4 Aralık 2011 Pazar

Kısa bir ara..

Merhaba sevgili okuyucular;

askerlik görevim dolayısıyla kısa bir süre aranızdan ayrılıyorum. İkinci bir emre kadar yeni inceleme gelmeyecek. Şu an hali hazırda bulunan incelemelerimden her gün birini okusanız ben zaten gelmiş olacağım. Merak etmeyin, döndükten sonra yeni incelemeler hızla devam edecek.

O zamana kadar, hoşçakalın.

9 Kasım 2011 Çarşamba

Yves Saint Laurent - Live Jazz (1998)

"şişe tasarımı dışında ne koku karakteriyle, ne genel kalitesiyle diğer Jazz'larla alakası olmayan bir parfüm.."


Live Jazz, favori üreticilerimden olan Yves Saint Laurent' in Jazz serisine sonradan çıkardığı ve bana göre en vasat versiyonu olmuş. 1998 çıkışlı parfüm aromatik fujer tipinde, ama pabucumun fujer' i diyorum. 

Live Jazz' ın harmanı:

üstte: nane, greyfurt, limon
ortada: kişniş, yabani kamış, ışkın yaprağı
altta: sedir, amber(ambergris), vanilya, muskat


notalarından oluşuyor. Bakınca çok sade bir harman olmasına rağmen kamış, ışkın, hakiki amber gibi az görülen notaları kullanmasıyla dikkat çekmeye çalışıyor ve ysl yine yapmış dedirtmeye çalışıyor. Ancak işin aslı öyle değil. Harmanda sentetiklik yok, ama alışıldık ysl kalitesi de yok. Ayrıca harmanda bir uyum da yok. Ya kamıştan, ya ışkından kaynaklanan, anasonu andıran acımsı baskın bir koku var tüm harmanın üzerinde. Kesin kişniş' in de suçu var. Elbette doksanların sonu olan bir parfümden 80' ler parfümlerinin harman kalitesini beklemezdim, ama söz konusu marka bir sürü iyi parfümü olan YSL olunca, insan beklentilerini yüksek tutmaktan kaçınamıyor. Sonuç; hüsran. Hayır, arkasındaki burun Kouros ve Cool Water ' ı da yaratmış olan Pierre Bourdon..


Kokusu; aramis ph ile benetton cumbia colors karışımı bir yerlerde. Bu iki parfümde de anason kokusunun net hissedildiğini biliyoruz. Jazz' da da böyle. Anason değil belli ki ama koku onu andırıyor. Live jazz, aramis gibi sulu, baharatlı bir açılışla başlıyor. Bu aşamada limon ve nane oldukça dolgun ve kokuyu tazeleştiriyor. Sonrasında jazz serisi ile hiç alakası olmayan tatlı, uyumsuz garip bir kokuya dönüşüyor. Genel olarak hafif bir parfüm. Cumbia colors kadar olmasa da yazın bile kullanılacak kapasitede. Ancak bu standart bir parfüm değil. Adında jazz var. YSL' nin efsanevi jazz ikilisini düşünüp, live jazz' a baktığımda, şişe tasarımı dışında ne koku karakteriyle, ne genel kalitesiyle diğer Jazz'larla alakası olmayan bir parfüm. Kesinlikle Jazz ismini kullanarak kazanç elde amaçlı ticari bir şark kurnazlığı yapmış YSL. Markayı ne kadar sevsem de doğruya doğru.Hangi akla hizmet Jazz prestige gibi bir efsane' nin üretimine son verilip bu üretilir aklım almıyor.

Özetle; adını taşıdığı jazz serisinin diğer fertleri olan jazz ve jazz prestige' in mükemmelliğinden sonra aynı eşsiz koku olma özelliği sürdürememiş, eh denilip geçilecek ortalama bir koku olmuş live jazz. Netteki şişirilmiş yorumlara kanmamanızı öneririm. Başka bir isimle satışa sunulsaydı normal incelenip, ortalama diye geçilecek bir parfümdü, ancak jazz adı altında böyle alakasız bir şey çıkarmak YSL' nin serinin fanlarına olan umursamaz saygısızlığını gösteriyor. 


Kalıcılık ve fark edilirlik bende ortalama altı. Uygun yaş grubu 20-30. Her mevsim kullanılabilir. Günlük kullanım için iç ve dış mekanlarda kullanılabilir. O kadar. Ortalama, akılda kalmayan, çekici olmayan koku. Uyumsuz harman. Alışılageldik ysl kalitesinden düşük kalite. Utanmadan Jazz ismini taşıması. Tavsiye etmiyorum bir zahmet.

Aramis - Aramis Life (2003)

"Genel olarak değerlendirdiğimde açılışından oturmuş haline kadar tam bir uyum göremiyorum.."
 


Aramis Life, genellikle klasik tarz erkeksi kokular yapan Aramis' in nispeten yeni, fresh tarz bir kokusu. Aromatik turunçgil tipi bir parfüm. Yakın bir zamanda içerikler değişmeden, farklı şişe tasarımına gidildi.

Aramis Life' in harmanında:

üstte: kumkat, misket limonu, bergamut
ortada: salatalık, menekşe yaprağı, nane, kakule, kişniş, biber
altta: sandal ağazı, sedir, deri, zeytin ağacı

notaları bulunuyor. Özellikle üst harman enfes. Bu taze turunçgillerin kokusunu sevmeyecek olanı tanımıyorum. Peki aramis parfümde bu notaları iyi kullanmış mı? Ancak eh diyorum. Çok sentetik olmamakla beraber, pek de doğal notalardan yapılmış kaliteli bir parüfm imajı da vermiyor. Nispeten dengeli akışkan bir harmanı var.


Kokusuna gelirsek, aramis bu parfümü 25-40 yaş arası kullanıcılara yönelik olarak ürettiğini söylüyor. Ama bana sorarsanız hiç de 40 yaşa gidecek oturmuşlukta bir parfüm değil. Zaten 40' lı yaşlara bu tarz fresh, sucul yapılı parfümlerin çok azı uyum sağlıyor. 

Life' in koku olarak iki farklı süreci var. Açılışından ortalara kadar aynen Lacoste Style in Play gibi kokuyor. Oldukça hafif, sucul. Buradaki kokusu son derece bayağı, klasik bir fresh koku şeklinde, ben beğenmedim. Kumkat ve misket limonundan çok daha iyi verim alınabilirdi. 

Bundan sonraki hali yine style in play' e benzemekle beraber deri ve diğer notaların etkisiyle tatlı odunsu bir koku şeklinde. Burada da oldukça hafif yapılı. İşte bu ikinci tatlımsı odunsu hali gerçekten hoş ve elegant kokuyor. Bu haliyle 40 yaş' a uyarmış. Fakat hem baştan ucuz genç kokusu gibi kokması, hem de pek kendini gösteremeyen sönük yapısından dolayı olmamış. Genel olarak değerlendirdiğimde açılışından oturmuş haline kadar tam bir uyum göremiyorum. Bu hem koku, hem kalite olarak.


Eski şişe tasarımı

Özetle, Life yine özen eksikliği gösteren bir başka koku olmuş. Genel kalitesine ve açılışına biraz daha özen gösterilse azzaro visit, jil sander gibi oturmuş hafif kokular arasında kendine oldukça güzel bir yer edinecekken, bu haliyle basit bir piyasa kokusu gibi kalmış.

Kalıcılığı bende ortalama, fark edilirliği ortalama altıydı. Uygun yaş grubu 16-22 arası diye düşünüyorum. Kış dışında her mevsime uygun. Biraz sönük yapısından dolayı dış mekanlarda kendini gösteremiyor. Parfümü ancak Lacoste style in play' i beğenipde ona daha iyi bir alternatif arayan genç kullanıcılara dönemsel olarak tavsiye edebilirim. Onun dışında kalan kişilere pek özelliği olmayan sıradan yapısından dolayı tavsiye etmiyorum.

Alain Delon - Samourai (1995)

"tatlımsı fresh bir parrfümle, hafif yapılı bir oryantalin karışımı gibi.."
 


Samourai; 95 çıkışlı ve hala üretilen bir Alain Delon kokusu. Pek bilinen ya da popüler olan bir parfüm değil. Koku oryantal tarzda olmakla beraber oldukça hafif karakterli.

Samourai' ın harman:

üstte: bergamut, limon, pembe biber
ortada: sedir, gül, yasemin, tarhun
altta: sandal ağacı, kabe samanı, vanilya, misk

notalarından oluşuyor. Fiyakalı adına bakarak ağzınız sulanıyora, önce çıkış yılına tekrar bir bakın derim. Sırf buradan Iquitos' dan daha iyi olma ihtimalinin pek olmadığını anlamışsınızdır. Harmanda bariz bir sentetiklik olmamakla beraber, özellikle özenilmiş kaliteli bir koku gibi de gelmiyor. Daha ziyade bana Dior, ya da Boss' un en son jenerasyon lab parfümlerini anımsatan bir yapısı var. Bazı notaların yapay yollardan mimik edildiği bariz.


Evet beklentilerinizi çok yüksek tutmamanız gerektiğini anladınız. Peki nasıl koku olarak iyi mi? Hazır olun ağır bir tanımlama geliyor: ne olduğu belirsiz standart, hafif tatlımsı fresh kırması, yarı sentetik yapılı piyasa oryantali gibi. Biliyorum çok uzun bir tanımlama oldu ama gerçekten bu şekilde. Daha sadeleştirilmiş haliyle tatlımsı fresh bir parrfümle, hafif yapılı bir oryantalin karışımı gibi. Her şekilde de orijinallikten uzak ve bayağı. 

Kalitesi Iquitos' a göre oldukça düşük. Koyu bir karakteri var. Oturunca fena olmuyor ama teknik açıdan zayıf ve orijinal olmayan bir koku. Dipteki vanilya oturmaya başlayınca Bulgari Black' in çay notası barındırmayan daha sakin hali gibi bir yapıya bürünüyor. Ondaki plastiğimsi koku da yok. Tabi ben gene her halükarda Bulgariyi seçerim.

Özetle, belli ki bir şeyler denenmiş ama bunun üzerinde yeterli çaba harcanmaktan kaçınılmış vasat bir koku samourai. Çok kötü değil ama özellikle beğenilesi, kullanılası da değil, akılda kalıcı değil. 


Kalıcılığı ve fark edilirliği bende ortalama altıydı. Koyu tenlere biraz daha iyi uyuyor. Yaş grubu olarak 16-25 arası derim. Yaz dışındaki mevsimlerde kullanılabilir. Tavsiye etmiyorum.

Alain Delon - Iquitos (1987)

"Herkese göre olmayan ancak sınırlı bir kesimin oldukça seveceği bir parfüm olmuş.."
 


Sıradaki parfümümüz 87 çıkışlı, artık üretilmeyen odunsu şipre tarzında bir koku. Üretilmiyor olmasına rağmen bulunabilirliğinde sorun yok. Normalde ünlü parfümlerinden uzak durmaya çalışırım, fakat alain Delon parfümleri, özellikle de eski olanları belli bir kaliteye sahip ve günümüzün Paris Hilton, Antonio Banderas vs gibi ünlü parfümlerinden farklılar. 

Iquitos' un harmanı:

üstte: kişniş, yeşil notalar, meyve notaları, mandalina, muskat çiçeği, limon
ortada: aldehitler, bal, zencefil, süsen kökü, yasemin, ylang ylang, müge, gül, kakule
altta: deri, sandal ağacı, amber, silhat, misk, hindistan cevizi, misk kedisi, meşe yosunu, vanilya, kabe samanı, sedir

notalarından oluşuyor. Oldukça teferruatlı ve dolu dolu bir harman. Kokusuna gelmeden harmana biraz bakarsak; sentetiklik algılamadım. Ki bu dönem parfümlerinde fazla görülen bir şey değil sentetiklik. Notalar tek tek anlaşılamasa da iyi karışmış haldeler. Harman çift karakterli ve oldukça geçişken bir harman. İlk hali ile oturduğu zaman arasında çok fark var ve bu da kokusuna yansıyor. Genel olarak kaliteli, özenilmiş bir yapısı var.


Kokusuna geldiğimizde iquitos' un neden üretimden kalktığını anlıyoruz. Aslında özünde gayet iyi bir koku, ancak sadece oturduğunda. Çünkü kokunun açılışı çok feminen. Ama öyle böyle değil, ilk 15 dakika adeta sevgilinizin parfümünü sıkmışsınız etkisi yapıyor. Buradaki yoğun çiçeksi etki özellikle gül ve yasemin' den kaynaklanmakta ki yasemin oldukça feminen bir notadır. Açılıştaki bu yoğun çiçeksi feminen yapı ilk 15 dakikadan sonra etkisini kaybetmeye başlıyor ve yaklaşık 45 dakika sonra Lagerfeld KL' yi andıran hafif yumuşak tatlılıkta, ama pudramsı olmayan rayihalı, zengin erkeksi bir kokuya dönüşüyor. Alt harmana bakarsanız buna şaşırmamak gerek, her türlü zengin ve lezzetli nota kullanılmış. İşte koku bu oturmuş haliyle gerçekten çok güzel. Ancak ne yazık ki buraya gelene kadar dayanmak oldukça zor. Çünkü hafif feminen bir koku kullanmak başka, bariz kadın parfümü gibi kokan bir koku kullanmak başka. 


Özetle; dönemi ve sınıfı kokular arasında ortalama bir yerlerde diyeceğim özenilmiş bir koku. Herkese göre değil. Eğer parfümünüzde yoğun feminen karakterler sizi rahatsız etmiyorsa sizin için gizli bir hazine olabilir. Fakat biraz çiçeksi karakterden yukarısının fazla olduğunu düşünen genel kullanıcılardansanız beğenmeme ihtimaliniz olduğunu da bilin. Herkese göre olmayan ancak sınırlı bir kesimin oldukça seveceği bir parfüm olmuş.


Fark edilirlik ve kalıcılığı ortalama. Uygun yaş grubu 32 ve üzeri gibi. Yaz dışında her zaman kullanılabilir. Kapalı ortamlarda kendini daha iyi gösterebilir. Third manL' anarchiste gibi farklı sofistike parfümleri seviyorsanız beğenmeniz iyi bir ihtimal. Standart parfüm kullanıcılarına ise temkinli yaklaşmalarını öneririm.

29 Ekim 2011 Cumartesi

Kenzo - Kenzo Pour Homme Fresh (2003)

"Kenzo' nun sivri kenarlarını törpüleyerek daha da sevilesi bir hale getirmiş.."
 


Off, sonunda modern ve fresh yapılı olup da, bayağı olmayan bir parfüm. İçinde boğulduğum bayağı parfümlerden başımı çıkarıp bir nefes alma vaktim gelmişti. Kenzo pour homme fresh, orjinalinden çok da farklı olmayan ama bazı ufak değişiklerle kimilerine daha çekici hale getirilip, hafifletilmiş bir model. 2003 çıkışlı parfüm aromatik tipte. Ülkemizde pek bilinmiyor.

Kenzo pour homme Fresh' in harmanı:

üstte: greyfurt, acı portakal, calone
ortada: iyot, sedir
altta: meşe yosunu, misk

notalarından oluşuyor. Harman, abisinden de sade ama gerçekte sıkıcı değil. Calone kenzo' dan alışık olduğumuz bir aroma kimyasal madde. Çiçeksi, yosunsu deniz kokusu veren bir madde. Harman tabi ki sentetik ama rahatsız edici şekilde değil de, yapay olduğunu belli edecek şekilde. Zaten başka yoldan bu koku karakterini vermenin imkanı yok. Hafif, yumuşak başlı, neşeli bir harman. Standart kenzo' ya göre daha iyi yoğrulmuş.

Koku olarak, ilk başta insanın aklına zaten hafif yapılı olan kenzo' nun daha ne kadar fresh' i yapılacak ki gibi bir düşünce yerleşse de, parfümü kullanınca anlıyorsunuz. Tüm kokuya calone hakim. Zengin sulu çiçek eşliğinde kenzo' nun bildiğiniz klasik tuzlu deniz kokusu. Fark olarak sentetiklik azalmış, kokunun keskinliği azalıp yumuşamış ve tuzluluğu azaltılmış. 

Turunçgillerin beyaz çiçeksi notaları gayet güzel öne çıkmış. Açıkçası tam olarak adının karşılığını vermiş. Kenzo' nun sivri kenarlarını törpüleyerek daha da sevilesi bir hale getirmiş. Biraz gay parfümü hissiyatı barındırmakla beraber genel açısından oldukça sevilesi olduğunu düşünüyorum. Farklı bir feminen havaya sahip. Ne tam erkeğe, ne tam kadına uygun gibi, ikisi arasında cinsiyetsiz bir parfüm olmuş. 

İkisi arasında karşılaştırma yaparsak hala saf okyanus kokusunu andırdığı ve orijinalliğinden dolayı ben kenzoyu'  biraz daha tutuyorum. Onun özel bir teması var ve başarıyla yerine getiriyor. Fakat parfüm bazında bakarsak fresh versiyon daha rafineleştirilmiş ve oturmuş bir parfüm olmuş. 

Özetle; çok kaliteli ya da özel bir parfüm değil. Ancak bu tarz sucul, hafif yapılı kokuları seviyorsanız, oldukça beğenilesi, dönemsel olarak kullanılası az ama öz bir parfüm olmuş kenzo pour homme fresh. 

Fark edilirlik ve kalıcılık normal kenzoya göre düşük ve ortalama altı. Tazelenmeyi seviyor. Uygun yaş grubu 16-20 arası. Özellikle ilkbahar ve yaz mevsimine uyum sağlayacak pozitif bir parfüm.Dış mekanlarda kendini güzel gösteriyor. Çok yüksek kalite bir şeyler bekelemeden deneyebilirsiniz.

Tommy Hilfiger - Tommy (1994)

"parfüm kelimesinin karşılığını veren bir şeyler istiyorsanız daha karakterli, akılda kalıcı marka ve modellere bakmanız gerekiyor.."  



Bir başka moda parfümü. Tommy 94 çıkışlı, Aramis tarafından Tommy Hilfiger markası için yapılmış bir aromatik turunçgil. Bu tarz parfümleri gördükçe herkes kendi işini yapsa dememek elde değil. Girişten, incelemenin nasıl geçeceği hakkında fikir sahibi olmuşsunuzdur zaten ama kendimi tutamadım.

Tommy' nin harmanı:

üstte: lavanta, bergamut, yağmur, greyfurt, bluegrass, nane
ortada: driftwood(suda sürüklenmiş odun), kızılcık, sarı gül, elmalı turta
altta: mavi ladin, kaktüs çiçeği, şeker akçaağacı, cottonwood, amber

notalarından oluşuyor. Driftwood, yağmur, elmalı turta gibi zorlama notaları harmanda görmek ehh dedirtiyor olsa da incelemeye devam. Harmanını yazarken bana fenalık geldi, dikkat çekmek için zorlama olmuş. Hayır standart notaların nesi var anlamadım. Harmanın kalitesi genel olarak tahmin edeceğiniz üzere tipik moda üreticilerinin parfümleri seviyesinde. Rahatsız edici bir sentetiklik yok ama sadece o kadar. Bir çekicilik, özgünlük, şaşırtıcılık yok. 


Kokusuna gelirsek. bu kadar şaşalı harmanına göre yine son derece klasik, artık klişeleşmiş bir kokusu var. Kötü mü? Hayır değil, ama benzerini sayısız kere gördük. Fresh tarzda, hafif sentetik, aromatik öğeler barındıran modern bir turunçgil kokusu. Polo Blue'yu alın, onu çok daha sönük ve sakin bir hale getirin, kavunsu kokusunu azaltıp, çok hafif sulu biber kokusu ekleyin. İşte size Tommy. Kaliteli ya da orjinal kokmuyor. Ne kokusuyla, ne harmanıyla vuran ya da akılda kalan bir koku değil. 18 yaş altı kullanıcıların beğenisine gidebilecek belki bir şişe kullanacakları hafif ve modern bir koku. Basenotes'ta aklımdakileri dile getiren çok güzel bir yorum buldum:

"tommy is tommy: little young boys, giggling and laughing with a huge smile and everything is nice,lovely and pretty-okay and this is tommy edt too: simple,easy going,fresh and not more and i guess it doesn´t want to be more-a first edt for the american youth being on the sunnyside of life..... but if you are a grown up and you have found yourself and you who you are and what you want then please go for a french classical scent if you look for a light and fresh edt but leave your fingers away from Tommy.....Personally I prefer unique and special edt that leave an impression, an identification -it´s all about what you expect from an edt and what it should be for you ...."


Özetle aynen böyle. Çok genç kullanıcılar için öylesine sıkılıp kullanılabilecek onlarca benzeri olan hafif bir koku. Chanel Allure Homme Sport ile aynı hedefte. Ancak parfüm kelimesinin karşılığını veren bir şeyler istiyorsanız daha karakterli, akılda kalıcı marka ve modellere bakmanız gerekiyor.

Kalıcılık ve fark edilirliği ortalama. Kendini gösteren bir yapısı yok. Uygun yaş grubu 16-18 arası. bundan sonraki kullanıcılara bayağı kalacaktır. Her mevsimde ve ortamda batmadan kullanılabilir. Genç bir parfüm kullanıcısı dahi olsanız daha özgün parfümlere yönelmenizi tavsiye ederim.

French Connection - FCUK for Him (2003)

"hepimiz temiz çamaşır kokusunu severiz ama bunu parfüm olarak tenimizde kullanmak?.."
 


İngiliz moda markası FCUK' in Shiseido tarafında hazırlanan ilk erkek parfümünü inceliyoruz. Parfüm günümüz trendlerine uygun olarak hazırlanmış, 2003 modern yapılı hafif bir odunsu oryantal.

FCUK for Him' in harmanı:

üstte: fesleğen, lavanta, biberiye, sangria
ortada: haşhaş, ada çayı, çay, yeşil biber
altta: karbondioksit, vanilya, abanoz, silhat, süet


notalarından oluşuyor. Hemen dikkatinizi çekeceği üzere harmanda haşhaş, karbondioksit, süet gibi alışıldık olmayan yapan notalar var. Açıkçası ilk defa haşhaş içeren bir parfümle karşılaşıyorum. Abanozda, parfümlerde nadir kullanılan ama benim mesleğim gereği haşır neşir olduğum bir ağaç. Çok cezbedici bir kokusu olmasa da kendini ayıran bir koku. Harmana ve markaya bakıp da kaliteli bir harman olacağını umanlarınız yoktur sanırım? Oldukça sentetik bir harman olarak bir raf parfümü olduğunu hemen hatırlatıyor.  Ama en azından bu sentetik yapısı, insanı rahatsız eden, burun büken, baş ağıtanr yapıda kalitesiz sentetiklik değil. Sadece çoğu şeyin yapan olduğunu size hatırlatıyor. Özellikle öne çıkıp rahatsız eden bir notanın olmaması ise sevindirici. 

Kokusuna gelirsem. FCUK gerçekten ilginç kokuyor. Temizliği, deterjanı çağrıştıran bir kokusu var. Basenotes gibi platformlarda kimileri kokusunu sabun köpüğüne benzetmiş, kimisi popo yıkandıktan sonra temizlenmemiş bir kalıp sabun(!) kokusuna, kimisi de ucuz çamaşır yumuşatıcısı kokusuna. Ben sonuncusuna katılıyorum. 

Bana göre standart tip çamaşır yumuşatıcısına ya da bununla yıkanmış ve ütülenmiş, temiz, tatlı sabunsu deterjan kokan çamaşırlara çok benzer bir kokusu var. Bazılarının kulağına cazip geleceğini biliyorum ama burna o kadar da çekici gelmiyor. Uzun süre kullandıktan sonra nihai fikrim parfümü beğenmedim ve başarısız bir koku olduğu şeklindeydi. Çünkü kokusu bir parfüm için hiç alışılageldik değil ve bir erkek için pek hoş da değil. Tamam hepimiz temiz çamaşır koksunu severiz ama bunu parfüm olarak tenimizde kullanmak? 

Özetle, farklı konsepti ve cesaretinden dolayı akılda yer etse de, bir parfüm olarak düşünüldüğünde cazibesini kaybeden yapay bir parfüm. En iyi ihtimalle temiz çamaşırlarınızın üzerine güzel koksun diye sıkarsınız ama o koku da uzun vade de sizi ne kadar memnun eder bilmiyorum. Sonuçta kısa sürede sıkıcılaşan bir sentetik canavar.


Kalıcılığı ortalama, fark edilirliği ortalama üzeri. Uygun yaş grubu olara 18-24 derim. Daha ziyade modern bir genç kokusu olarak düşünülmeli. Her mevsim kullanılabilir. İç ve dış mekanlarda kullanılabilir, fazla kullanılmamalı ofansif olabilir. Tavsiye etmiyorum.

24 Eylül 2011 Cumartesi

Escada - Magnetism for Men (2004)

"özenilse çok iyi yerlere gelebilecekken rezil edilmiş bir parfüm.."
  



Magnetism bir aralar yabancı platformlarda çok adı geçtiği için bende oldukça heyecanlanıp kullanmak istemiştim.2004 çıkışlı parfüm odunsu oryantal tipinde ve farklı bir kokuya sahip. Gece parfümü olarak pazarlanıyor.

Magnetism' in harmanı:

üstte: schinus bitkisi, karabiber ağacı(ölürüm), safran
ortada: sedir, sandal ağacı, deri
altta: amber, misk, tolu balzamı

notalarını içeriyor. Schinus bitkisini hiç bilmiyorum. Tolu balzamı dediğim hint gül ağacından elde edilen yumuşak bir balzam türü. Diğer notaları biliyoruz zaten. Özellikle hiç bir karabiber ağacının yakınında bulunduysanız onun ne kadar güzel koktuğunu biliyorsanız, magnetism' in harmanını kağıt üzerinde görünce kalbinizin atışı hızlanacaktır. Ama kağıt üzerinde..


Neden? Çünkü pratikte çok vasat bir ürün ortaya çıkmış. Escada Sentiment'in eski versiyonlarının ne kadar muhteşem koktuğunu yazmıştım. Yeni versiyonda ise oldukça sentetik, sakızı andıran bir şekilde koktuğunu belirtmiştim. Sentetiklik magnetism de ise dibe vurulmuş. Bariz biçimde tamamen lab ortamında yapay notalardan üretildiğini bas bas bağırıyor. Hani şu 20 liralık yanında deodorantıyla satılan çakma parfümler gibi hatta daha kötü kokuyor. İnanın o ucuz jagler bundan daha güzel kokuyor. Özellikle de sportu. 

 Açıkçası bu harmanda verilenlerden birini bile net olarak algılayamıyorum kokuda. Sadece karman çorman sentetik bir karışım. Bari o karabiber ağacının mis gibi kokusunu biraz verebilseydi, o da yok. Açılıştan itibaren sıcak odunsu garip bir karışım ve alttaki balzam/sandal karışımıyla tatlılaşan odunsu oryantal bir koku. Tatlımsı ve odunsu kola kokusu gibi birşey. Koku rezalet değil ama sentetik ve bayağı market kokusu. Aslında bu kadar ucuz yapılı ve sentetik olmasa tüm bu karmaşıklığına ve garip kokusuna rağmen oldukça değerli bir koku olabilirmiş. Sonuçta markette bu kadar farklı yapılı parfümler oldukça az. Ayrıca bu tarz parfümleri piyasaya sürmek de cesaret isteyecektir, çünkü genele hitap etmesi pek mümkün değil. Zaten bunun sonucu olarak da parfüm daha birkaç sene önce çıkmış olmasına rağmen üretimden kaldırıldı.

Özetle, çok büyük şeyler vaad eden, özenilse çok iyi yerlere gelebilecekken rezil edilmiş bir parfüm. Bu yapıda bir parfüm çıkarmayı göze alabildiği için escada' ya hayran kalmamak, ama aynı zamanda ticari kaygılarla bu kadar çocukça hatalarla ürünü rezil ettiği için kızmamak da elde değil.

Kalıcılığı ve fark edilirliği ortalama altı. Uygun yaş grubu 20-35 arası. Daha ziyade sonbahar ve kış mevsiminde kullanılacak bir ürün. İç mekanlarda ve gece ortamlarında daha iyi olacaktır. Orijinal yapısına rağmen, harmanının tam oturtulamamış olması ve daha kötüsü oldukça sentetik olarak ucuz yollu üretilmesinden dolayı tavsiye etmiyorum. Parasını hak etmiyor.

Chanel - Allure Homme Sport (2004)

"Sönük, durağan, sıkıcı, ucuz kokulu ama yüksek fiyatlı tam anlamıyla modern seri üretim "fresh genç parfümü".."
 
 

 
Allure homme sport 2004 çıkışlı hafif Chanel kokusu. Baharatlı odunsu tipteki koku dönem dönem popüler olan bir parfüm. Genç kullanıcılara yönelik sportif bir parfüm olarak pazarlanıyor.
 
Allure homme sport' un harmanı:
 
üstte: aldehitler, mandalina, portakal, sucul notalar
ortada: karabiber, neroli yağı ve sedir
altta: tonka fasulyesi, silhat, amber ve beyaz misk
 
Harman şöyle bir bakınca tahmin edeceğiniz gibi aldehitler, sucul notalar(!) ile son derece sentetik. Burun yakıcı tipte değil ama buram buram ben sentetiğim, ucuzum, kalitesizim diye bağırıyor. Bilemiyorum belki freshliği pompalayacak metalik hissiyatını vermek için özellikle harmanı böyle yaptı. Ancak şu haliyle 3. sınıf dolum bir parfümden farkı yok harman kalitesinin. Doğal notaymış, notaları tek tek önünüzdeymiş gibi algılamak falan hiç hayal kurmayın.

 
Koku olarak çiçeksi, tatlı portakal gibi kokmaya çalışan ama sadece çalışan bir koku. Bu kadar kullandığım koku içerisinde kokusu en bayağı, en ucuz, en çakma kokan üç beş kokudan biri. Çok basit ve ucuz bir koku. Açılışı son derece keskin ve metalik, ucuz bir portakal kokusu şeklinde oluyor. Bir süre sonra yerini tonla ve beyaz miskle yumuşamış hafif odunsu notalara bırakıyor. Açıkçası dp parfümdeki bir fahrenheit dolumu bundan çok daha kaliteli kokmuyorsa ben parfümden anlamıyorum. Kesinlikle tavsiye edemeyeceğim bir koku. Hayır story, gigli man gibi önemli rakiplerini geçtim, bari versace ph kadar ol. Gelmiş;
 
"Sexy, sporty, and fresh. It has real class" gibi yorumlar yapmışlar. "it has real class? what class? what are you on?" demek istiyorum. Seksilikle alakası yok, sportif mi yapısı itibariyle evet, fresh mi evet, ama bu kadar ucuz yapılı bir parfüm yüksek klas oluyorsa, o zaman bargello, dp niche parfüm üretiyor da ben bilmiyor muşum. Sönük, durağan, sıkıcı, ucuz kokulu ama yüksek fiyatlı tam anlamıyla modern seri üretim "fresh genç parfümü".
 

Özetle; güzel ambalajlanmış 3. sınıf bir parfüm. Harmanındaki esanslar biraz özenli olup kaliteli kullanılsa kurulumu itibariyle ortaya çok güzel hafif bir odunsu koku çıkacakken, sadece para tuzağı olmuş. Pour monsieur ve anteaus da olmasa chanel markası benim için bitmiştir. Ysl bundan fersah fersah daha kaliteli bir marka. Şişesini metalik yapmakla hafif ve sportif koku olmuyor işte. Eşeğe altın semer vursan yine eşektir.Eğer bu tarzda çok daha kaliteli bir ürün denemek isterseniz gigli man' e bakın derim.

Kalıcılığı ve fark edilirliği ortalama. Uygun yaş grubu 16-20 üstüne komik kalır. Kış dışında kullanıma uygun. İç ve dış mekanlarda kullanılabilir. Genç oğlunuza için bile arıyorsanız en azından lacoste booster ya da 2000 gibi bir şey alırsanız paranız böyle boşa gitmemiş olur. Uzak durun diyorum.