25 Nisan 2013 Perşembe

Armand Basi - Armand Basi Homme (2000)

"Koku karakteristiği envy ve body kouros gibi.." 



Şimdi bu iyi bir parfüm. Uzun zamandır incelemesini yazmayı beklediğim, listemde ilk 15' imde ve harman kalitesi ve kalıcılığı biraz daha iyi olsa ilk 5'imde olacak bir koku. Şunu da belirteyim; yeni bir parfüm olmasına rağmen ilk haline göre kalitesinde bir miktar düşme oldu, ama bu hali bile oldukça başarılı. Çünkü orjinal. Gelsin detaylar.

Bayadır bu kadar beğendiğim bir parfüm çıkmıyordu iyi oldu. Hiç beklemediğim markadan, hiç beklemediğim bir memnuniyet yaşadım. Armand Basi aslında 1940'da kurulmuş bir ispanyol moda firması. Ancak parfüm dünyasına 1999'da giriş yaptı. O yüzden pek bilinmiyor. Önceliği parfüm olmayan bir moda markası olarak bilinen burunlara parfümlerini hazırlatıyor. Arada sırada çıkan Michael Kors gibi istisnalar dışında bu tip çalışmaların sonunda pek tatminkar ürünler çıkmaz. Ama Armand Basi Homme' da bu istisnalardan biri olmuş. Koku mu çok başarılı, ben mi giderek oryantalci oluyorum bilmiyorum. Parfümümüz 2000 çıkışlı melez bir koku. Melez mi? Evet melez, şöyle; kağıt üzerindeki notalarına göre oryantal tarzında bir koku, ancak notalarının bütünü, karakteri ve kokusu aynı zamanda bir fougere’a çok yakın. Zaten fragranticada aromatik fujer olarak tanımlıyor. Has aromatik fujer havasında değil, evet aromatik fujerlerin koyu karakterine sahip ama tıpkı body kouros gibi gizemli ve çarpıcı bir yanı da var.


Armand Basi Homme' un harmanı:

üstte: kakule, lavanta, tarçın, aromatik notalar,
ortada: muskat, leylak, inci çiçeği, tonka fasulyesi, tütsü
altta: sedir, öd ağacı, sandal ağacı, vanilya ve misk 


notalarından oluşuyor. Gördüğünüz gibi ne kadar aromatik nota varsa toplanmış. Parfümü ilk sıktığım an istem dışı olarak saymaya başlamıştım; "snıff snıff hımm kakule, snıff muskat da var, snıff snıff vanilya da mı var sanki, snıff hımm evet var var." şeklinde. Ya da şeklindeydi diyeyim. Yeni şişlerinde bu kadar netlik ve kalite yok. Yine rahatça ayırt ediyorsunuz ama harmanda bir kalite düşüşlüğü bir sentetiklik hissiyatı var. İlk zamanlarında bu yoktu. Bu sentetiklik burun büken şekilde değil de yapay olduğunu gösterecek şekilde gelişiyor. Daha çok lavanta ve vanilyada var gibi. Bu sentetiklik hissiyatı lancome hypnose ile birebir aynı. Çok ileri bir sentetiklik değil ama orada net şekilde köşe başında durup size bakıyor. Onun dışında harmanın yorulması, seçilen esansların yerleştirme oranları çok başarılı. Köşelilik, sertlik yok, yumuşak başlı, koyu, gizemli, yarı buruk, balzamsı bir harman.

Evet kokunun ilk açılışı aynen yukarıda yazdığım gibi yani kakule, muskat ve vanilya. Aslında normalde ancak orta derecede sevdiğim bu notalar o kadar iyi, o kadar dengeli karıştırılmış ki ortaya mükemmel bir ana tema çıkmış. Bu kadar iyi bir dengelemeyi Gucci envy’da muskat ve kırmızı biberin karışımında görmüş olduğumu hatırlıyorum. Açılışta bu üçlünün dışında bir de lavanta ile kişnişi andıran bir nota hissediliyor. Ama temel olarak başlangıca muskat ve kakule hakim. Dolayısıyla açılış koyu yeşil ve hafif buruk. Lavanta ve vanilyanın eklenmesiyle burukluk oldukça cezbedici hale getirilmiş. Bir de muskatın hafif tatlımsılığı var tabi. Sonraları o vanilyanın yumuşak tatlılığına kısa sürede tonka ve tarçın da karışıyor ve koku iyice cezbedici oluyor. Biraz daha oturunca üstteki üç nota sakinleşiyorlar ve devamlı vanilyanın eşliğinde sandal ağacı da tatlı tatlı vurmaya başlıyor. Tütsü de hafiften ısıtıyor. Bunun dışındaki notaları pek duymuyorsunuz. Misk, öd, sedir etkisiz elemanlar. Yani özetle; muskat, kakule'nin koyu yeşil, gizemli havasında başlayıp ılık bir tatlılıkla balzamsı buruk aromatik bir koku haline gelen bir parfüm olmuş. 


Kullandığım o kadar parfüme şöyle bir bakınca bu koku için gayet kendine has karaktere ve kokuya sahip, orijinal bir parfüm diyebilirim. Perry Ellis 360 white'a benzetilmiş ben buna katılmıyorum, farkları net belli. Benzetsem benzetsem en fazla Gucci envy’ın oldukça elden geçilip, tatlılığı azaltılıp muskat/kakule etrafında temalaştırılmış bir halini andırabileceğini söyleyebilirim. Ancak sadece andırmak. Koku karakteristiği envy ve body kouros gibi. Koyu, çekici ama envy' a daha yakın. Body kourostaki o tensel çekici hissiyat başka parfümlerde pek çıkmıyor. Ha belki bir de kenzo jungle'ın on kat daha iyisi diyebilirim.

Özetle; ne yazık ki sentetikleşen harmanına rağmen hala kötü olmayan, özellikle genelden sıyrılan farklı kokusuyla oldukça memnun eden orjinal bir oryantal/fujer.

Fark edilirliği gayet iyi. Serin günlerde rüzgarla birlikte yumuşak buruk bir tatlımsılıkta vuruyor. Kalıcılığı da ortalama ile ortalamanın biraz üzeri. Ama iyi bir miktar sıkarsanız oldukça etkili olarak kalıyor uçana kadar. Çok sıcak yaz günleri dışında her mevsime uyar ama bence hissettirdikleri yüzünden bu bir sonbahar ve kışa giriş kokusu. Günün özellikle ikinci yarısı daha başarılı olacaktır Yaş grubu olarak 20 ve üzeri diyorum. Daha altına olmaz mı olur ama ağırbaşlı bir parfüm olarak ağırbaşlı bir kullanıcıya daha yakışır. Muskat, kakule temalarını beğeniyorsanız ve özellikle envy ve body kouros gibi farklı ve muadilleri pek olmayan kokuları seviyorsanız mutlaka bir deneyin diyorum. Kalan genel kullanıcıya da denemelerini tavsiye ediyorum.

23 Nisan 2013 Salı

Perry Ellis - Perry Ellis for men (2008)

"Ne şımarık, ne de külhanbeyi havası var.."


Bu parfüm aklımda beğendiğim bir koku olarak kaldı. İncelediğim 2008 çıkışlı yeni versiyon. Frangrantica parfümü aromatik odunsu olarak tanımlıyor ancak bence odunsu oryantal tazında. Ancak oldukça hafif ve fresh olarak tabir edebileceğim bir odunsu oryantal. yine de bir odunsu çiçeksi misk hafifliğinde de değil. Net bir aromatik havası, yeşil karakteri yok.


Perry Ellis for men in harmanı:

üstte: bergamut, yeşil elma, greyfurt
ortada: menekşe, portakal çiçeği, gül, tarçın, lavanta
altta: reçineler, odunsu notalar, süsen kökü, misk, deri, amber, silhat


notalarından oluşuyor. Peki, harman kalitesi için bakarsak; harmanında pek sentetiklik yok gibi. Notalar güzel yoğrulmuş, köşeli ya da sert bir koku değil. Yumuşak ve kendi içinde iyi yoğrulmuş. Esans kalitesi normal. Yani bir niş kalitesi ya da üst sınıf parfümmüş beklentisine girilmemeli. Günümüz standart raf parfümlerinin kalitesinde, ama bu kötü olduğu anlamına gelmiyor. Genel olarak memnun edici bir harman.

Kokusu için l’instant de guerlain' vari bir kokuyu alın; kakaosunun büyük kısmını alıp derinlere atın, onun yerine hafif ve sucul meyvemsi notalar ile donatın işte size perry ellis. Kokuya özellikle baskın olan greyfurt, reçine ve odunsu notaların yumuşak ve tatlımsı harmanı. Açılışı yeşil elma, greyfurt ve reçineler yapıyor. Sonra yerini duru bir vanilyamsı misk kokusu alıyor. Ardından da bunlar eşliğinde yumuşak odunsu notalar. Eğer biliyorsanız lancome hypnose eau fraiche’deki üstteki turunçgil notalarını daha az ekşi ve daha tatlı olan elma notalarıyla değiştirirseniz perry ellis’e yaklaşırsınız. Sonia rykiel, escape tarzı kokuların karakterine yakın tipte ama daha kremsi vanilyaya dönüşen bir koku. Ben gayet beğendim. Yaz, kış, çoluk, çocuk herkesçe sevilip kullanılabilecek rahat bir koku. 



Özetle; kokusu genel kullanıcı tarafından kolayca beğenilebilecek yakın zamanda çıkan bir parfüme göre gayet hoş bir parfüm olmuş perry ellis. Markanın diğr parfümleriyle de arasında bir kalite mesafesi var, pozitif açıdan.

Fark edilirliği ortalamanın biraz üstü, kalıcılığı ortalama. Ancak başka yorumlarda pek çok kişinin iyi kalıcılığa sahip olduğunu söylediklerini görüyorum. Cilde göre değişecektir. Uygun yaş gurubu 16 ve yukarısı. Oldukça geniş bir kullanıcı kitlesi var. Çünkü yumuşak ve sakin bir koku. Ne şımarık, ne de külhanbeyi havası var, ayrıca modern. Her mevsim, günün her vakti kullanılabilir. Hem hafif vanilya tatlımsılığında kokular sevenleri hem de ferah meyveli kokular sevenleri memnun edecek bir koku. Ancak bunun dışında da gayet sevilerek kullanılabilecek bir parfüm. Bir niş, ya da üst kalite parfüm aramıyor, günlük kullanmalık, rahatça bulabileceğiniz standart bir parfüm arıyorsanız denemenizi tavsiye ederim. Bu kriterlere göre ben oldukça beğendim.

19 Nisan 2013 Cuma

Mancera - Voyage en Arabie Black Intensive Aoud (2008)

"Açılışta canlı ve dolgun başlayıp, kısa sürede sakinleşip oturan kibar bir parfüm olmuş.."
 
 
Bu seferki parfümümüz Mancera’nın voyage en arabie yani arap seyahati serisine ait bir parfüm. Seri; black, silver ve gold olarak 3 farklı intensive aoud çeşitten oluşuyor. İncelemesini verdiğim 2008 çıkışlı edp formatındaki black versiyonu odunsu oryantal olarak sınıflandırılıyor. Yine çoğu Mancera parfümü gibi üniseks olarak pazarlanıyor.

Black Intensive Aoud’un harmanı:
 
üstte: şeftali, karanfil, çili biberi 
ortada: gül, şeker, yasemin, menekşe, safran 
altta: öd, sedir, sandal ağacı ve gurjan balzamı
 
notalarından oluşuyor. Harmanı görünce bir harmanda ilk kez karşılaştığım çili biberi, gurjam balzamı gibi esansları görünce şiddetle heyecanlandım dersem yalan olmaz. Gurjan balzamının nasıl koktuğunu bilmesem de, başka bazlamların nasıl koktuğunu biliyorum ki çoğu yakın kokarlar. Yumuşak tatlımsı, reçinemsi sıcak kokular. Biber konusunda ise, parfümeride pek çok çeşit biber kullanılır ama çili biberleri acılığından dolayı çok nadir kullanılır. Aslında kendim çili biberi yetiştiren biri olarak rahatlıkla söyleyebilirim ki, çili biberleri acılıklarını vurmadan önce başta çok güzel karışık meyveli bir tada sahiptirler. Sonrası cehennem tabi. Onun dışında yine kağıt üzerinde harmana baktığımda safran riskli bir nota, şeker de sevmediğim bir nota olarak göze çarpıyor. 
 
Harman kağıt üzerinde tatlı meyveli sıcak bir açılış ardından, gül ve şeker etkisiyle daha da tatlılaşıp buhranlı hale gelen en son uçmaya doğru sandal, öd ve balzamın etkisiyle dizginleşip uzun süre tatlı tatlı esecek bir parfüm olacak izlenimi veriyor. Realitede nasıl olduğuna gelmeden önce harman kalitesine değinmem gerekirse; harman incelediğim diğer iki mancera’dan da daha üst kalitede çok iyi hazırlanmış bir harman. Başta dolgun ve vurucu başlayan ama hemen kısa sürede o kuvvetli notaları kaynaştırıp yumuşatan bir harmana sahip. Orta hafiflikte bir parfüm. Ağır ya da bayık değil ama kuvvetli. Gerçek edp karakteri sergiliyor. Rahatsız eden bir sentetiklik yok. Harman oldukça iyi yoğrulmuş.

Parfümün açılışı aşırı feminen başlıyor. Direk "kadın parfümü, ben bunu kullanamam" diyorsunuz. Şeftali, karanfil ve çilinin meyvemsiliğini bam diye vuruyor size. Biraz da öd. Bir parfümde üst harmandaki tüm notaları bu şekilde aniden aldığımı hiç hatırlamıyorum. Ayrıca açılışta ürün oldukça yüksek kaliteli bir parfüm izlenimi veriyor. İlk açılış sonrası alınan notalar yumuşak şeftali, buruk öd, hafif karanfil, tatlı çili biberi, biraz şeker, biraz menekşe. Asıl hakim notalar şeftali ve öd. Özellikle şeftalinin oldukça güzel koktuğunu belirteyim. Bir 5-10 dakika sonra bu notalar iyice kaynaşıyor ve tatlı yumuşak pudramsı/kremsi bir hale geliyor. Bu kokuyu 10 kadından 9’u beğenir bu aşamada, henüz hala bir erkek için fazla feminen. Şeker ve karanfilden gelen bir bayık tatlılık yok. 10 dakika sonrası tatlılık yavaş yavaş azalmaya başlıyor safran ve menekşenin yarı buruk kokularını bu karışıma eklenmesiyle el kremlerine benzer bir kokuya dönüşüyor. Bu aşamalar içinde yasemin ve gül ne zaman kendini gösterecek diye bekliyorsunuz. 
 
Özel kutusunda sınırlı üretim versiyonu
 
Açıkçası ben baştaki tatlımsılığının biraz daha uzun sürmesini tercih ederdim. Biraz daha zaman geçtikten sonra yasemin kendini göstermeye başlıyor. Gayet dolgun bir yasemin esansı kullanılmış. İlginç bir şekilde bir süre önce kaybolan şeftali esansı yine kendini göstermeye başlıyor. Bu daha ziyade onu baskılayan ara notaların kuvvetinin azalmasından, ki iyi bir gelişme. Çünkü gerçekten hoş bir şeftali kokusu ve harmana aroma katıyor. Şu aşamada çok hafif pudramsı yasemin/şeftali/öd karışımı şeklinde ilerliyor. Ama benzet derseniz hafif baharatlı, çok hafif şeftali kokulu bir el kremi kokusu gibi diyeyim. Bu oturan hali çok da cezbedici ya da heyecanlandırıcı değil, ilk halleri çok daha çekici. Yine de kötü diyemem. Koku ilk sıkıştan 1 saat sonra artık iyice oturmuş oluyor ve tarif ettiğim şekilde kokmaya devam ediyor. Ama giderek daha sakin, daha tene yakın bir hale gelmeye başlıyor. Hani ilk azametli açılıştan sonra böyle ürkekleşmesini yadırgıyorsunuz. Bundan sonrasında da parfüm artık pek değişikliğe uğramıyor balzam, sedir, sandal gibi notalar pek aktif elemanlar değiller. Kokuya üst ve özellikle orta harman hakim. Oturduktan sonra uçana kadar artık değişmeden gidiyor.

Öd benim tahmin ettiğim kadar yoğun ve baskılayıcı değildi. Açılışın 15 dakika sonrası oldukça sakince geri plana çekiliyor. Dolayısıyla özellikle bir öd kokusu olarak beklentiye girmemelisiniz. Gül de diğer montale, mancera ürünlerine göre çok daha sakin, varla yok arası. Menekşe, safran, yasemin, şeftali, şeker daha ön plandaki notalar. Adından beklentiye gireceğiniz üzere Arapvari bir tarafı pek yok, gayet Avrupai bir parfüm olmuş. Açılışta canlı ve dolgun başlayıp, kısa sürede sakinleşip oturan kibar bir parfüm olmuş. Ben bu parfümü çiçeksi odunsu oryantal olarak sınıflandırırdım. 
 

Özetle; özellikle açılış ve oturana kadar ki sürede oldukça güzel kokan, kendini gösteren kaliteli ve hoş bir parfüm olmuş. Harmanına ve içinde kullanılan esansların kalitesine oldukça önem verilmiş Ama bir nokta üzerine dikkat ederek şunu söylemeliyim; üniseks denemeyecek kadar feminen, açık şekilde bir kadın kokusu. O yüzden bunu bir erkek kokusu değil kadın kokusu incelemesi olarak okuduğunuz kabul edin.

İyi bir edp olarak fark edilirliği oldukça iyi. Herhangi bir ortamda kendisini rahatlıkla gösterebiliyor. Özellikle de ilk bir saat. Kalıcılığı ise pek yüksek değil benim tenimde 3,5-4 saat idi. Fark edilirlik daha önemli sonuçta isterseniz parfümü tazelersiniz. Uygun yaş grubu 16 ve üzeri. Her zaman her ortamda kullanılabilir. Hafif tatlımsı, şeftali nüanslı yumuşak parfümleri seven -kadın kullanıcılara-  denemelerini tavsiye ederim.

Mancera - The Aoud (2011)

"Biraz uzun süre kullanılmış kozmetik çantasını andıran karma bir koku.."  



Sıradaki inceleme Mancera The Aoud. Adından da anlayabileceğiniz üzere öd ağacı temalı bir parfüm. Ki zaten montale ve mancera ürünlerinin temeli öd çevresinde şekilleniyor. Parfümde 2010lu yılların trend notası da öd. Oldukça yeni 2011 çıkışlı üniseks kokumuz odunsu oryantal tipte.

The aoud’un harmanı:

üstte: bergamut, tarçın, karanfil, beyaz biber 
ortada: gül, sardunya, safran 
altta: öd, odunsu notalar, sedir, sandal ağacı, deri ve beyaz misk

notalarını içeriyor. Baktığımızda kağıt üzerinde bir değişiklik olarak safran ve sardunyayı görmek hoşumuza gidiyor. Deride iyi yapılmışsa her zaman iyidir. Bu parfümde ne ne kadar iyi kullanılmış derseniz, her notayı tek tek canlı ve net olarak alamıyorsunuz. Daha ziyade yoğrulmuş bir harman tipinde. Elbette öd ön planda ve diğer notalar ona sadece hafiften eşlik yapıyorlar. Çok doğal bir harman olduğunu söyleyemem, yer yer bir şeylerin yapaylığını hissettiriyor. Harman kağıt üzerinde zengin gözükmesine rağmen pratikte öyle değil, sade, çok zengin olmayan bir koku karakteristiği var. Belki uzun vadede sıkıcı olabilir. Ana tema her daim ilaçsı öd şeklinde.

Açılış kuvvetli tatlı/ilaçsı/çürük odunsu öd ile başlıyor. Oldukça temiz, doğal ve kaliteli olmakla beraber ben black aoud’daki öd açılışını daha çok beğenmiştim. Bu öd açılışına hafiften safran da eşlik ederek biraz plastiğimsi bir hava katıyor. Açılışta bergamut ve tarçın notalarını pek almadım. Öd hakimiyetinde açılıyor ve çok çok derinden gül ve karanfil’in tatlımsılığını aldırıyor. Ama bu varla yok arası. Hatta beyaz biberin etkisinden dolayı neredeyse tuzluluk var diyeceğim. Kokunun ilk 15 dakikası dolgun öd’e eşlik eden safran, çok hafif karanfil ve ve beyaz biber şeklinde. Bundan sonra da aslında çok fazla değişmiyor. Sadece gül birazcık daha kendini gösterir hale gelerek azıcık daha tatlılık veriyor. Ancak bu tatlılığı önceki montale ürünleriyle karıştırmayın, hani tatlımsı diyeceğimiz bir parfümün ancak üçte biri tatlılığında bir tatlımsılık bu, varla yok arası. Zaten genele hakim olan bir tatlı/tuzlu kekremsi bir karakter var. Biraz uzun süre kullanılmış kozmetik çantasını andıran karma bir koku. Sanki bir dior homme ya da guerlain habit rouge’un daha sakin, biraz daha tuzlumsu hali gibi bir koku karakteristiği var. Tuzlu rujvari gibi. Net olarak bakarsak sakin dingin tatlı/tuzlu bir öd kokusu. Harmanında yazan sardunya, misk, sedir gibi çoğu notayı pek almıyorsunuz. Deri de sıktıktan bir saat sonra oldukça yapay bir şekilde ortaya çıkıyor. 


Özetle; ne iyi ne kötü diyebileceğim, akılda kalıcı özel bir yanı olmayan, ama özellikle kötülenecek bir tarafını da görmediğim ortalama bir parfüm. Mesela cedrat boise zayıf karakterli olmasına rağmen çok daha özel, elegant bir koku haline geliyordu. The aoud’ da böyle bir durum yok. Tek başına bir öd temalı parfüm olarak bakarsak çekici bir öd kokusu diyemem. Başka opsiyonlara bakmak daha mantıklı olur.

Fark edilirlik ortalama diyebilirim. Bağırmıyor ama başlarda kendini göstermeyi de başarıyor. Kalıcılık ise bir edp’ye göre düşük. Benim tenimde 4 saatten sonra etkisini oldukça kaybetti, bundan sonra ancak nüansı kalıyor o da bir saat kadar. Uygun yaş grubu 20 ve yukarısı diyebilirim. Sıcak yaz günleri harici her zaman kullanılabilir. Günün ikinci yarısı özellikle iç mekanlarda kullanılırsa kendini daha iyi gösterebilir. İsterseniz deneyebilirsiniz beni heyecanlandıran bir yanı olmadı.

1 Nisan 2013 Pazartesi

Müzikseverlerin dikkatine

Sevgili okuyucular,

şu an kullanmakta olduğum müzik çalar bir çalma listesinde en fazla 50 parçayı izin veriyor. Bundan dolayı birden fazla çalma listesi oluşturuyorum. Belirli aralarla değiştireceğim ancak sıkılırda değiştirmemi isterseniz iletişime geçebilirsiniz.

İkinci olarak sitenin formatına uyacağını düşündüğünüz kaliteli müzik öneirlerini çekinmeden yapabilirsiniz. Listeye ekleyeceğime garanti veremem ancak her zaman değerlendireceğimden emin olabilirsiniz.

İyi okumalar...