28 Eylül 2013 Cumartesi

Lancome - Trophee Lancome (1982)

"Taze, yeşil şipre nasıl olur sorusunun cevabı.." 


Bu sefer karşımızda Lancome’un eskilerden bir kokusu var. Parfüm 82 çıkışlı klasik bir şipre. Aslında üretimi kesilmişti ama lancome yaptığı hatanın farkına varınca 2002’de yeniden üretmeye başladı. Bu yazıda incelemesini verdiğim orijinal 82 çıkışlı vintage versiyon. Bakın ne yazıyor orada? 1982. 80lerde çıkmış olması ne demek? Çok yüksek ihtimal güzel/kaliteli bir koku olması demek değil mi? Evet. Hem de şipre. Hem de adı trophee, hem de kapağı golf topu şeklinde. Valla hiç sona saklayamayacağım yorumumu; koku süper, daha iyi olamazdı. Klasik 80ler taze yeşil şipresi. Trophee Lancome; adını ve şeklini Lancome tarafından 1970'den 2003'e kadar sürdürülmüş olan Trophee Lancome golf turnuvasına adanmış olmasından alıyor.
Trophee Lancome' un harmanı:

üstte: limon, fesleğen, misket limonu, petitgrain
ortada: meyveli notalar, yeşil notalar, yasemin, defne, silhat, sedir
altta: misk, laden reçinesi(tavşanak), meşe yosunu, amber, tonka fasulyesi
notalarından oluşuyor. Harman üst düzey. Tam bir 80'ler parfümünden bekleyeceğiniz kalitede. 30 yıllık parfüm olmasına rağmen notaları tek tek, canlı ve keskin şekilde vuruyor. Ama rahatsız edici değiller, gayet uyumlu bir bütünlükteler. 2002 çıkışlı versiyonun kağıt üstünde harman içeriği hemen hemen aynı sadece orta harmandaki bazı notalar diplere çekilmiş. Onu kullanmadığımdan kıyas yapamıyorum. Trophee gözünüz kapalı koklatılsa sizi direk 80lere götürecek derecede mükemmel bir harmana sahip. Sentetiklik yok.

Kokusuna gelelim. 80'ler parfümü olunca bazılarınıza ağır gelir bu tip parfümler sürekli. Ama bu parfüm bir şipre. Şimdi bu yabancı tabirlere alışkın olmayanlar, ya da eski parfümleri bilmeyenler gerçek bir oryantal, fujer, şipre vs nasıl kokar emin olamazlar. Kullandıkları parfümlerle kıyas yapmaya çalışırlar. 
Ama şunu belirteyim; günümüzde koku sınıfları modernleştirme uğruna kombine edilip çok karıştırılıyor. Fujer diye sınıflandırılan bir parfümün gerçek fujer ruhuyla alakası olmayan bir koku karakteristiği olduğunu sıkça görüyoruz mesela. Ben bu şekilde büyük farklılıklar gördüğüm zaman incelemelerimde bunu belirtiyorum. Tabi bu sıkıntıda bazı sınıfları olmazsa olmaz yapan doğal esanların parfümde kullanılmasını yasaklayan/kısıtlayan IFRA belasının payı da çok büyük. Trophee Lancome' a döndüğümüzde ise %100 şipre olduğunu görüyoruz. Yani gerçek şipre koku karakteristiği nedir bilmeyen birisi trophee'yi koklarsa net şipre karakteristiği aklına unutulmamacasına kazınır; hafif maskülen, sarı turunçgiller eşliğinde ekşimsi, asidik bir tazelik ve ferahlık, buna eşlik edip oturaklı kalmasını sağlayan meşe yosunu, amber, odunsu notalar. Ne zamanki güzel yosunsu orman kokusunu anlatan meşe yosununu taze ekşi turunçgiller eşliğinde alıyorsunuz ve parfüm genel bir oturaklılığa sahip anlayın ki o parfüm bir şipre. Trophee Lancome' da  böyle işte. Tam benlik bir koku, enfes. Ben daha kokunun notalarına hiç bakmadan, kokuyu daha hiç bilmeden sırf şişesinin tipini görüp ve yılına bakıp tam olarak nasıl bir koku olacağını ve nasıl kokacağını biliyordum. Ve aynen hayal ettiğim gibi bir kokuya sahip. Ekşimsi, çimensi, yeşil, dolgun, turunçgilli bir koku. Benim tam olarak sevdiğim kokuların nasıl olduğunu anlamak istiyorsanız bunu, polo crest’i koklayın. Golf ya da polo sporuyla ilgili çıkarılan hemen her koku benim favorim. Çünkü yeşile ve doğaya adanmışlar.

Özetle; bahsettiğim bu ilk jenerasyon, Lancome'un parfümlerinin kalitesini ortaya koyan, döneminin en başarılı şiprelerinden olan, tam anlamıyla olmuş bir koku. Taze, yeşil şipre nasıl olur sorusunun cevabı. Maskülenler arasında oldukça iyi, kendi tarzında en üst tepelere koyuyorum. 
Kalıcılık ortalama üzeri, fark edilirlik ortalama altı, tene yakın kalıyor. Tabi bunda artık iyice yıllanmış bir parfüm olduğunun etkisi olduğunu dikkate alın. 4 mevsim, günün her saati kullanılabilir. Tercihen 30 yaş ve üzeri diyorum günümüzde. Biraz daha altı da olabilir ama 25 altı gençlere biraz eski kafa gelebilir belki. Genel olarak erkeksi parfümleri seven herkese önermekle beraber, özellikle 80'ler şipre ve fujerlerine meraklı herkesin koleksiyonunda kesinlikle bulunması gereken bir parfüm olduğunu söyleyerek yazımı noktalıyorum.


not: DecantSHOP çekişi için son bir kaç gün. Hala olmadıysanız, saklı notalar facebook sayfası takipçisi olun, kendinize bir şansı verin.

13 Eylül 2013 Cuma

DECANTShop' tan SaklıNotalar takipçilerine özel hediye çeki fırsatı!

Merhaba sevgili okuyucular,

Hanginiz decant, sample sevmez?..... Evet tahmin ettiğim gibi çıt yok. :) SaklıNotalar olarak DECANTShop ile yaptığım anlaşmayla, aranızdan 2 kişiye hediye çeki fırsatı fırsatı sağlıyorum.

Saklınotalar Facebook sayfasındaki sayfa takipçileri arasından yapılacak çekilişte; 2 kişi DECANTShop' tan tam 30$ değerinde hediye çeki + ücretsiz kargo hakkı kazanacak. 

kurallar:

- Çekilişe katılmak için tek yapmanız gereken;  saklınotalar facebook sayfasında sayfa takipçisi olmak.
- Çekilişe katılım 30 Eylül günü saat 24:00' a kadar açıktır.
- Sonuçlar 1 Ekimde açıklanacaktır
- Katılımcılar arasından 2 talihli;

üretimden kalkmış/vintage/saf parfüm ekstrakti

dışında kalan; istedikleri parfümlerden, istedikleri adet ve boy decant alımında kullanmak üzere 30$ değerinde hediye çeki kazanacaklardır.

Şu klişe cümleyi yazmazsam ölürüm; siz de takipçi olun, siz de kazanma fırsatı yakalayın. :) Bol şanslar. 





12 Eylül 2013 Perşembe

Creed - Aventus (2010)

"bir creed’den çıkmasını isteyeceğiniz şeyler tam olarak çıkmamış.."



Uzun süredir incelemek istediğim Creed Aventus’ u deneme fırsatını sonunda Decantshop sayesinde elde ettim. Kendilerine çok teşekkür ederim. Malum; Creed çok sık parfüm çıkaran bir firma olmamasından ve parfümlerinin ortalama çıtanın üstünde olmasından dolayı, herhangi bir yeni parfümü çıktığında çok heyecan ve merak uyandırıyor. Aventus’ un Napolyon’un hayatından etkilenilmiş; güç, vizyon, başarı vs gibi temalara odaklandığı ıvır zıvırlarını geçelim, çünkü hepimiz aventus’un o kadar özel bir koku olmadığını biliyor ve esas konu olan parfümü görmek istiyoruz. Oliver ve Erwin Creed tarafından yaratılan Aventus meyveli şipre olarak sunuluyor ve kendine has bir tarzı var. Adından anlaşılacağı üzere ağırbaşlı bir parfüm olma çabasında. Aventus, Latincede ağırbaşlılıkla anlamına geliyor.

Aventus’ un harmanı:

üstte: bergamut, kuş üzümü, kırmızı elma, ananas 
ortada: yasemin, huş, silhat, gül
altta: misk, meşe yosunu, amber, vanilya 
notalarından oluşmakta. Harman, creed için pek alışık olmadığımız tarzda, özellikle kuş üzümü, ananas gibi notaları içermesiyle. Harman kalitesi olarak çok az bir miktar sentetiklik olduğunu belirteyim, bu da haliyle huş, misk gibi notalardan gelmekte. Bunların doğalı bugün kullanılamadığından yapay olarak üretilen esanslar kullanılıyor. Huş da sanırım katranından elde edilen kokusundan dolayı isli, dumansı bir kokuya sahip olmuş. Fakat güzel. Harmandaki hafif sentetikliği geçersek, notalar için çok yüksek kalite diyemeyeceğim. İyi creed parfümlerinde alışılageldiği üzere her notayı tek tek şak diye algılamıyorsunuz. Mesela ben parfümü ilk denemek için sıkıp, harmanına bakmadan analiz etmeye çalıştığımda, algıladığım daha ziyade hafif koyu yeşil bir karakter eşliğinde yarı keskin/metalik menekşe yaprağı kokusuydu. Belki süsen de olabilir diye aklımdan geçirmiştim. Ancak baktığımda alakasız notalarla karşılaştım. Çoğu creed'de böyle olmaz. Harmanın bir diğer dezavantajı da çok statik bir harman olması. Yani evet, sıktıktan sonra belli notalar azalıp, orta ve alt harmandaki notalar biraz daha ortaya çıkıyor ama bu çok cılız bir biçimde oluyor, kokunun genel karakteri % 90 oranında ilk sıktığınızda neyse o. Bir değişim, gelişim, heyecan yok. Aradaki geçiş nüanslarını özellikle analiz etmeye çalışmıyorsanız algılamanız gayet zor. Yani sade bir anlatımla başta sıktığınızda neyse, uçmak üzereyken de hemen hemen o. Hepsi bir araya gelince harman bana en fazla eh dedirtti, ancak unutmayın creed standartları için konuşuyorum, genel parfümler arasında başarılı denebilir.

Esas konu olan kokuya gelelim. Çoğu kişi en net nota olarak ananas’ a değinmiş. Benim tenimde durum biraz daha farklıydı. Evet, ananas gayet fark edilirdi ama en temel notalar kuş üzümü ve huş notasıydı. Gerçi üretim partilerine göre koku karakterleri arasında farklılık görülebiliyor. Açılış bergamut, elma, ananasın meyve karışımı şeklindeki patlamasıyla kuş üzümü egemenliğinde başlıyor. Ama bu meyve karışımı ancak 1 dakika belirgin, sonra bergamut hemen sönüyor, elma bir 5 dakika daha alttan eşlik ediyor, ananas yarım saat civarı. Bu ilk yarım saatte en temel nota kuş üzümü. Şunu da söyleyeyim bu meyveli hal bir Creed’ e yakışmamış. İlk yarım saat dolmaya başlarken kuş üzümüne isli kokusuyla huş eşlik etmeye başlıyor. Genel olarak isli huş ve siyah üzümün egemenliğinde, çok çok cılız elma ve ananas karışımı olan bu koku çoğu kişi için orijinal ve beğenilesi bir koku. Ama sofistike mi? Bence değil. Özel mi? Yine değil. Yani inanın bunun aynısı şekilde kokacak bir deodorant bulup kullanıp yine olumlu övgüler kolayca alabilirim. Baştan sona çok statik olan koku karakterinden dolayı da gerçekten bir deodorantı andırıyor. Yanlış anlamayın parfümü ezmiyorum, kokusu memnun edici, tekdüze değil, ama özel veya yabancı ortamlarda anlatıldığı kadar farklı olmadığını bilmenizi isterim. Yukarıda huşun devreye girmesinden sonra parfümde artık çok bariz bir değişiklik olmuyor. Gül, yasemin, vanilya gibi notalar yok gibi. Amber keza aynı şekilde. Benim tenimde misk de pek yoktu, silhat ve meşe yosunu ise az miktarda kokuyu dipten biraz vurarak, süetsi, yarı koyu bir pelerine sarıyorlar. Ama baştan sona hep alacağınız; süsen kökü veya menekşe yaprağı gibi kokan(menekşe değil, yaprağı) isli huş, kuru üzüm karışımı temalı bir koku. Genel karakteri ciddi. Sert yada erkeksi değil ama ağırbaşlı bir havası var. Bir yorumcu para, banknot gibi koktuğundan bahsetmiş ama bence o konuda bir Bulgari ph değil.

Özetle; creed’ den yine ortalama bir koku. Kötü olmamakla beraber, bir creed’den çıkmasını isteyeceğiniz şeyler tam olarak çıkmamış. Normal bir markanın ürünü olsa değişik koku karakteristiği için en azından bir defa denenebilir diye düşünürdüm, ama durum creed ve creed fiyatı olunca açıkçası bu parfüme gelene kadar daha karakteristik ve sofistike pek çok parfüm alınabilir.

Fark edilirliği ortalama altı ile ortalama arası. Öyle kendini çok göstermeyi sevmiyor, nispeten çekingen ve tene yakın kalmayı seven bir koku. Bu da oldukça yüksek fiyatını düşündüğünüzde önemli bir eksi. Kalıcılığı ise çok iyi. 7-9 saat arası tende kalabiliyor ve başta sıktığınızda nasıl kokuyorsa büyük ihtimalle o halde. Ama dediğim gibi fark edilirliği düşük olduğundan, kalıcı olmasının pek önemi olmuyor. 4 mevsim, günün her vakti kullanılabilir. Ciddi iş görüşmelerine uyum sağlayabileceği gibi, akşam müzikli ortamlarda da uyum sağlayacaktır. Uygun yaş grubu 25 ve üzeri. Aslında ciddi beklentileri ya da tecrübeleri olmayan çoğu parfüm kullanıcısına oldukça sevilesi ve kullanılası gelecektir, ama sorun da burada başlıyor zaten. Algı ve beklentileri bu şekilde olan birisi, parfümüne bir creed parası vermeyi istemeyecektir, Creed almayı göze alan ciddi parfüm severlerin ise genel olarak benim bulduklarımdan fazlasını bulacaklarını pek zannetmiyorum. Yani sonuç olarak önersen bir türlü, önermesen bir türlü parfümü olmuş, kişisel fikrim tatminkar ama takibe değer bir koku olmadığı yönündedir. Creed’ in çok daha başarılı parfümleri varken Aventus için fazla heyecana kapılmaya gerek yok diyorum.

10 Eylül 2013 Salı

Thierry Mugler - Mugler Cologne (2001)

"guerlain vetiver’in kuru olmayan, daha sulu, ekşi ve canlı bir versiyonu diyebilirim.."



Thierry Mugler parfümleriyle aramın çok iyi olmadığını bilirsiniz. Özellikle xMen serileriyle yıldızımız hiç barışamamıştı. Ancak yeşil ve sabunsu bir koku olarak lanse edilen cologne’u denemeden edemezdim. Parfüm 2001 çıkışlı aromatik turunçgil kokusu. Şişesinden ne algılıyorsanız öyle bir karakteri var; yeşil ve hafif.


Mugler Cologne' un harmanında 

üstte: bergamut, neroli yağı, petitgrain
ortada Afrika portakalı çiçeği
altta: beyaz misk 

notaları var. Harman içerisinde ayrıca alt harmanda adı açıklanmayan S harfiyle başlayan gizli bir koku molekülü daha var. İşte bu gizli nota parfüm tam bir sabunsu kabe samanı kokusu haline getiriyor. Her ne kadar aromatik turunçgil olarak pazarlansa da net bir aromatik havası yok. Turunçgiller ise dolgun. Mugler cologne edt olarak sunulsa da aslında tam bir edc. Bundan da çok uçucu ve dolayısıyla fresh, ve sık sık yinelenmek isteyen bir koku olduğunu anlamışsınızdır. Harman oldukça sade ama tekdüze ya da sıkıcı diyemem çünkü bu tip yeşil fresh tip hafif parfümlerde sıkıcılık bir görülen bir şey değil. Harmanda sentetiklik yok, temiz ve doğal kokuyor, kullanılan esanslar nispeten iyi kalitede. Ancak konsantrasyon oldukça düşük. Bu bir yerde çok hafif ve ferah olmasını sağlarken bir yerde kalıcılığını ciddi anlamda kısıyor.

Kokusu nasıl; aslında ilk açılış ekşimsi asidikliğiyle bazı ck one summer serilerine benziyor, son derece taze ve ekşi lime ya da portakallar. Ki bergamutun oldukça güzel koktuğunu belirteyim. Misk çok çok dipte yok gibi. Tek aldığınız taze, temiz ve yeşil ekşi turunçgiller. Ayrıca harmanında görünmemesine rağmen çok bariz kabe samanı kokuyor ki bu da sabunsu kokmasına neden oluyor. Hatta bu parfüm için kabe samanı içermemesine rağmen kabe samanı temalı diyebiliriz ki pek çok platformda iyi kabe samanı kokuları arasında sabit bir yer vardır.  Bahsettiğim sabunsuluk guerlain vetiverdeki gibi, çimesi/sabunsu şeklinde. Bir fcuk gibi detarjan sabunsuluğunu kastetmiyorum. Saf kabe samanı kolonyası gibi. Yani taze kesilmiş çimen kokusu arayanlara özel. Aslında mugler cologne için guerlain vetiver’in kuru olmayan, daha sulu, ekşi ve canlı bir versiyonu diyebilirim. Eğer guerlain vetiveri seviyorsanız bunu da %100 seveceksiniz. Nitekim ben kokusunu beğendim ve iyi olarak tanımlıyorum. 

300ml şişe

Çok sofistike değil ve sade harmanlı belki ama, bir kokunun güzel olması için her zaman detaylı kokması gerekmiyor. Bir bahar sabahı yeni yıkanmış, ütüleniş tertemiz bir gömleğin üzerine sıkmak için taptaze, tertemiz bir koku. Açıkçası insan A*men ile bunu aynı firma mı yapıyor gerçekten diye şaşırıyor. Mugler' den başarılı bir ürün.

Özetle; detaylı, kompleks bir yapısı olmadan, ana uyan tertemiz, uçuk yeşil bir koku istiyorsanız doğru adrestesiniz. Her ne kadar koku olarak benzetildiği creed original vetiver'e göre çok daha basit kalsa da, bu yine de onu sevilesi bir parfüm olmasını engellemiyor.

Fark edilirliği ortalama gibi. Tek sorun kalıcılığının çok düşük olması. Yani saatte bir tazelemeniz gerekecektir. Bu bakımdan biraz aqva di selvayi andırıyor. Ancak selva bu kadar uçucu değil ve çok daha başarılı o ayrı konu. 4 mevsim sorunsuz kullanılabilir. Biraz durağan bir parfüm. Ben özellikle günün ilk serin yarısında öneriyorum. İdeal yaş grubu 20-45 arası. Detaysız, taze ve temiz kokular arayanlara ve kabe samanı meraklılarına özellikle tavsiye eder, kalan kullanıcılara da yüksek beklentilere girmeden denemelerini öneririm.