18 Kasım 2012 Pazar

Cartier - Roadster (2008)

"tam anlamıyla ya sev ya nefret et parfümü.. "



Roadster 2008 çıkışlı modern ve kendine has karakteristik yapılı bir aromatik fujer. Benim sevmediğim şekilde black, speed, speedometer gibi bir sürü varyantı da çıkmış durumda. Zaten Cartier' nin en büyük hobisi parfümlerine varyasyon yapmak. Neyse, konu onlar değil. Orijinal roadster ile devam edelim. 

Raodster' ın harmanı:

üstte: kıvırcık nane (spearmint), bargamut
ortada: nane (peppermint), ozon notası
altta: silhat, vanilya, laden, kaşmir ağacı 


notalarından oluşuyor. Harmandan başlayalım. Parfüm açılışta çok hafif bir sentetiklikle başlıyor ve bu sonra azalıyor,  yüksek kalite bir harman beklemeyin. Fakat esas sıkıntı alt harmanda ki, ona sonra değineceğim. Gördüğünüz gibi hem üst, hem de orta harmanda nane notaları var. Evet roadster nane notaları baskın bir parfüm. Ayrıca kaşmir notasına da sahip ki bunun da doğal bir nota olmadığını biliyoruz ona da değineceğim. Fakat temel olarak harmanın ancak eh dedirtecek olduğunu bilin. Bunu neden söylüyorum, çünkü roadster tam anlamıyla ya sev ya nefret et parfümü. Yaratıcısı Mathilde Laurent. Kendisinin bazı guerlain acqua allegoria serileri yaratmışlığı da var ki, bunlardan pamplelune benim favorilerimden. 

Roaster hakkında, Belki bazı insanların marka ya da üründen çok kadına olan obsesif bağlarından dolayı parfümü bir başyapıt seviyesinde yorumlamalarını görebilirsiniz. Elbette ki gerçek başyapıtları kullananların bu iddialara benim gibi gülüp geçeceği bir gerçek olsa da, bu tip abartılı yorumların pek çok insanı baştan yanıltabilecekleri düşüncesi de rahatsız ediyor. Parfümün ya sev ya nefret et tipinde olmasının temel nedenleri; alışılageldik fujerlerden bağımsız, modern, mineral fujer olarak tanımlanan karakteristiği ve çoğu insana farklı gelen vanilya-nane kombinasyonu. Bana sorarsanız parfüm bir fujerden çok uzak olduğu gibi mineral fujer tanımlamasını karşılayacak bir karakteristikten de uzak. Terre'deki ya da salvatore ferragamo F deki gibi bir minerallilik beklemeyin. Yani ya hedeflenenleri ya da tanımlamalarda hatalar var. Fakat sayıları hiç de azımsanamayacak kadar kişiye göre "naneli dişmacunu" 'na benzetilen nane-vanilya kombinasyonu temalı koku karakteristiği bence o kadar da kötü değil. Ha kesinlikle başyapıt değil. 



Bu kadar laf gevezeliğinden sonra biraz kokusu hakkında somutlaşalım. Parfümü sıkmanız üzerine ilk açılış kuvvetli bir nane ve laden reçinesi kokusu yanında onlara biraz eşlik eden silhat şeklinde. Özellikle laden gayet kuvvetli. Nane de taze, yeşil bir nane değil de yumuşak tatlımsı bir nane. Neyse bu açılışın hemen sonrası bu naneli-reçineli karışıma kakaomsu, hafif asidik kırmızı meyvemsi bir tatlılık karışıyor. Bu kırmızı meyvemsi nota ne bilemiyorum. Ama kesinlikle ufak bir kırmızılık geliyor. Fakat bu kısa sürüyor, kakaomsu koku daha kalıcı oluyor. Sonuçta ilk hali, vanilya, nane, kakao karışımı olan ilginç bir koku oluyor. Bazıları bunu naneli diş macununa benzetip geçerken ben bariz bir şekilde nestle' nin sevdiğim After Eight çikolatasının kokusuna benzettim. Bu süreçte nane yumuşarken, araya kaşmir ilave oluyor. Bu benzer koku karakteristiği Givench Very Irresistable'da da vardı. Ama o fındığmsıydı, burada nane var.

Bu after eight benzeri koku bir saat kadar böyle gidiyor. Sonra kakao azalıyor ve onun yerine vanilya kuvvetleniyor. Nane ise baştan itibaren azalarak da olsa hep var. Ben açıkcası nane ve vanilya kombinasyonunu beğendim. Parfüm çok nadir bazı durumlarda üst harmandaki bergamut notasını da kısa süreliğine gösterebiliyor açılışında. Parfümün son demlerinde nane iyice azalarak vanilyaya yerini bırakıyor. Vanilya bir tık daha az olabilirmiş. İlk denemelerinizde, efter eight şeklinde başlayıp sonra klasik vanilyalı bir kokuya geçiş yapan bir parfüm izlenimi verse de, uzun vadede kullandığınızda roadster' ın daha fazla kirli çamaşırı ortaya çıkıyor. Buraya kadar ki şikayetim nedir? Hafif yapılı parfüm, vanilyanın istenenden biraz daha kuvvetli olması ve mineral fujer, ya da modern sıradışı bir parfüm tanımlamalarını boş çıkaran, abartılacak kadar da özel olmayan bir parfüm imajı vermesi. Naneyi kullanan ilk parfüm değil. Ama bunlar o kadar da kötü şeyler değil. Anladınız, bir şey var, peki sorun ne?


En başlarda yazmıştım kaşmir ağacı notasına sahip olduğunu. Ve sentetikliğin sadece başlardaki hafif hal ile sınırlı kalmadığını. Ne yazık ki roadster orta harmandan sonra oldukça sentetikleşebilen bir harmana sahip. Bakın sentetikleşebilen dedim, çünkü kullandığım en anı anına tutmayan, değişken parfümlerden birisi. Kendi teninizde dahi ortama, hava sıcaklığındaki ufak değişimlere, uygulama miktarına bağlı olarak bergamut' u gösterip göstermeyebiliyor, alt harmanda buruklaşıp sentetikliğini gösterebiliyor ya da göstermiyor. Son denemelerimden sonra bahsettiğim senteitkliği bende bariz gösterdi. Bunun sebebi de kaşmir ağacı notası. Bildiğiniz gibi doğada kaşmir ağacı notası diye bir şey yok. IFF' e göre bu; sedir, amber, vanilya, misk notalarının karışımından oluşan kadifemsi bir his vermeye çalışan yapay bir nota. Ne yazık ki bu roadster'de oldukça kötü kurgulanmış. Parfüm son demlerinde özellikle yapay sedir notasından çok etkilenerek burun büken sentetik bir bombaya dönüşebiliyor. Bu; üstteki o taze naneli karakteri tamamen mahvediyor. Benim her 3 kullanışımdan 2 sinde olan bir durum. Algıları yorup hafiften başınızı dahi ağrıtabiliyor. 


Şimdi şöyle bir düşündüğümde aslında neresinden tutsam elimde kalıyor roadster. Harmanın vasat kalitesi, harmandaki uyum sorunları, sinir bozucu kaşmir notası ve kokuyu sonlarda berbat etmesi. Daha sayayım mı, misal benim tenimde internetteki çoğu yorumun aksine hem sönük hem de kısa ömürlüydü. Tüm bunlara baktığımda parfümün benim tenime uymamış olması ihtimalini görüyor olsam da, sonuçta harman durumu ve gidişatı malum. Kalıcılık, fark edilirlik sizde farklı olabilecek de olsa kaşmir yapacağını sizde de yapacaktır. 

Özetle; herhangi bir fujer kalıbına sığmayan, zaten kalıba sokulmaya da ihtiyaç duymayan günümüzün standart raf ürünlerinden ayrılan orijinal bir karaktere sahip roadster. Fakat öyle çok akılda kalıcı olacak kadar orjinal da değil. Yapımında maliyet kaygıları düşük tutulup biraz daha özenilse belki çok daha beğenilesi -farklı- bir parfüm olacakmış. Şu haliyle güzel başlayıp heyecanlandıran, ama sona yaklaştıkça üzüp hayalkırıklığına uğratan olmamış bir parfüm. Yine farklı yapıda, yarı maskülen ve naneli bir Cartier parfümü olan Pasha, çok daha başarılı bir parfüm. 


Fark edilirliği kötü, sönük ve tene yakın asılı kalıyor. Yakın temas olmadıkça hissedilmiyor. Kalıcılığı da diğer yorumların aksine bende ancak ortalama oldu ama o fark edilirliğiyle çok kalıcı olsa da fark etmezdi. Modern yapılı parfümün yaş aralığı oldukça geniş olsa da içindeki hafif erkeksilikten dolayı 20' den itibaren daha uyumlu olur diye düşünüyorum. Yaz dışında her mevsim kullanılabilir. İç mekanlara daha iyi uyabilir. Farklı yapısından dolayı özellikle merak ettiyseniz bir deneyin ama onun dışında tavsiye etmiyorum, pasha' ya ağırlık verin.

Lacoste - Lacoste Elegance for men (2007)

"iki fazlı bir harman olduğunu söyleyebilirim.."



2000' li yıllarda çıkardığı ve pek tutulmayan bir çok vasat parfümünden sonra, Lacoste' un 2007' de çıkarıp çıtayı biraz daha arttırmaya çalıştığı parfümlerden birisi Lacoste Elegance. Gourmand'lara göz kırpan oryantal fujer yapılı parfümün, hafif aromatik odunsu bir yüzü de yok değil. 30'larındaki modern beyefendiler için hedeflenmiş.

Lacoste Elegance' ın harmanı:

üstte: kekik, menekşe, nane, ardıç, mandalina
ortada: biber, muskat, kakule, ahududu
altta: sandal ağacı, sedir, çikolata, amber


notalarından oluşuyor. Harmanın içeriğine girmeden önce kalitesi hakkında konuşmam gerekirse, evet, 2000'ler öncesi lacoste' ların kalitesini hala aratıyor ama güncel şişeler arasından kıyaslarsak biraz daha özenilmiş olduğu belli. Belirli bariz bir sentetiklik bulunmamakla beraber, hiç bir nota doğal doğal ben buradayım demiyor. Zaten lacoste bu konularda hiç bir zaman iddialı olmamıştır, hedef kitlesi de bunu umursamamıştır. Harmanın yapısına gelirsek; iki fazlı bir harman olduğunu söyleyebilirim. Ne yazık ki bu iki faz arası geçiş uyumlu değil, üstelik bu iki faz birbiriyle çok ilgili de değil. Açılışta çok hafiften bir aromatik parfümü andıran yeşil kıvamlı notalar eşliğine rağmen tatlımsı bir gourmand izlenimi verip, bir süre öyle gitmesine rağmen, bir süre sonra tamamen kakulenin boyun duruğu altına giren baharatlı-odunsu aromatik bir profile dönüşüyor. Hal böyle olunca sizin ilk baştaki beğeniniz de yok oluyor. Harman köşeli olmamakla beraber belirli bir süre sonra çıkan kakulenin baskınlığından dolayı başarılı değil. Zaten yazdığım gibi iddia edildiği gibi elegant bir harman da değil.

Kokuya gelelim. Açılış doğal ve güzel bir ahududu, menekşe karışımı güzel bir kırmızı meyve tatlılığıyla başlıyor. Mandalina yok gibi, turunçgil beklemeyin. Kısa süre sonra bu kızıl ahududu karışımına hafif nane ve muskat da ekleniyor. İlk başlarda ardıç, nane, kekik gibi notalar çok derinden size aromatikvari bir hava veriyor ama anlık. Ahududu, menekşe karışımı birkaç dakika içinde anlaşılmayacak bir tatlılıkta kakaoya geçiş yapıyor. Buradaki kakao kuru ya da acı bir kakao değil de, süte karıştırılmış tatlımsı kakao kokusu gibi. Kapağını açtığınız nesquik kokusunun biraz daha yumuşak halini düşünün. Buraya kadar her şey güzel: ahududu'dan kakaoya aradaki dengeleyici notalarla tatlı bir geçiş, yumuşak bir gourmand izlenimi, vs. Sadece biraz daha baskın bir koku istiyorsunuz, çünkü beğeniliyor. 10 dakika geçmeden sandal ağacı da bu kakao karışımına hafiften eşlik yapmaya başlıyor. Her şey güzel gidiyor. 


Fakat 30-40 dakika geçmeye başlıyor ki parfümde bir şeyler oluyor. Bu tatlımsı yumuşak kakao karakteri giderek azalırken, biber, sedir ve kakulenin kuru, acımtırak halleri ortaya çıkmaya başlıyor. Burada sanki sentetikleşme oluyor gibi hissettiriyor. O beğendiğiniz yumuşak tatlılık yerini buruk odunsu bir acılığa bırakıyor. faz 1 bitiyor, faz 2 başlıyor. Sizin de bildiğiniz gibi harmanlar arası belirli bir akış olmasa bile ara harmanların karakteristik yapıları benzer olduğundan parfüm burnu yormaz. Ama burada olduğu gibi tatlıdan, buruğa zıt bir geçiş olunca burnunuz da haliyle bükülüyor. Amber bende yok gibi zayıftı ve parfümün bu son halini yumuşatmaya yetmedi. 

Özetle; her şeyi geçip baktığımda akılda kalıcı, çok çok beğenilesi bir koku olmamasına rağmen, biraz daha kuvvetli olup ilk karakterini dengeli şekilde devam ettiren bir koku olsaymış; yumuşak oryantal ve gourmand sevenler için, hatta benim gibi gourmandlara kısık gözle bakanlar için dahi beğenilesi, "aferin lacoste" denilesi bir koku olacakmış. Ama ne yazık ki olmamış. Harmanın ilerleyişi çarpık doğmuş bir çocuk gibi olmuş. 


Fark edilirliği ortalamanın altı, bende oldukça sönüktü, kalıcılığı da düşük. Tazelemek gerekiyor. Uygun yaş grubu geniş 20 ve üzeri. Sonbahar ve kış mevsimine uygun. Sönük karakterinden dolayı iç mekanlarda daha başarılı olabilir. Ben ilk halinden dolayı beğenip sevmek istesem de gidişatından dolayı bunu başaramadım. Zaten zayıf yapısı da puanlarını iyice düşürüyor. Bunlardan dolayı detaycı parfüm severlere önermiyorum. Ama hafif tatlımsı, sakin karakterli modern bir sonbahar kokusu arayan ortalama kullanıcılar -beklentilere girmeden- deneyebilirler.

Teşekkür

Kendisinin, saklınotalar' a olan değerli katkılarından dolayı sayın Nazım Güralp beye teşekkürlerimi bir borç bilirim.