24 Eylül 2011 Cumartesi

Escada - Magnetism for Men (2004)

"özenilse çok iyi yerlere gelebilecekken rezil edilmiş bir parfüm.."
  



Magnetism bir aralar yabancı platformlarda çok adı geçtiği için bende oldukça heyecanlanıp kullanmak istemiştim.2004 çıkışlı parfüm odunsu oryantal tipinde ve farklı bir kokuya sahip. Gece parfümü olarak pazarlanıyor.

Magnetism' in harmanı:

üstte: schinus bitkisi, karabiber ağacı(ölürüm), safran
ortada: sedir, sandal ağacı, deri
altta: amber, misk, tolu balzamı

notalarını içeriyor. Schinus bitkisini hiç bilmiyorum. Tolu balzamı dediğim hint gül ağacından elde edilen yumuşak bir balzam türü. Diğer notaları biliyoruz zaten. Özellikle hiç bir karabiber ağacının yakınında bulunduysanız onun ne kadar güzel koktuğunu biliyorsanız, magnetism' in harmanını kağıt üzerinde görünce kalbinizin atışı hızlanacaktır. Ama kağıt üzerinde..


Neden? Çünkü pratikte çok vasat bir ürün ortaya çıkmış. Escada Sentiment'in eski versiyonlarının ne kadar muhteşem koktuğunu yazmıştım. Yeni versiyonda ise oldukça sentetik, sakızı andıran bir şekilde koktuğunu belirtmiştim. Sentetiklik magnetism de ise dibe vurulmuş. Bariz biçimde tamamen lab ortamında yapay notalardan üretildiğini bas bas bağırıyor. Hani şu 20 liralık yanında deodorantıyla satılan çakma parfümler gibi hatta daha kötü kokuyor. İnanın o ucuz jagler bundan daha güzel kokuyor. Özellikle de sportu. 

 Açıkçası bu harmanda verilenlerden birini bile net olarak algılayamıyorum kokuda. Sadece karman çorman sentetik bir karışım. Bari o karabiber ağacının mis gibi kokusunu biraz verebilseydi, o da yok. Açılıştan itibaren sıcak odunsu garip bir karışım ve alttaki balzam/sandal karışımıyla tatlılaşan odunsu oryantal bir koku. Tatlımsı ve odunsu kola kokusu gibi birşey. Koku rezalet değil ama sentetik ve bayağı market kokusu. Aslında bu kadar ucuz yapılı ve sentetik olmasa tüm bu karmaşıklığına ve garip kokusuna rağmen oldukça değerli bir koku olabilirmiş. Sonuçta markette bu kadar farklı yapılı parfümler oldukça az. Ayrıca bu tarz parfümleri piyasaya sürmek de cesaret isteyecektir, çünkü genele hitap etmesi pek mümkün değil. Zaten bunun sonucu olarak da parfüm daha birkaç sene önce çıkmış olmasına rağmen üretimden kaldırıldı.

Özetle, çok büyük şeyler vaad eden, özenilse çok iyi yerlere gelebilecekken rezil edilmiş bir parfüm. Bu yapıda bir parfüm çıkarmayı göze alabildiği için escada' ya hayran kalmamak, ama aynı zamanda ticari kaygılarla bu kadar çocukça hatalarla ürünü rezil ettiği için kızmamak da elde değil.

Kalıcılığı ve fark edilirliği ortalama altı. Uygun yaş grubu 20-35 arası. Daha ziyade sonbahar ve kış mevsiminde kullanılacak bir ürün. İç mekanlarda ve gece ortamlarında daha iyi olacaktır. Orijinal yapısına rağmen, harmanının tam oturtulamamış olması ve daha kötüsü oldukça sentetik olarak ucuz yollu üretilmesinden dolayı tavsiye etmiyorum. Parasını hak etmiyor.

Chanel - Allure Homme Sport (2004)

"Sönük, durağan, sıkıcı, ucuz kokulu ama yüksek fiyatlı tam anlamıyla modern seri üretim "fresh genç parfümü".."
 
 

 
Allure homme sport 2004 çıkışlı hafif Chanel kokusu. Baharatlı odunsu tipteki koku dönem dönem popüler olan bir parfüm. Genç kullanıcılara yönelik sportif bir parfüm olarak pazarlanıyor.
 
Allure homme sport' un harmanı:
 
üstte: aldehitler, mandalina, portakal, sucul notalar
ortada: karabiber, neroli yağı ve sedir
altta: tonka fasulyesi, silhat, amber ve beyaz misk
 
Harman şöyle bir bakınca tahmin edeceğiniz gibi aldehitler, sucul notalar(!) ile son derece sentetik. Burun yakıcı tipte değil ama buram buram ben sentetiğim, ucuzum, kalitesizim diye bağırıyor. Bilemiyorum belki freshliği pompalayacak metalik hissiyatını vermek için özellikle harmanı böyle yaptı. Ancak şu haliyle 3. sınıf dolum bir parfümden farkı yok harman kalitesinin. Doğal notaymış, notaları tek tek önünüzdeymiş gibi algılamak falan hiç hayal kurmayın.

 
Koku olarak çiçeksi, tatlı portakal gibi kokmaya çalışan ama sadece çalışan bir koku. Bu kadar kullandığım koku içerisinde kokusu en bayağı, en ucuz, en çakma kokan üç beş kokudan biri. Çok basit ve ucuz bir koku. Açılışı son derece keskin ve metalik, ucuz bir portakal kokusu şeklinde oluyor. Bir süre sonra yerini tonla ve beyaz miskle yumuşamış hafif odunsu notalara bırakıyor. Açıkçası dp parfümdeki bir fahrenheit dolumu bundan çok daha kaliteli kokmuyorsa ben parfümden anlamıyorum. Kesinlikle tavsiye edemeyeceğim bir koku. Hayır story, gigli man gibi önemli rakiplerini geçtim, bari versace ph kadar ol. Gelmiş;
 
"Sexy, sporty, and fresh. It has real class" gibi yorumlar yapmışlar. "it has real class? what class? what are you on?" demek istiyorum. Seksilikle alakası yok, sportif mi yapısı itibariyle evet, fresh mi evet, ama bu kadar ucuz yapılı bir parfüm yüksek klas oluyorsa, o zaman bargello, dp niche parfüm üretiyor da ben bilmiyor muşum. Sönük, durağan, sıkıcı, ucuz kokulu ama yüksek fiyatlı tam anlamıyla modern seri üretim "fresh genç parfümü".
 

Özetle; güzel ambalajlanmış 3. sınıf bir parfüm. Harmanındaki esanslar biraz özenli olup kaliteli kullanılsa kurulumu itibariyle ortaya çok güzel hafif bir odunsu koku çıkacakken, sadece para tuzağı olmuş. Pour monsieur ve anteaus da olmasa chanel markası benim için bitmiştir. Ysl bundan fersah fersah daha kaliteli bir marka. Şişesini metalik yapmakla hafif ve sportif koku olmuyor işte. Eşeğe altın semer vursan yine eşektir.Eğer bu tarzda çok daha kaliteli bir ürün denemek isterseniz gigli man' e bakın derim.

Kalıcılığı ve fark edilirliği ortalama. Uygun yaş grubu 16-20 üstüne komik kalır. Kış dışında kullanıma uygun. İç ve dış mekanlarda kullanılabilir. Genç oğlunuza için bile arıyorsanız en azından lacoste booster ya da 2000 gibi bir şey alırsanız paranız böyle boşa gitmemiş olur. Uzak durun diyorum.

Halston - 1-12 (1976)

"yapısı itibariyle bowling green' e benziyor.."  
 



Bir diğer Halston kokusu. Z-14 ile aynı yılda üretime geçmiş.  O dönem Halston ilk erkek parfümünü üretmek için çalışmalara başlamış. Fakat sonuçta en iyi bulunan iki parfümün hangisinin üretileceğine bir türlü karar verilememiş ve en sonunda ikisini birden üretme kararı alınmış. İsimleri de üretim kodlarıymış. 76 çıkışlı parfüm aromatik yeşil tipte erkeksi bir koku. Kardeşinin aksine artık üretilmiyor.
 
1-12' nin harmanı:

üstte: yeşil notalar, kasnı sakızı, fesleğen, limon, bergamut, mandalina
ortada: çam, lavanta, ardıç, yasemin, karanfil
altta: meşe yosunu, sedir, misk, amber, vanilya, tonka fasulyesi 

 
notalarından oluşuyor. Harman hem içeriği hem de yapısı itibariyle bowling green' e benziyor. Ufak tefek değişiklikler var. Ki zaten koku olarak da onu oldukça andırıyor. Ufak farklılıklar şöyle en başta harmandaki her notayı tek tek seçemiyorsunuz, birbirlerine iyice yapışmışlar. İkinci olarak yeşil karakteri bunda daha az onun yerine misk ve amber daha ön planda. Bunlar dışında biraz daha hafif bir koku izlenimi uyandırıyor. Harman kaliteleri de oldukça yakın. 1-12 dönemine göre ilginç olarak mavi renkte sıvılı bir koku. O dönem kokularının yarısı kızıl kahverengi renkte, yarısı yeşilin ya da sarının tonlarında olur çünkü. Mavi renk çoğu zaman fresh koku demektir ve 1-12 de yarı fresh bir koku, tabi dönemine göre. Bir kenzo beklemeyin.
 

Yeşil, odunsu, ferah bir koku. Turunçgillerle taze açılıp biraz lavantayla aromatikleşip, vanilya, yosun ve sedirle oturaklaşan tip. Koku olarak bowling green' e yakın. Hangisini tercih ederdin derseniz ben maskülen kokular arasından misk ve amberlilerdense, daha yeşil karakterli çamsı kokuları sevdiğimden bowling green bana daha yakın olurdu. Ama bu tamamen bir beğeni meselesi. Kalite ve tatminkarlık açısından hemen hemen aynılar. 1-12 biraz daha derinden ve sakin ve kalıcılığı biraz daha az. Eğer çok yumuşak hafif tatlı, hafif yeşil bir 80ler masküleni istiyorsanız 1-12, klasik yeşil ve biraz daha öne çıkaran bir tarz istiyorsanız bowling green diyorum.
 
Özetle;  tatminkar ve yeterli bir parfüm. Özellikle aramaya deyen, unutulmayan bir kokusu olmamakla beraber değişiklik olması açısından bir kereliğine kullanılabilecek bir koku. Bakarsınız favorilerinize girer. 

Fark edilirliği ve kalıcılığı kardeşi z-14' e göre biraz daha kötü olarak ortalamanın biraz altı şeklinde. Uygun yaş grubu 30 ve yukarısı. Yaz akşamları dahil her zaman kullanılabilir. İç mekanlarda kendini daha iyi gösterebilir. Yeterli bir parfüm olarak, büyük beklentilere kapılmadan deneyebilirsiniz

Geoffrey Beene - Bowling Green (1986)

"Hafif yapılı 80'ler maskülenlerinin iyi örneklerinden birisi.."

 
Çok uzun zamandır kullanmayı istediğim bir kokuydu bowling green. Geoffrey Beene ülkemizde pek bilinmeyen bir marka, ancak benim gibi 80'ler dönemi parfümlerini beğenen kişiler için güzel parfümler yapıyor. Bowling Green' de klasik 80' ler tarzında hafif yapılı bir baharatlı odunsu. Artık üretilmiyor olsa da, bulması zor değil.

Bowling Green' in harmanında: 

üstte: portakal, ardıç yemişi, fesleğen, meyve notaları, karanfil, kabe samanı, bergamut, limon
ortada: muskat, tarhun, tarçın, lavanta, yasemin, lemon verbana, meşe yosunu, adaçayı, çam iğnesi, kakule
altta: biberiye, kişniş, köknar, sandal ağacı, amber, silhat, meşe yosunu, sedir, brezilya gül ağacı, sardunya
 
notaları var. Dönemi parfümlerde ne esanslar kullanılıyorsa hepsini bünyesinde toplamış Bowling Green. Sadece deri, misk, bal gibi hayvansı notalar yok, onlar da tarza gitmezdi. Çünkü Bowling Green adı gibi yeşil bir parfüm. Bu arada yeşilden kastım taze yaprak, çimen vs gibi kokular değilde koyu, çamsı, biberimsi kokular aklınızda bulunsun.Sadece kabe samanının verdiği yeşilliğe sahip olan hafif kokular daha ziyade temiz olarak adlandırılır karışılığı önlemek için. Yeşil deyince aklınıza iğne yağraklı ağaçlar, reçine, meşe yosunu gibi notalar gelsin. 
 
İlk sıktığınızda tüm üst notaları ayrı ayrı, hemen ardından orta notalardan tarçın dışında hepsini rahatça duyabiliyorsunuz. Aslında sonrası da benzer şekilde devam ediyor alt notalara rağmen, çok büyük bir değişme yok. Çoğu notanın gayet güzel duyulması ve çok doğal olmalarından dolayı harman çok başarılı.
 
Koku itibariyle klasik yeşil 80'ler dönemi parfümü. Biraz fujer karakteristiği olduğunu da belirteyim. Zaten fujer' in tüm kök notalarını da içeriyor. Hani sanki drakkarın daha az keskin, daha derinden ve biraz daha yeşil hali gibi kokuyor. Ama özünde yine de baharatlı yeşil odunsu. Açılışı limon, lavanta, hafif meyvelerle keskin ve asidik şekilde başlıyor. Sonra bu keskinlik biraz yumuşuyor ve hafif, dönemine göre sportif bir yeşil odunsu kokuya dönüşüyor. Tüm o aradaki notaları tek tek düşünmenmenize gerek yok, çünkü harmonik biçimde birbirlerini zenginleştiriyorlar ve bütün olarak parfüme karakter veriyorlar.
 
Çok sevilen modern klasiği grey flannel'i daha önce incelemiştim. O; tam anlamıyla ya sev, ya nefret et kokusu. Çünkü her ne kadar hafif ve klas bir kokuya sahip olsa da, hafif sentetik kokması ve lavanta temalı olmasından dolayı herkese göre değildi. Ancak bowling green öyle değil, bu tarz kokuları sevip de bowling green' in kokusunu sevmeyecek birinin çıkacağını pek zannetmiyorum. Daha doğrusu 35 ve üzeri olup da kokusunu beğenmeyecek çıkmaz diyorum. Muhteşem bir koku değil, ancak böyle 80 dönemi yeşil polo, tsar, boss sport vs gibi yeşil maskülen kokular arasında kendine iyi bir yer ediniyor. 
 
 
Özetle; grey flannel' ini beğenmemiş bile olsanız bir şans vermeniz gereken, başarılı bir Geoffrey Beene parfümü. Hafif yapılı 80'ler maskülenlerinin iyi örneklerinden birisi.  Oturmuş bir koku.
 
Fark edilirlik ve kalıcılık ortalama. Uygun yaş grubu 30 ve üzeri. Yaz mevsimi dışında her zaman, her ortamda kullanılabilir. Çok eski kafa olmadığından düzenli kullanıma uygun. Üretimden kalkmış olmasına rağmen bulunabilirliği de sorun değil. Tavsiye ediyorum.

Davidoff - Zino (1986)

"davidoff' un en iyi kokularından birisi.." 
 
 

Good life'ın bende bıraktığı kötü etkiden sonra Zino' ya oldukça şüpheli yaklaşmıştım. Ancak genel olarak kokuyu olumlu buldum. Parfüm 86 çıkışlı davidoff' un ilk kokularından. Odunsu oryantal tipinde hala üretilen ve sevilen bir parfüm.

Zino' nun harmanı:

üstte: bergamut, ada çayı, lavanta, gül ağacı
ortada: gül, yasemin, müge, sardunya
altta: tonka fasulyesi, sandal ağacı, amber, sedir, silhat, vanilya

 
notalarını içeriyor. İlginç bir harman, gül ağacı üst harmanda kullanılmaya başlanmış. Orta harman tamamen çiçeklerden oluşuyor. Alt harman da bir oryantal için oldukça kibar yapılı. Harmanı doğal ve oldukça kompleks. Olup biten çok fazla şey oluyor derinlerde. Ama bunu fazla göstere göstere yapmadığı için burnunuzu yormuyor. Sivri köşeleri traşlanarak yumuşatılmış gibi. Koyu ve dolgun bir harman. Sentetiklik yok. Harman kalitesi günümüz davidoff'larından açık şekilde daha yukarıda. 
 
Parfüm odunsu oryantal. Ancak bir Lancome Hypnose ya da envy gibi değil. Aynı şekilde alışılageldik oryantal tatlılığını barındırmıyor. Daha keskin baharatlı, biraz kuru odunsu bir kokusu var. Bergamutu hiç almıyorum. Beni bilirsiniz ada çayı kokusuna hiç dayanamam. Fakat zinoda bu rahatsız edici değil. Tütünsü, hafif sabunsu yumuşak bir ada çayı kokusu gibi. Genel olarak hafif acımsı, buruk bir kokusu var. Açık şekilde masülenk bir koku. Gördüğünüz gibi kokusunu tek seferde tanımlamak kolay değil, çünkü çok kompleks. Kuru odunsu, baharatlı, koyu, buruk ama aynı zamanda aradaki çiçekler ve alttaki vanilya, sandal, tonka gibi notalarla hafiften tatlılaşıp, iyice zenginleşen bir parfüm. Tam kompleks ve karmaşık maskülenleri sevenlere göre. Ben zinoyu yatagan ve anteaus'un daha dizginlenmiş, sakin, yumuşak bir versiyonu olarak görüyorum. Sanki onlar saf erkek için tasarlanmış gibiyken zino biraz daha hali vakti yerinde sakin erkeklere göre tasarlanmış erkeksi bir koku gibi.Kokusu özel tercihim olmasa da günlük olarak kullanabilirim.


Özetle; genel olarak başarılı bulduğum, detaylı, sıkıcı olmayan iyi bir Davidoff kokusu. Hatta davidoff' un en iyi kokularından birisi. Herkese göre değil ama seveni oldukça sevecektir diye tahmin ediyorum.


Fark edilirlik ortalama altı, kalıcılık ortalama. Yaş grubu olarak 30 ve üzeri diyorum. Sonbahar ve kışın rahatlıkla kullanılabilir. Bayık, ağır ya da fazla sert olmadığından her ortama uyum sağlıyor. 30 yaş üzeri olup da erkeksi ama çok sert, keskin olmayan bir erkeksi koku arayan kullanıcılara denemelerini öneriyorum.

Comme des Garçons - Hinoki (2008)

"çok eski ve bol reçineli çam bir mobilya gibi kokuyor.."


Başarılı üreticiden bir başka parfüm incelemesi vermenin zamanı gelmişti. CdG bu parfümü ingiliz Monocle dergisi adına çıkarmış ve hem dergi, hem kendi butikleri aracılığıyla bulunabiliyor. Çok yaygın bir parfüm değil. Biraz aramak gerekebilir. 2008 çıkışlı parfüm klasik odunsu tip bir parfüm.

Hinoki' nin harman bilgileri detaylı olarak verilmiyor. Harmanında:

hinoki, terebentin, kafur, sedir, kekik, günlük, meşe yosunu, kabe samanı

notaları bulunuyor. Notaları gördüğünüzde pek şakası olmayan bir harman olduğu belli oluyor. Turunçgil yok, çiçek yok. Odun, odun özlerine ağırlık verilmiş. Terebentin, kafur çok yoğun esanslardır. Neyse ki burada dengeli kullanılmış. Hinoki denilen nota Japonya' nın yerli bir servi ağacı türünden başka bir şey değil. Koku olarak sedirin kokusuna oldukça yakın bir kokusu var. Zaten kokladığınızda da bunu hemen algılıyorsunuz. Tüm diğer notalar bir yana harman sedir notası üzerine ağırlık vermiş. Harmanda sentetiklik var ama bu rahatsız edici şekilde değil. Sedir gibi notaları kuvvetlendirici şekilde kullanılmış. Genel olarak gayet kaliteli hissettiriyor. Uyumlu bir harman olmakla beraber sedir notasını çok öne çıkardığından yer yer tekdüze gelebilir.


Kokusuna gelirsek bir avuç kuru sedir talaşı şeklinde. Tabi ki bir cdg klasiği olarak her notayı tamamen duyabiliyoruz, sanki koku bize özel olarak 1 saat önce doğal notalarından hazırlanmış gibi kokuyor ancak bu notaları ayrı ayrı bilmiyorsanız size genel uyumlu tek bir koku olarak dönüyor o da kuru servi - sedir talaşı şeklinde. 

Açılışı ıslak bir servi, fazla yoğun olmayan kafur ve çamsı terebentin şeklinde. Kısa süre sonra sedir kuru ve dolgun biçimde ortaya çıkarak tüm kokuya hakim oluyor. Uçana kadar da bu dolgunluğundan taviz vermen yumuşayarak gidiyor. Sıcak bir koku. Kokunun şimdiye kadarki kullandığım en farklı kokulardan biri olduğunu söyleyebilirim. 

Tarz olarak Andree Putman preparation perfumee'ye oldukça benzediğini söylemeliyim. O yeni yapılmış bir klasik gitarın içi gibi kokarken bu sanki çok eski ve bol reçineli çam bir mobilya gibi kokuyor. İkisi de ahşap ile uğraşan kişilerin dikkatini çekebilecek tipte kokular. Yine 2 man 'de olduğu gibi bu kokuda da kesin bir kara veremiyorum. Bazen tekdüze sıkıcı odunsu bir koku gibi hissettiriyorken, bazen gerçeğine bu kadar yakın ahşap tonlarını hissetmek, sürekli ağaçlarla haşır neşir olan bir enstrüman yapımcısı olarak beni çok mutlu ediyor. Her halükarda 2 man' i tercih ederdim fakat hinoki de göz ardı edilmemesi gereken çok farklı ve özel bir koku. Kesinlikle almadan önce denenmeli. 

Özetle kimse tarafından bilinmeyen, çok farklı kokan, anlayabilene çok kaliteli olan bu kokuyu, 2 man gibi kalitesini anlayabilecek olanlara tavsiye ediyorum. Bu şekilde çok az kişi çıkacaktır bunu belirteyim. Bunun nedeni kokunun çok ekstrem olması değil de çok farklı bir standarda sahip olması diyebilirim.  Eğer temalı parfümleri pek sevmiyor ve parfümünüzde zenginleştirici ara notaları seven bir kullanıcıysanız hinoki size biraz sıkıcı gelebilir. Ucuz bir versiyonu olarak Gucci ph I' i gösterebilirim. Onun, odunsu yönü daha ortaya çıkmış, daha dolgun ve kaliteli bir versiyonu olarak düşünün. Koku karakterleri çok yakın.

Fark edilirliği tam kıvamında ne çok sönük ne de bağırıyor. Kalıcılığı biraz daha iyi olabilirdi. Gün içerisinde birkaç tazeleme yapmak iyi olur. Yaş gurubu olarak 25 altına olmaz gibi. Yapısı itibariyle sıcak bir parfüm olduğu için sonbahar ve kışın kullanılacak bir koku. Ağır değil. Günün her zamanı kullanılabilir. Eğer farklı parfümleri seviyorsanız denemenizi öneririm, fakat gucci ph I' i sevmediyseniz, Hinoki' yi de beğenmeyebilirsiniz.