümleri sevdiğinizden emin olun. Körlemesine kendinize ya da başkasına hediye olarak almak büyük hata olacaktır. Çok sert maksülenleri sevenlere tavsiye edeceğim ancak, bunun dışında kalan yani ortalama parfüm kullanıcılarının % 95' ine tavsiye etmeyeceğim bir parfüm. Tarzına göre başarılı ve kaliteli ama günümüz yaşantısına fazla sert.