28 Kasım 2013 Perşembe

Yves Sain Laurent - M7 Oud Absolu (2011)

"ılık, yarı koyu, balzamsı reçine ve öd.."


Karşımızda YSL' nin La Collection serisinden M7 Oud Absolu. La Collection YSL' nin 2011 yılında parfüm dünyasındaki yarım yüzyıllık tarihlerini kutlamak için çıkardıkları sınırlı üretim bir seri. Dördü kadın, dördü erkek parfümü olarak 8 parfümden oluşan seride, geçmişten bugüne tarihlerinde yer eden ve kimi artık üretilmeyen, kimi de çok az miktarda üretilen önemli parfümlerini modernize edip günümüze uydurmuş olarak bize sunuyor. 



Baştan cevaplayayım hayır seride kouros yok. Buna üzülenler ve sevinenler olabilir. Kouros'un kendi içinde zaten eski yeni pek çok varyasyonu olduğundan bu seriye ilave etmemiş olabilirler. Serinin biz erkekleri ilgilendiren kısmında artık üretilmeyen M7 yerine M7 oud absolu ile pour homme, jazz ve rive gauche var. Hepsi de önemli parfümler. Ben kendi adıma M7' ın üretimden kalkmasına pek üzülmüş olduğumu söyleyemeceğim. Peki yerine gelen M7 oud absolu nasıl? Hemen bakalım.

M7 Oud Absolu 2011 çıkışlı odunsu oryantal olarak sınıflandırılan, gerek koku, gerek harman içeriği olarak orijinal M7 ile benzerlikler taşıyan, onun günümüze uydurulup modernleştirilmiş bir hali. Hazır günümüzde öd temalı parfümler modayken YSL fırsatı iyi değerlendirmiş. 

M7 Oud Absolu' nun harmanı:

üstte: mandalina, mineral notaları
ortada: silhat, öd
altta: amber, laden reçinesi, mürrüsafi
 
notalarından oluşuyor. Parfümün yaratıcıları yine aynı. Harman genel olarak gayet iyi. Sentetiklik az olsa da hissedilebiliyor. Öd' ün dozajı çok iyi. Yine ilaçsı ama ilk M7 gibi aşırı ilaçsı değil, daha dozajında, ayrıca dizginlenmiş, geride.  Öd esans kalitesi ortalamanın üzerinde ama tabi Montale ve Mancera' dan sonra pek kesmiyor. Silhat doğal ve kararında. Çok çok az daha olabilirmiş belki. Harman ilk anda hafif feminen, kozmetiksi bir koku salıyor. Sanki dior hommevari. Ama bu çabuk açılıyor, mineral notaların etkisiyle hafiften tuzlanıyor ve silhatla az miktar kurulaşıyor. Ama kuru pudramsı bir kuruluk değil, daha ziyade topraksılık. Klasik silhat. Harman sade olmasına rağmen sıkıcı gelmiyor, mandalina çiğ taze mandalina değil, hafif tatlımsı fırınlanmış portakal kabuğunun vereceği olgun, derin kokuyu düşünün, o tarz bir koku, hani l'anarchiste misali, ama o kadar baskın değil oldukça hafif. Yani direk mandalina dedirmiyor, koklayan çoğu kişi mandalina diye değil, portakal kabuğu diye düşürür. Laden - mürrüsafi dengelemesi mükemmel. İlk andaki feminen ve kozmetik çantasıvari hava yerini kısa sürede oturmuş bir kokuya bırakıyor. Genel kalite de güncel ysl’ler kalitesinde. Ne ortalama, ne çok iyi. Ortalamanın biraz üzerinde, ama daha eski ysl'ler daha iyi tabi.


Koku olarak yumuşak, kremsi portakal kabuğunu andıran koku eşliğinde vanilyamsı tatlılıkta laden ve öd. İlk açılış; tatlımsı meyvemsi bir öd şeklinde. Laden ile mandalinanın kayısıyı andıran yumuşak kremsi karışımları güzel geliyor. Tatlımsılık çok yumuşak ve kibar. Hani sanki pötibör bisküvinin yumuşak tatlılığı gibi ama daha da hafif. Parfüm öd temalı olmasına rağmen, öd ilk açılıştan bir 10 dakika sonra oldukça hafifleyip kendisini iyice geriye çekiyor. Mandalina notası daha uzun süre belirgin misal. Bu aşamada vanilyamsı reçine kokusu alıyorsunuz. Silhat varla yok arası topraksılık katıyor, mürrüsafi de öyle. Dolayısıyla koku karakterini; öd temasından ziyade, reçine temasına eşlik eden çok hafif öd gibi düşünün. Zaten ilk yarım saat sonrası kokunun hakimiyetini tatlımsı reçine kokusu ele geçiriyor. Amberi hatırlatan güzel bir laden reçinesi karakteri. 

Reçineler çok komplex kokuya sahiplerdir, burada laden de öyle. Vanilyamsı, kehribarsı, hafif balsı, odunsu, meyvemsi, balzamsı. Bunların hepsini alt harmanda yer yer karışık olarak alıyorsunuz. Bazen vişneyi andıran kızıl bir meyve kokusu da geliyor.  M7 aoud absolu'daki laden gerçekten kaliteli bir esans. Fakat mandalina ve öd notaları için çok kaliteli , çok doğal diyemeyeceğim. Bazı yorumcular parfüm için niş kalitesinde demişler ama bence bundan uzak, burnunuza tamamen doğal gelmeyen bir şeyler var. Ama öyle çok ucuz, kötü kokuyor gibi algılamayın. Böyle bir şey yok.


Dior homme’daki kozmetiksi ve plastiğimsi o hissiyat burada da seziliyor ama belki 5’te biri oranında olarak çok daha hafiften. Maskülen değil, ama modern, yumuşak sevilesi bir koku. Bence kadınlar da kullanabilir. Notalar az olduğundan haliyle çok hareketli değil, biraz durağan, sonuçta birbirlerine akacak çok esans yok. Koku olarak günümüzde pek çok öd kokusu içinde öyle çok orijinal kaldığını söyleyemem. Sanki bir dior homme light gibi. Ama biraz daha rafine ve erkeksi. Kalite çıtası eski M7'lara göre birazcık daha aşağıda. Sıcak demeyeyim de ılık, yumuşak, kibar, modern, sakin, tene yakın bir koku. M7' a göre kıyasla derseniz; çok daha yumuşak, rafine, modern ve uysal bir hali. Sonuçta; ılık, yarı koyu, balzamsı reçine ve öd. Bir çok kişinin bayıldığı M7, benim için kaba, hırçın, otsu, öksürük şurupsu, vurucu buruk kokusuyla tam bir yontulmamış hödüktü. Şimdi ise temiz tıraşlı düzgün giyimli bir beyefendi olmuş. Oturmasını kalkmasını öğrenmiş. Günümüze ayak uydurmuş. Ama M7 fresh ile kıyasla derseniz bence M7 fresh, daha karakterli ve kaliteli bir parfüm. 


Özetle; net ve has bir ysl kokusu çıkmamış belli ki, ama yine de çok seçici olmayan parfüm meraklıların büyük bir kısmının beğenisine uygun. Ilık reçine tatlımsılığında, modern bir koku, üstelik öd esintileri de taşıyor. Tam günümüz trendinde, bu bakımdan ysl' nin modernize etmek konusunda gayet başarılı bir iş çıkarmış olduğunu söylemeliyim. Zaten bakarsanız eski m7 sevenlerin hemen hepsi bu yeni parfümü de beğenmiş. YSL modernleştirme olsun, hafif fresh varyant üretme konusunda olsun işini çok profesyonelce, özenerek yapan bir firma, bu yüzden benim için yeri ayrı. Parfümün genel kalitesi ortalamanın az üzerinde. Çok karakteristik kokusu olmayan parfüm benim gibi ysl sevenlerini tatmin edebilecek düzeyde değil. 


Koku, tene yakın kalıyor, çok bağırmıyor, ama algılamak için dibine gelmeniz de gerekmiyor. Biraz yakın mesafeden kendini düzenli olarak gösterebiliyor. Bu bakımdan fark edilirliği için ortalama diyeceğim. Projeksiyon kısa ama zayıf değil.  Fark edilirliği ise çok iyi. Benim tenimde rahatlıkla 8 saatten fazla kalabiliyor. Bunun dışında amber ve ladenin son vanilyamsı ılık tatlımsı fazlarını daha da uzun süre alabiliyorsunuz. Yani 12 saat civarında hala esintisi alınabiliyor. Parfümü hemen her yaş grubu kullanabilir.  Sonbahar ve kışa uygun, ben günün ikinci yarısı iç veya dış mekanda tavsiye ederim. Akşam yemeklerinde şık kıyafetle, ciddi veya özel ortamlarda, dans ortamında vs sırıtmayacaktır. 

Direk öd kokusu almak için düşünüyorsanız tavsiye etmem zira öd o kadar net ve temiz değil, reçine altında eziliyor. Ayrıca eski m7’a göre 3-4 kat daha hafif. M7 freshten bile daha hafif yapılı, ama ikisinden de daha sıcak bir koku. Kötü mü? değil, koku olarak çoğunluğu memnun edici, ama orijinallik, akılda kalıcılık, kendini özlettiricilik olarak pek bir numarası yok. Benim için pek hatırlamayacağım silik bir ysl olarak yerini aldı. Ama bu benim için, beni biliyorsunuz. Büyük beklentilere girmeden modern, ılık, yumuşak bir odunsu/tatlı reçine kokusu bakıyorsanız bir deneyin sevme ihtimaliniz var. Genel kullanıcılara denemeden körlemesine almalarını tavsiye etmem. Koku karakteristiği olarak da çok hafif bir dior homme’a benzediğini unutmayın.

22 Kasım 2013 Cuma

Gianfranco Ferre - Acqua Azzurra for Men (2008)

"adeta tende emiliyor ve fark edilirliği çok düşüyor.."



 
Daha önce bu İtalyan markanın ferre lui parfümünün incelemesini vermiş ve o kadar da matah olmadığını özetlemiştim. Genelde incelemelerimi baştan sonuçlandırmayı sevmem ama bugünlük, acqua azzurra' nın da aynı kaderi paylaştığını belirtmek istiyorum.

2008 çıkışlı yeni kokumuz oldukça değişik bir tarza sahip ve aromatik sucul tipte bir koku. Yaratıcısı CDG 2 man gibi über bir parfümün de yaratıcısı olan Mark Buxton. Kendisinin vasat, orta karar çoğunlukta olmakla beraber bazı ciddi tasarımları da var. Ancak benim için 2 man, zirve noktası. Fakat GF' ye geldiğimizde öyle yer edici bir şeyler çıkarmamış. Tabi işin sadece parfüm burnuyla alakası olmadığını biliyoruz. Marka sahibi ne kalitede, ne fiyat diliminde bir ürün istiyorsa çıkan sonuç da ancak o kadar başarılı olabiliyor.


Acqua Azzurra nın harmanı:

üstte: bergamut, lavanta, portakal çiçeği
ortada: beyaz gül, menekşe, zencefil
altta: silhat, su notası ve ödağacı 

notalarından oluşuyor. İlginç ve sentetiklik sinyalleri veren bir harman. Harmanın kalitesi için klasik 2000'ler sucuk karakteristiğinde diyebilirim. Yani burnu yormasa da, ucuz ve artık çok bayağı gelen bir sucul sentetiklik karakteri. Kağıt üzerinde çok hoş bir karışım gibi görünen notalar, ucuzluklarından ve başarısız karışımlarından dolayı yarım saat bile akılda kalma yetisine sahip değiller. Harman özetle sentetik ve bayağı.


Kokusuna gelelim, parfümün açılışı eğlenceli bir açılış; portakal çiçekleri eşliğinde çiçek notaları. Hemen ardından menekşe notası. Ancak sentetik gibi gelse de bir parfümde duyduğum en güzel, en canlı menekşe notası. İnsan "işte menekşe buymuş" diyor o kadar parfümdeki berbat kokulardan sonra. Calone aldehiti yani deniz kokusu içeren bir koku olarak klasik kenzovari çiçeksi deniz kokusu havası da yok değil. Eğer koku genel olarak hep açılıştaki haliyle ve biraz daha kuvvetli olarak koksaymış çok orijinal ve özel bir koku olabilirmiş. Ancak kısa bir süre sonra ortaya ödden dolayı buruk bir sentetiklik çıkmaya başlıyor. Ve parfüm adeta tende emiliyor ve fark edilirliği çok düşüyor. Keza kalıcılığı da öyle. Hani açıklamalarında turunçgiller ve çiçekler eşliğinde deniz kokusu ve öd ile tam bir akdeniz kokusu deniyor ama açıkcası öd'ün bir akdeniz kokusunda ne işi olduğunu ben anlayamadım. Akdeniz kokusu dediğin temiz limon, biberiye kokularıyla bezeli hafif çiçekler, belki ardıç, belki deniz kokuları ve çok yumuşak odunsular olmalı. Öd ise hepinizin bildiği üzere oldukça kuvvetli, dolgun, yarı ilaçsı, çürük kabuksu bir kokuya sahip. Haliyle ben ikisini örtüştüremiyorum karakter olarak.


Özetle, sadede geldiğimizde iyi başlayıp, iyi gidecekmiş imajı veren ama sonra bir anda kötü şekilde bozan koku karakteristiği, çabuk sönen çekingen ve ucuz harmanıyla GF' den yine olmamış bir başka koku. Tüm bunlara rağmen -koku olarak- ferre lui' den çok daha başarılı olduğunu bilin.

Fark edilirliği ve kalıcılığı kötü. Hafif ve çekingen yapısından dolayı kullanıcı grubu geniş, 16'dan başlar ve gider. 4 mevsim fakat hafifliğiyle özelikle yaz ve baharlık, hafif hareketli, sakin nisbeten kapalı mekanlara daha iyi uyacaktır. Yazdığım kusurlarından dolayı vasat bir parfüm olarak görüyor ve önermiyorum.