30 Ekim 2010 Cumartesi

Pierre Cardin - Pierre Cardin Pour Homme (2008)

"Koku olarak azzaro visit, jil sander  gibi kokularla aynı tarzda.." 


2008 çıkışlı yeni bir koku olan parfümümüz renginden de anlayabileceğiniz üzere hafif tarzda bir odunsu aromatik. Odunsu aromatik hafif olabiliyor mu? Evet olabiliyor ancak bazı sıkıntılarla. Bunlara değinmeden önce harmanına göz atalım.

Pierre Cardin Pour Homme' un harmanı:

üstte: kavun, ananas, bergamut
ortada: muskat, yasemin, ardıç, tarçın, lavanta, portakal çiçeği
altta: sandal ağacı, tonka fasulyesi, amber, misk, vanilya, abanoz, sedir, brezilya gülü

notalarından oluşuyor. Harmanına göz attığımızda üst ve orta notaların sıradan ancak alt notaların oldukça dolgun ve zengin olduğunu görüyoruz. Özellikle nadir kullanılan abanoz dikkat çekiyor. Alt notalara baktığımızda her notanın dolgun, belirgin, ve kendine has karakterleri olan notalar olduğunu biliyoruz. Dolayısıyla kağıt üzerinde harman hafif çiçeksi ve meyvemsi cılız üst ve orta notalar eşliğinde, kuvvetli ve dolgun bir odunsu parfüm şeklinde. Peki pratikte  de bu şekilde mi? 

Hayır değil. Parfüm harmanının yapısına sadık kalmakla beraber beklenenin oldukça ötesinde bir yapı sunuyor. Bu da oldukça canlı ve hafif üst ve orta notalar eşliğinde cılız odunsu notalar şeklinde. Yani kağıt üzerinde görünenin tam tersi. Gerçekten de soluk mavi rengine uygun olacak biçimde son derece hafif, canlı bir hali var. Alttaki tüm o odunsu notalar son derece hafif oranlarda kullanılmış ve cılız kalıyorlar. Ki bu parfümün hafif yapısı düşünüldüğünde bir dezavantaj değil. Eğer odunsu notalar biraz daha kuvvetli vurgulansaymış, parfümün dengesi bozulabilirmiş.

Harman genel olarak yeni bir raf parfümü olmasına rağmen nispeten doğal yapıda. Sentetiklik hafif. Genel kalitesi tatminkar. Artık oldukça kalitesizleşen ve sentetikleşen standart raf parfümlerinden biraz daha iyi. Ancak bir creed beklememek lazım. Harman üzerine bu kadar sözden sonra peki kokusu nasıl. Koku olarak azzaro visit, jil sander  gibi kokularla aynı tarzda. Yani yumuşak ve çok hafif tatlımsı üst notalar ardında çok derinden sakin odunsu notalar. Aslında Perry Ellis ve hugo boss selection'dan da zaman zaman benzerlikler ortaya çıkarabiliyor. Ancak genel olarak visit ve sander'in kombinasyonu gibi. Onlardan farklı olarak alttaki odunsu notalar biraz daha kuru ve üst notalar azıcık daha aromatik. Alttaki odunsu notaların kuruluğu ve üstteki aromatikler birleştiğinde ortaya çıkan hafifi buruksuluk bu diğer iki parfüme göre pierre cardin pour homme'a biraz daha maskülen bir hava veriyor. Bunun dışında kavun, ananas gibi notaların son derece belirsiz olduğunu belirteyim, bunların beklentisiyle almayın. Üstteki yumuşak notalar çok fazla ortada kalmıyor ve yerlerini hafif çiçek bezeli odunsu notalara bırakıyor uçana kadar. Evet uçana kadar; malesef parfüm son derece zayıf bir yapıda. Gerek kalıcılık olsun, gerek fark edilirlik olsun oldukça zayıf. Fark edilirliği daha yüksek oranda kullanarak geçmeye çalışabilirsiniz ancak bu sefer ortaya çıkmaya başlayan sentetiklik rahatsız edebilir. Ki parfümün ortalama 2 saat sonra tamamen uçuyor olması bunu gereksiz kılıyor.

Özetle pierre cardin, bugün tüm dünyada para hırsından dolayı otomotivden, teknolojiye, gıdadan, tekstile olduğu gibi kozmetik dünyasında da yaşanan ani ve büyük kalite düşüşünü bizlere gösteriyor. İleride bu yıllar dünya üretim tarihindeki önemli kalite düşüş adımlarından biri olarak anılacak ve malesef bizler bu dönemin içerisinde yaşıyoruz. Bu parfümde de durum açıkca görünüyor. Bir parfüm hem güzel ve hafif olsun, hem de kuvvetli olsun istiyorsanız doğal ve kaliteli notalar kullanmak zorundasınız. Eğer maliyeti düşürmek istiyorsanız (ki hemen hem bugün tüm standart parfüm üreticilerinin yaptığı gibi) bu notaları daha vasat ve sentetik olarak üretebiliyorsunuz. Ancak bunları zayıf kullanabiliyorsunuz çünkü aksi taktirde sentetiklikleri ortaya çıkıp rahatsız edici ve kokunun vasatlığını ortaya çıkarıcı oluyorlar. Dolayısıyla parfümünüz hafif ve evet belki güzel kokulu ama son derece zayıf ve uçucu oluyor. Doldurma parfümlerden, çoğu fresh parfüme, ve günümüzün raf ürünlerinde durum bu şekilde. 2008 çıkışlı pierre yeni pierre cardin pour homme'da da durum kaçınılmaz biçimde böyle. Evet kokusu hoş, hafif, genele uygun, ancak verdiğiniz paranın karşılığını veriyor mu? Bence hayır. Eski pierre Cardin parfümlerinin kalitesiyle alakası yok.

Fark edlirlik ve kalıcılık düşük. Uygun yaş grubu 16-22 arası derim. Yaz dışındaki zamanlarda kullanılabilir. Yaz sıcağında tamemen cılız bir koku olacaktır. Hoş olan hafif kokusuna rağmen sönük yapısından dolayı tavsiye etmiyorum. Jil Sander, Azzaro Visit, Nautica Voyage gibi alternatiflere yönelmek akıllıca olur.

29 Ekim 2010 Cuma

Cerruti - 1881 (1990)

"maskülen değil, fresh değil; hafif maskülen.."



Sıradaki parfüm eskimeyen kokusuyla başarılı bir Cerruti kokusu olan 1881. Ülkemizde de nispeten bilinen bir parfüm olan 1881 odunsu aromatik tarzda bir koku.

1881' in harmanı:

üstte: bergamut, limon, karanfil, fesleğen, servi, biberiye, lavanta, ardıç
ortada: ylang ylang, gül, kuş üzümü
altta: sandal ağacı, misk, amber, silhat, meşe yosunu, sedir


notalarından oluşuyor. Oldukça dolgun ve kuvvetli görünen harmanına rağmen nispeten homojen, ağırbaşlı ve sakin bir kokuya sahip. Yeşil-turunçgil ferah bir açılışının ardından, dipten çiçeksi notalarla bezenmiş sakin odunsu notalar ortaya çıkıyor ve bunlar baştaki ferah yeşil harmanla birleşerek ortaya hafif maskülen bir koku çıkarıyorlar. Evet koku böyle maskülen değil, fresh değil; hafif maskülen. Bundan kastım geniş bir yaş aralığına gidebilecek, hafif tarzda, yılın çoğu zamanı kullanılabilecek, sakin ancak erkeksiliğini de hala koruyabilen bir parfüm. 18 yaş üstü bireyler için gayet güvenli erkeksi bir koku.



Düzenli kullanıma hem çok uygun hem de pek uygun olmayan bir koku. Uygun olmasının nedeni saldırgan olmayan, herşeyin dengelendiği, ortalandığı bir parfüm olması. Problem olan kısım herşeyin ortalanmış olması. Yani kokusu başarılı olmakla beraber yıllarca kullanılacak kadar da özel ve eşsiz değil. Genel kalite olarak da oldukça standart. Bu kriterler benim gibi parüfm konusunda fazlaca seçici olan kişiler için parfümü sıkıcı ve tekdüze kılacakken, standart bir kullanıcı için gayet kabul edilebilir ve düzenli kullanıma uygun bir parfüm olması anlamına gelecektir.

Özetle, seçiciyseniz ortalamalarda bir parfüm. Kendi alanında başarılı, bilinen ve sevilen bir parfüm. Bu bakımdan parfüme yeni başlıyorsanız bir süre gayet memnun kalabilirsiniz. Harmanında herhangi bir sentetiklik yok. Kalitesi ortalamalarda. Ancak yeniden formülize mi edildi bilemiyorum ama ben birkaç senedir çıkan versiyonlarında belirgin bir kalite düşüşü gözlemledim. Eskilerdeki kalitesini bulamadım. Bu bakımdan önce denemek akıllıca olacaktır.



Fark edilirlik ve kalıcılığı ortalama. 18 ve üzerine uyacaktır. Genel olarak her mevsim kullanılabilir. Hafif maskülen kokulara meraklıysanız denemenizi tavsiye ederim. Sağlam parfümler peşindeyseniz tatmin etmeyecektir.

20 Ekim 2010 Çarşamba

Calvin Klein - Obsession (1985)

"Gayet sıcak, vanilya, karanfil ve gül ağacının tatlılığında oturaklı bir odunsu oryantal koku.."


Obsession 1985 çıkışlı yarı maskülen, kuvvetli bir CK kokusu. Parfüm odunsu oryantal tarzında ve genel CK kalitesinin biraz daha üzerinde kalitede bir parfüm.

Obsession'un harmanı:

üstte: kişniş, lavanta, mandalina, limon, bergamut, misket limonu, tarçın
ortada: muskat, karanfil, yasemin, adaçayı, brezilya gülü, çam, mür ağacı, böğürtlen
altta: amber, sandal ağacı, silhat, misk, vanilya, kabe samanı


notalarından oluşuyor. Harmanını incelediğimizde farklı kesimlerin beğenileri aynı anda kazanabilecek çeşitli nota gruplarının olduğunu görüyoruz. Sevilen turunçgiller, güzel odunsu notalar, amber, misk, kabe samanı gibi klasikler ve çiçekler. Peki bu kadar çeşitli notayı tek bir harmanda uyumlu bir şekilde birleştirmek mümkün mü? Obsession bunun bize mümkün olduğunu gösteriyor. Mygitarda 2 sene önce verdiğim incelemeye göz atarsanız "Çok tatlı ve ağır. İçerisinde mandalina, yasemin, bergamut gibi ferah  pek çok nota olmasına rağmen benim bu kokudan tel algıladığım, karanfil, daha çok karanfil, daha çok karanfil ve burun bükecek kadar pudramsı tatlılık. 60 yaşın üzerine gidebilir ama altına çok ağır kaçacağını düşünüyorum." şeklinde çok sert eleştirdiğimi göreceksiniz. Aradan geçen bu kadar zamandan ve obsessionu daha uzun süreler kullandıktan sonra parfüm hakkındaki fikirlerim olumlu yönde gelişti. 


Parfümün genel yapısından bahsedersem kalitesi oldukça iyi. Standart CK seviyesinin de biraz üzeri. Guccilere yakın bir kalitesi var diyebilirim. Harmandaki notalar son derece doğal ve temiz. Ayrıca harman çok uyumlu. Tüm notalar harika kaynaşmış. Kokusu nasıl? Gayet sıcak, vanilya, karanfil ve gül ağacının tatlılığında oturaklı bir odunsu oryantal koku şeklinde. Eğer bu tarz tatlı oryantalleri sevmiyorsanız başta benim yaptığım gibi oldukça eleştirirsiniz. Ancak azar miktarda kullandıkça parfüm kalitesini giderek daha fazla gösteriyor ver aslında ne kadar dengeli, özenilmiş ve kaliteli bir koku olduğunu görüyorsunuz. Tek kusuru biraz eskilerden kalmış olması. Ancak genede daha ziyade 90lar parfümleri gibi davranıyor.

Tatlı oryantalleri sevmeseniz bile kalitesini kabul edersiniz. Düzenli kullanımda sıkabilse de soğuk kullanımlarda fena olmuyor. Ayrıca bunun yanında karşı cins tarafından sıcak bir oryantal olması dolayısıyla oldukça beğenildiğini de belirteyim. Yakın temasın olacağı, yemek, dans, gösteri vs gibi kış akşamlarında oldukça başarılı bir parfüm olacağını anlamak zor da değil. Açıkcası sınıfını ve yapısını düşününce bu alanda eleştirilebilecek bir yönünü bulamıyorum. Tabi bu yorumlarımdan sonra hemen acele etmeyin. Önceden yazdığım gibi 60 yaş kokusu olmasa da 30 yaş altına hala biraz fazla kalabilecek bir koku. Hele 25 altı hiç bulaşmasın. Kuvvetli bir koku bu yüzden uygun dozajlamayı bilmiyorsanız hem çevreyi hem kendinizi rahatsız edersiniz.



Kalıcılığı ve fark edilirliği benzeri parfümlerdede olduğu gibi oldukça iyi. Uygun yaş grubu 30 ve üzeri. Ancak 25-30 arası bu tarzı beğenenler de dönemsel olarak kullanabilir. Bu tarz sıcak, tatlı  ve etkili oryantalleri  seviyorsanız mutlaka denemelisiniz. Babanıza güzel bir kış hediyesi olacaktır. Genel kullanıcı olarak da denemenizi tavsiye edeceğim bir koku.

19 Ekim 2010 Salı

Giorgio Beverly Hills - Giorgio for men (1984)

"Bende daha az tatlı ancak daha kirli bir kouros izlenimi bıraktı.." 



Giorgio for men pek çok kişi tarafından efsane  kabul edilen bir parfüm. 1984 çıkışlı parfüm odunsu oryantal tarzında.

Giorgio for men' in harmanı:

üstte: aldehitler, portakal, kırmızı biber, bergamut, meyve notaları
ortada: karanfil, sandal ağacı, silhat, tarçın, süsen kökü, sedir, gül
altta: bal, tonka fasulyesi, amber, misk, benzoin, meşe yosunu, vanilya 

notalarından oluşuyor. Giorgio for men 80ler parfümlerinin standart pek çok notasına sahip olup, dönemin bazı esintilerini verse de özünde kendine has bir koku. Peki nasıl kokuyor? Kourosvari dersem anlarsınız. Balımsı, miskli, yarı pudramsı yapıda, yumuşak ve kirli bir koku. Yumuşak bir maskülen ancak genç burunlara çok da uygun değil. Bunun nedeni bana göre kokunun biraz geri kafa kalması. Yani sanki 1830'lardan kalma bir misk kokusuymuş imajı vermiyor değil. Bende daha az tatlı ancak daha kirli bir kouros izlenimi bıraktı. Günlük hayatta kouros'u dahi düzenli kullanmak pek mümkün değilken bunu hiç mantıklı bulmuyorum. 



Sorun sadece bu kadarla da kalmıyor. Harmanının kirli ve eskimiş olmasını bir yana bırakalım Kourostaki notaların armonisi bunda yok, biraz burnunuzu yoran bir koku. Notalar doğal kokmalarına rağmen birbirleriyle yeterince kaynaşmamışlar.  Açıkcası günümüzün daha taze kokuları arasında yer edinmesi ve sevilmesi bence zor. 

Fark edilirlik ve kalıcılığı ortalama. Uygun yaş grubu 40 ve üzeri. Bir dönemin başarılı kokusuymuş ancak günümüzde çok fazla yeri olabileceğini düşünmüyorum. Özellikle kourosvari misk tatlılığındaki kirli kokuları seviyorsanız deneyebilirsiniz, bunun dışında tavsiye edemiyorum.

1 Ekim 2010 Cuma

Bulgari - Bulgari Pour Homme (1995)

"Açık şekilde söylüyorum; elegant kelimesinin karşılığı: Bulgari pour homme.."


İncelemesini verdiğim parfüm benim için çok özel bir koku. Değişmez favorilerimden bir tanesi. Dolayısıyla incelemem uzun ve taraflı olabilir, hazırlıklı olun. Bilmeyenler için özellikle belirtiyorum; bu parfüm çok karıştırılıyor. İncelemesini verdiğim ürün bulgari man değil, 1995 çıkışlı bulgari pour homme. Bu parfümün 99 çıkışlı pour homme extreme ve 2006 çıkışlı pour homme soir adında iki varyasyonu daha var. Ancak tüm yazdıklarımın orjinal 95 çıkışlı pour homme için olduğunu belirteyim. Bulgari pour homme 1995 çıkışlı, hafif ve fresh tarzda bir odunsu çiçeksi misk kokusu.

Bulgari Pour Homme' un harmanı:

üstte: bergamut, portakal çiçeği, kuşüzümü çiçeği, çay, nilüfer, müge
ortada: kakule, gül ağacı, biber, siklamen, karanfil, guaiac ağacı, sardunya, süsen
altta: amber, misk, kabe samanı, sedir, meşe yosunu, tonka fasulyesi

notalarından oluşuyor. Harman çok zengin ancak endişelenmeye gerek yok, mükemmel şekilde, ustalıkla karıştırılmış bir harman. Kesinlikle rahatsız eden, batan, ayrışan bir nota yok. Bilenler bilir; bulgari kokularını farklı kılan özellikleri hepsinde bariz olan taze çay kokusudur. Bulgari pour homme da aynı şekilde taze ve temiz çay kokusuna sahip. Son derece hafif, çiçeksi, nemli odunsu bir yapıda. Mesela biber var, ama hiç vurucu değil, tatlı tatlı geliyor aralardan bir yerden, odunlar hissediliyor, çiçekler de öyle misk ve gül ağacı da ayrı has bir tatlılık katıyor. Yani koku ana teması çay olan, çiçek tatlığında odunsu ama ferah bir koku diyeyim. İlk kullandığınızda sade, limoni-lavanyamsı gibi hafif çiçeksi bir koku gibi gelecektir. Hatta kadınsı gelebilir.  Fakat burnunuz alıştıkça giderek daha güzel gelecektir.



Peki parfüm benim için neden bu kadar özel? Çünkü tam anlamıyla elegant ve asil bir koku. Gerçek anlamda pahalı kokuyor. Paralı adam kokusu gibi bir imaj veriyor sanki. Özünde limoni, çiçeksi, sucul odunsu bir koku ama sürdüğünüzde gerçek hayatta o kadar basit olmadığını anlıyorsunuz. Bulgari pour homme' u anlamak için aşırı olmasa da bir miktar parfüm birikiminiz olmalı. Aksi taktirde basit limonlu çiçek kokusu şeklinde geçiştirmeniz olası. Fakat kokuyu anlayabilecek kapasitede iseniz içerisindeki o kalite havasını kolayca alacaksınız. Açık şekilde söylüyorum; elegant kelimesinin karşılığı: Bulgari pour homme; canlı, nemli, çiçeksi ve odunsu. Abarttığımı düşünüyorsanız kendiniz araştırın. Hemen her yerde parfüm için defalarca kez "elegant bir koku" tabiri yapıldığını göreceksiniz. Ben de pek çok parfüm kullanmama rağmen henüz bulgariden daha elegant havası olan bir kokuya raslamadım. Buna niche ürünler dahil. Evet doğal, temiz, canlı kokuyorlar. Ama bu derecede bir elegantlık yok. Bakın asillik demiyorum, elegantlık, iyi irdeleyin. Kalite de demiyorum, örneğin gucci pour homme, bu parfümden daha yüksek bir kalite hissiyatına sahip, ama bu elegantlığa değil. Gözünüzde hemen bir imaj canlandırıyor. Gri takım elbiseli, varlıklı ve başarılı genç bir müdür. Çünkü parfüm bile yeni basılmış banknotları andırıyor kokusuyla.


Benim yaşıtımdaki komşularım için en uyumlu kokulardan biri. 22-30 yaş arasına çok iyi gider. Alttakiler biraz kokuyu ziyan ederler gibi, onlara kenzo, ya da escada sentiment gibi birşeyler şimdilik daha iyi olur. Yani parfüm kalite olarak (fiyat değil) bir lise talebesini aşar bence. Çünkü insan da yaşını alıp tecrübelendikçe kalitesi artar ve pour homme da bunu istiyor. Misal genç bir müdür için gayet uygun, genç bir akademisyen için gayet uygun, genç üst düzey şirket çalışanına gayet uygun. Ortam insanı ziyan eder, dinamik-sporcu insan ziyan eder. Liseli insan ziyan eder. Onlar deneyip baksınlar, yine de istiyorlarsa alsınlar, para onların. Yani standart fix bir koku değil bu, biraz hakkını verebilmek, parfümü taşıyabilmek, sakin olmak lazım.  Bu cümlemi isterseniz yanlış da anlayın ancak; bulgari pour homme' u taşıyabilecek insan sayısı benim gördüğüm kadarıyla çok fazla değil. İnsanlar tüm bu yazılanlardan sonra dünyanın en iyi parfümüne sahip olacakmışcasına, aşırı büyük beklentilerle, "güzel kokmak" amacıyla parfümü alıp sonra da beğenmeyip basit, sade bulabiliyorlar. O yüzden önce kendimizi geliştirmemiz lazım.

En basitinden parfümün kullanımında çoğu kişinin yaptığı en büyük hata; hafif olmasına dayanarak parfümü yazın kullanmaya kalkmak. Bunun sonucunda da burun bükmek. Halbuki bulgari pour homme gri bir koku, serinlik, sakinlik ve dinginlik seviyor. Yani bir sonbahar kokusu. O burunlarını bükenler serin bir sonbahar gününde kokuyu tekrar denesinler. Çok şaşıracaklar. Parfüm o elegant, canlı, güzel çay temasını serin zamanlarda veriyor. Özetle; elegant ve tam bir koku. Kişisel bir koku.


Fark edilirliği başlarda iz bırakacak şekilde oldukça yüksek, sonrasında ortalama. Kalıcılığı tende ortalama altı. Arada bir tazelemek oldukça iyi oluyor. Fakat ten dışındaki her yere, elbiselere, metal bozukluklara dahi sinip uzun süre kalıyor. Uygun yaş grubu 22-30 arası. Ancak herkesin üzerinde taşıyamayacağını belirteyim. Uygun mevsimleri ilbahar, özellikle sonbahar ve kış. Değişmez favorilerim arasında ve listemde terre d'hermes' ten sonra ikinci olduğunu belirterek, parfüm konusuna bir zevk olarak bakan, deneyimli, özel kokular arayan herkese şiddetle öneriyorum. Standart bir kullanıcı iseniz büyük ihtimalle beğeneceğiniz hafif, taze ve canlı bir koku olarak denemenizi tavsiye ederim. Son bir not: bulgari pour homme' un basit bir koku olduğunu düşünüyorsanız parfüm dünyasında öğrenecek çok şeyiniz olduğunu bilmelisiniz.


Kenzo - Kenzo Pour Homme (1991)

"tuzlu, yosun-deniz kokusu.."



Kenzo' yu bilmeyeniniz yoktur sanırım. Hem dünyada hem ülkemizde en popüler fresh parfümlerden bir tanesi. Ülkemizde de adg ve fahrenheit ile birlikte sahtesi en çok kullanılan kokulardan. 1991 çıkışlı parfüm aromatik sucul tarzda.

Kenzo pour homme' un harmanı:

üstte: ozon, bergamut, limon, rezene, yeşil yapraklar
ortada: muskat, adaçayı, karanfil, sardunya
altta: meşe yosunu, kabe samanı, silhat, sandal ağacı, gül ağacı, misk, zambak, sedir


notalarından oluşuyor. Ancak çoğunuzun da bildiği gibi bu harmana fazla aldırış etmemek gerekiyor. Çünkü, kenzo pour homme burada listelenen notalara rağmen çok daha sade ve basit bir şekilde kokuyor: tuzlu, yosun-deniz kokusu. Ne karanfil, ne sardunya, ne silhat, ne sandalağacı. Bu notaların hiç biri algılanmıyor. Bu; parfümdeki aldehit oranının çok yüksek tutulmuş olmasından olabilir. Doğada ozon, deniz kokusu gibi kokular doğrudan bulunmadığından bunlar lab ortamında aldehitlerle sentetik olarak yaratılıyor. Bunlar az tutulduğunda gayet güzel olabilirken, fazla kaçırıldığında kötü olabiliyor. Kenzo pour homme' un harmanı genel olarak kalitesiz, vasat, oldukça sentetik halde. Bu sentetiklik burun büken cinsten olmasa da, yapaylığıyla rahatsız etme limitlerine dayanabiliyor. Ancak her şeye rağmen kendini kullandırabilmesini o tuzlu deniz kokusuna borçlu. 



Bilmeyenler için kenzo çok hafif, fresh sucul bir parfüm. Ancak Acqua di Gio ile karıştırmayın. Gio ultra sulandırılmış kavun gibi kokarken, kenzo deniz kenarında yürürken aldığınız yosunsu koku gibi kokuyor. Bazı şişelerinde sentetiklik ya da tuzluluk oranı fazla olabiliyor. Sonuçta bol üretilen ve bol yapılan bir parfüm olarak her farklı dolum arasında farklar oluyor. Aynı model parfümün farklı zamanlarda çıkmış iki şişesinin birebir aynı kokmasını beklemeniz amatörlük olur, unutmayın. Ne kadar özen gösterilirse gösterilsin her zaman ufak tefek farklar olacaktır. Bu creed' lerde dahi böyledir. O bakımdan daha önce kullandığınız bir parfümü yeniden aldığınızda bir önceki şişenizin aynısı gibi kokmuyorsa, hemen endişelenmeyin. Kenzoda da durum böyle; çok tuzlu ve sentetik şişesine denk gelirseniz burun bükersiniz. Daha yumuşak bir şişesine denk gelirseniz memnun kalırsınız. Kokusu bazen şu doğu kökenli yeşil merhemleri getiriyor akla, ama öyle koktuğundan değil öyle bir his verdiğinden. Kokunun benim gözümdeki yansıması turkuaza yakın açık bir yeşil renk.


Özetle, hafif, fresh ve popüler bir koku.  Oldukça sentetik olmasına rağmen çoğunlukça seviliyor. Genç arkadaşlarım oldukça beğenecektir. Belirli bir tecrübenin üzerindeki kişilerin dönüp bakacağını ise zannetmiyorum.

Eski versiyon

Fark edilirliği yüksek, kalıcılığı ortalama. Arkasında kokusuyla iz bırakan parfümlerden. Uygun yaş grubu 16-25 yaş arası. Genel olarak her mevsim kullanılabilse de ben fresh bir koku olmasına rağmen serin havalarda hatta kışın daha etkili olduğunu düşünüyorum. Parfüm dünyasında yeniyseniz deneyin derim.

Nautica - Latitude Longitude (2000)

"Tarz olarak cool water ile swiss army'nini karışımını düşünün.."

Sıradaki parfüm, Nautica' nın artık üretilmeyen hafif kokusu latitude longitude. 2000 çıkışlı parfüm odunsu çiçeksi misk tarzında.

Latitude Longitude' un harmanı:

üstte: bergamut, tarhun, kişniş
ortada: çay, muskat, silhat, su nanesi
altta: amber, misk, meşe yosunu


notalarından oluşuyor. Parfüm şişesinin renginden de anlayabileceğiniz üzere fresh ve sucul tarzda hafif bir koku. Serin bir açılışı var. Tarz olarak cool water ile swiss army'nini karışımını düşünün. Bu ilk sahne bir 10 dakika devam ediyor sonra yön değiştirip daha sade ve normal bir hale geliyor. Çayın baskın kokusunu algılıyorsunuz. O noktadan sonra kokunun çekiciliği kalmıyor. Çay teması azaltılsa ve serinlik hissi veren elementlerin oranları arttrılsa çok daha iyi olurmuş. Gene de orijinal kendine has tatminkar bir fresh koku. 

Kalite olarak ortalama, çok özel bir parfüm değil. Harmanındaki bahsettiğim değişimle beraber çekiciliğinin azalmasıyla da iyice kaybediyor. Sanıyorum bundan dolayı artık üretilmiyor. Tıpkı swiss army' de olduğu gibi koku bayağılaşıp çay notası çok öne geçmeden önce burnunuza şöyle bir estiğinde "of çok güzel bir koku bu" dedirtiyor. 


Kokusunda devamlılığı sağlayabilseymiş, çok farklı yerlere gelebilirmiş. Özetle ortalama bir sucul fresh koku. Özellikle hafif, fresh parfümleri biriktiriyorsanız deneyebilirsiniz. Aksi bir durumda voyage gibi çok daha başarılı bir alternatifi var.



Kalıcılık ve fark edilirliği az. Uygun yaş grubu 20-30. Her mevsim kullanılabilir. Özellikle tavsiye edemiyorum, onun yerine voyage' ı deneyin.