Givenchy etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Givenchy etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

1 Nisan 2017 Cumartesi

Givenchy - Pi Neo (2008)

"Givenchy'nin yüz karalarından birisi olmuş.."

 
Bu seferki parfümümüz Givenchy'den odunsu tipte hafif, baharlık bir parfüm olan pi neo. Adından ve tipinden tahmin edileceği üzere  yapay vanilya bombardımanı olan Pi'nin hafifletilmiş versiyonu, tek fark daha da yapay. 

Parfümün iki versiyonu var, bu incelediğim 2008 çıkışlı ilk versiyon, Francoise Donche tarafından yapılmış ve kendisinin tek parfümü. Matrix'ten ilham alındığı söylenmekte. Baştan sizi yormadan son derece başarısız olduğunu belirteyim, bundan dolayı da kısa bir inceleme olacak.

Pi Neo'nun harmanı

üstte: bergamut, mandalina, toscanol
ortada: mersin ağacı, sedir, silhat, safralene
altta: silhat, cosmone

notalarından oluşuyor. Ayrıca harmanında belirtilmese de kutusunda asilbentten ekstrakt edildiği söylenen vanilya içerdiği de belirtiliyor. Gördüğünüz gibi pek alışıldık olmayan bir harman. Daha önce hemen hiç bir parfümde görmediğimiz koku moleküllerini barındırıyor. Toscanol denilen tatlı, baharlı, fesleğensi bir nota. Safralene baharatlı, derimsi bir tütün notası ve cosmone; misksi ambersi bir nota. Tabi bunlar kağıt üstündeki tanımları, pi neo'da durum böyle mi? Hayır. Ama ona gelmeden evvel insan şunu sormadan edemiyor, yahu mis gibi doğalı varken o esansların niye sentetiğini kullanıyorsun? Olay tabi ki maliyet. Peki sonuç ne oluyor? Kimyasal bir kokteyl.. Ne yazık ki parfüm markanın eskiden çıkardığı parfümlere gölge düşürücü derecede vasat, sentetik, rahatsız edici kimyasallıkta bir harmana sahip. Doğal tek bir nota bile yok, hiç bir notayı net algılamıyorsunuz. Baştan sona sentetik. Ha şu nota var diyebildiğim biri bile olmadı.

Kokusuna gelirsek; algılanabilir notalara sahip olmadığı gibi algılanabilir bir "koku" yapısı da yok. Tek aldığım çok yapay vanilyamsı nota  ve biraz kakulemsi hafif buruk koyu yeşil bir yan nota. Bu kadar. Ne turunçgil var, ne mersin var, ne ağaçlar, ne amber hiç bir şey. Tamam sentetik harmanlı parfümler çok gördüm ama bu kadar vasatı da az gelir. Vanilya temalı hafif yazlık parfümüyle yola çıkıp nasıl bu kadar başarısız olmuşlar bilemiyorum. İncelemesini yazmadan evvel birkaç gün tereddüt ettim acaba benim koku algımda mı bir sorun var, notaları alamıyor muyum diye, ama her denememde de aynı şekilde yüzümü ekşitti. Aranılası, beğenilesi bir kokusu yok. Doğrudan pi'nin hafif yazlığı gibi düşünmeyin çünkü pi'de gene bir karakteristik, bir gövde vardı, bunda o da yok, silik, şuursuz bir parfüm.


Özetle, uzatmadan incelediğim en vasat parfümlerden bir tanesi, hatta vasatın vasatı diyorum. Vanilyamsı kakulemsi sentetik mix karakterini güzel bulmak bence mümkün değil. Ne harman, ne koku, ne diğer açılardan iyi bir yönü yok. Givenchy'nin yüz karalarından birisi olmuş. Böyle bir ürünü nasıl beğenip de piyasaya sunmaya karar verebiliyorlar anlamak güç.


Fark edilirlik düşük, tene çok yakın kalıyor, burnunuzu teninize yapıştırmanız lazım kokusunu almak için. Kalıcılık da keza aynı şekilde kötü 3 saati geçemiyor. Kullanmaya niyetiniz varsa; genel olarak her yaş grubuna uygun, yaz hariç her mevsimde uyum sağlayabilecek, hafif yapılı bir parfüm olduğunu bilin, ama benim tavsiyem paranızı bu ürüne ziyan etmemeniz yönünde olacaktır.

23 Eylül 2011 Cuma

Givenchy - Gentleman (1974)

"beyefendi kokusu dediğimiz yumuşak başlı, kibar maskülenlerden.."


Gentleman, tıpkı Monsieur de Givenchy gibi, givenchy' nin givenchy olduğu zamanlardan gelen kaliteli bir parfüm. Günümüzde hala üretiliyor olması da bir diğer güzelliği. MdG biraz daha eski tarzken, Gentleman' da artık erken 80'ler havası var. 74 çıkışlı parfüm odunsu şipre tarzında, yumuşak başlı bir maskülen.

Gentleman' in harmanında:

üstte: bal, tarçın, bergamut, gül, limon
ortada: silhat, süsen kökü, yasemin, sedir
altta: deri, amber, silhat, misk, meşe yosunu, vanilya, kabe samanı

notaları var. Çoğu klasikleşmiş 80'ler dönemi notaları. Sizi bilemem ama üst harman bana inanılmaz lezzetli  görünüyor. Orta biraz sıkıcı, alt harman da kalıp şeklinde. Peki gerçekte nasıl? Oldukça güzel. Her şey birbiriyle uyumlu, bir nota çıkıp diğerlerini baskılamıyor, yavaş yavaş birbirlerine akıyorlar. Tahmin ettiğiniz gibi sentetiklik yok. tüm notalar doğal kokuyor. Harmanı oldukça beğendim.


Kokusuna gelirsek, koku karakteri anlayacağınız üzere 50-80 çıkışlı isimleri monsieur ile biten kokuların standart karakterinde. Ortalama başlayıp sonlara doğru çok güzelleşen parfümlerden. Yani düz bir hırçın maskülen değil de, beyefendi kokusu dediğimiz yumuşak başlı, kibar maskülenlerden. Açılışı dönemi ve tarz kokularını andırsa da, içerisinde lavanta olmamasından dolayı biraz daha farklı kokuyor ve boss number 1'ı andırıyor. İkisinde de ortak yer yer gelen hafif balımsı tatlılık var. Misk, amber, meşe yosunu ve süsen kökünün de net olarak hissedilebildiğini söylemeliyim. Açılışı ve ilk halleri hafiften keskin. Otsu tarzda şifalı bitkilerden yapılma iksirleri andırıyor gibi. Ama ne zaman ki koku oturuyor ve alt notalar ortaya çıkıyor işte o zaman çok güzelleşiyor. Birden gayet yumuşak, tatlımsı, sakin ve uyumlu bir kokuya dönüşüyor. Fakat ne yazık ki bu oturma süreci oldukça geç oluyor ve parfüm bu hale geldiğinde koku bu şekilde uzun süre kalamıyor ve uçuyor. Eğer bu daha erken olsa ve daha kalıcı olsaymış çok daha iyi bir koku olabilirmiş. Yine de memnun edici bir parfüm, hele ki güncel Givenchy' leri düşünürsek.


Özetle; kaliteli, efendi yapılı, sakin bir parfüm Gentleman. Bu tarz parfümlerle yanlış yapmanız oldukça zor. Çünkü hep özenilerek üretilmiş kokular oluyorlar. Gentleman de ufak kusulurları olsa da, günümüzdeki modern pek çok parfümden daha iyi bir parfüm.

iki güzel Givenchy

Fark edilirliği ortalama, kalıcılığı ortalama altı. Bir iki kere tazelemek iyi oluyor. Ama zaten bu tip parfümlerin hepsi fazla vurucu olmamaları için sakin yapılıyor. Uygun yaş grubu 30 ve üzeri. Ağır değil ama biraz oturaklı bir koku olduğundan fazla genç kullanıcılara gitmeyecektir. Yaz akşamları dahil her zaman her ortamda kullanılabilir. Şu haliyle pierre cardin' in önerdiklerinin daha iyi olduğunu düşünüyorum. Ama gene de bu tip monsieur, gentlemen vs parfümlerini seven biriyseniz koleksiyona katın derim. Standart kullanıcılara da bir şans vermelerini öneriyorum.
 

12 Haziran 2011 Pazar

Givenchy - Monsieur de Givenchy (1959)

"dönemi için fazlaca minimalist bir parfüm.."  


İşten Givenchy' nin Givenchy olduğu dönemlerden kaliteli bir koku. Klasik ve has bir maskülen koku. 59 çıkışlı monsieur de givenchy bir aromatik turunçgil kokusu olarak oldukça hafif yapılı bir maskülen. Basenotes' ta en övülen maskülen parfümlerden birisi olmakla beraber, bazılarınızın artık şaşırmayacağı üzere ben o kadar başarılı bulmadım. Bu kötü olmasından değil, yorumların beklentileri fazlaca arttırmasından dolayı. 

Monsieur de Givenchy' nin harmanı:

üstte: karanfil, tarçın, biber, limon
ortada: lavanta, lemon verbana
altta: sandalağacı, meşe yosunu, misk


notalarından oluşuyor. Sade ve ilginç bir harman. Karanfil ve tarçın kuvvetli yapılarından dolayı nadiren üst notalarda kullanılan notalar. Ayrıca harman dönemine göre alışılmadık derecede sade bir harman. Ne yazık ki gözlerin harmanda aradığı çeşitliliği, burun da aynen arıyor. Çok sade değil, ancak sürekli birşeyler eksikmiş gibi hissettiren bir harman. Araya bir iki çiçek, belki amber, biraz daha aromatik ot eklenseymiş daha zengin, akılda kalıcı bir parfüm olabilirmiş. Şu haliyle kötü olmasa da çok tatmin edemeyen bir harman. Ancak halihazırdaki notalar döneminden beklenileceği üzere gayet kaliteli, doğal ve balanslı. Başarılı bir şekilde üstteki karanfil ve tarçının ağır ya da kuvvetli olmaları engellenmiş Sadece ufak nüanslar katıyorlar. Sert ya da köşeli değil, yumuşak ve uysal bir parfüm. Hatta biraz fazla uysal.



Kokusu 70ler tarzı klasik yeşil, elegant, centilmen kokusu sınıfında. Sulu yeşil, biraz aromatik, biraz odunsu. Her daim alttan limon. Rakiplerine göre biraz daha turunçgilli ve sabunsu. Benzer tarzdaki parfümlere örnek olarak eau sauvage, bogart, gres, pierre cardin örnek verilebilir. Bana göre bu karakterdeki parfümler arasında en iyisi hala tartışmasız pierre cardin pour monsieur.  Monsieur de givenchy tüm bu parfümlere göre biraz sönük, mazlum kalmış bir centilmen kokusu gibi. Harmanı ve kokusu ortalamanın üzerinde ve güzel ancak, sade, sakin ve biraz sönük yapısı cekiciliğini ciddi anlamda azaltıyor. Çünkü dönemi için fazlaca minimalist bir parfüm.  




Özetle, basit olarak baktığınızda tatminkar, ancak detaylara inip, beklentilerinizi arttırdığınızda rakiplerinin gerisinde kalan, kalitesinden ödün vermese de, heyecan veremeyen sade yapısından dolayı çekici olamayan bir parfüm monsieur de givenchy. Yine de Givenchy' nin yapmış olduğu en kaliteli parfümlerden birisi. en azından bugünkü bazı sentetik çöp ürünlerini düşünürsek, bir zamanlar ne kadar kaliteli parfümler yapabildiğini göstergesi. 


Fark edilirliği ve kalıcılığı bende ortalama altı. Uygun yaş grubu 30 ve üzeri. Sıcak yaz günleri dışında kalan zamanlarda kullanılabilir. İç ve dış mekanlara uygun. Fakat sönük yapısından dolayı kendisini fazla gösteremediğini aklınızda bulundurun. Belirli bir kalitesine sahip bir centilmen kokusu olmasına rağmen, yukarıda özetlediğim zayıflıklarından dolayı öneremeyeceğim. Yine de; oturaklı, sert olmayan, yumuşakbaşlı centilmen kokularını seviyor, ama detaylı harmanlardan hoşlanmıyorsanız bir deneyebilirisiniz.

14 Mart 2011 Pazartesi

Givenchy - Very Irresistible (2005)

"Tam tarifi mümkün değil ancak nestle' nin After Eight çikolatasının kokusuna oldukça benzer bir kokusu var. Sadece biraz daha fındığımsı.."


Very Irresistable 2005 çıkışlı bir odunsu oryantal. Geçmişten günümüze kademe kademe kalitesini düşüren Givenchy'nin son demleri diye tabir edebileceğim çok kötü olmayan ama bariz bir şekilde eski parfümleri aratan kokusu. Evet, son birkaç rezalet parfümlerini saymazsam, Givenchy (ji-ven-şi) hala genel olarak beğendiğim ve başarılı bulduğum üreticilerden birisi. Açıkcası Very Irresistible' ı da ilk denediğimde "galiba hayatımın kokusunu buldum" demiştim. Ama bu sadece birkaç dakika sürdü..

Very Irresistable' ın harmanı:

üstte: greyfurt, nane 
ortada: susam, mocha
altta: fındık ağacı, sedir

notalarından oluşuyor. Yukarıda yazdıklarıma bir açıklama getirmeden önce bir değerlendirme yapmak istiyorum. Harman gördüğünüz gibi son derece sade, ancak oldukça alışılmadık tarzda. Susam, mocha, findık ağacı notaları çok çok nadir kullanılan notalar. Her nota oldukça dolgun ve baskın. Böyle olunca parfümün kokusu da ilginç ve dolgun yapıda. Ne yazık ki very irresistible' ın harmanı son derece sentetik yapıda. Ama en azından burun büken tipten değil, sadece sentetik olduğunu belli eden tipte bir sentetiklik bu. Fakat benim için çok fazla. Harmanın ikinci kusuru dengesiz olması. Anı anına tutmuyor ve farklı zamanlarda farklı kokabiliyor. 


Kokusuna gelirsem; parfümü ilk denediğimde çok beğenmiş ve "işte budur, tam bana göre" demiştim. Karşımda greyfurt ve nanenin ekşimsi taze kokusuyla karışmış bir mocha kokusu vardı. Ancak mocha olduğunu fazla belli etmiyor ve alttaki susam ve fındık ağacının da etkisiyle kakule sıcaklığında, ekşimsi, kremsi tatlımsı çok orjinal şekilde kokuyordu. Bunu tarif etmem pek mümkün değil, etsem de sizin anlamanız mümkün değil çünkü doğal olmayan bir koku. Ancak kendiniz kokladığınızda anlarsınız. Evet, ilk başta çok beğenmiştim ancak bu sevincim oldukça kısa sürdü. Greyfurt ve nane ışık hızıyla kayboldu ve koku tenime hiç uymayan kahvemsi fındığımsı bir kokuya dönüştü. Bunun nedeni de anlayacağınız gibi mocha ve fındık ağacı notalarının üst notalara çok fazla baskın çıkması. Tıpkı Polo Double Black' te mango notasının sonradan sönükleşip bir daha hissedilmemesi gibi very irresistible'da da daha sonra  ne zaman sıktıysam sıkayım hiç bir şekilde o ilk denediğimdeki taze ve güzel greyfurt notasını alamadım. Böyle olunca da koku benim için sıkıcı fındığımsı bir kokuya dönüştü. Mocha ve nane biraz kurtarıyor. Tam tarifi mümkün değil ancak nestle' nin After Eight çikolatasının kokusuna oldukça benzer bir kokusu var. Sadece biraz daha fındığımsı. 

Tarz olarak Rochas man ve Hugo Boss Boss edition parfümlerine benziyor. Derinlerden gelen nane ve greyfurt az da olsa tekdüzelikten kurtarsa da benim için yeterli olmuyor. Eğer o ekşi greyfurt notası daha kuvvetli kullanılsaymış sadece benim değil pek çok başka kişinin de seveceği özel bir koku olabilirmiş. Bu haliyle koyu, hafif tatlımsı bir koku olmaktan öteye geçemiyor.

Özetle; ufacık bir hatayla çok özel bir koku olmaktan, vasat bir kokuya olmaya paldır küldür düşmüş, şanssız bir koku. Odunsu oryantal olmasına rağmen bir gourmand' ın havasını veriyor. Fındığımsı bir gourmand. Eğer bu kadar sentetik olmasaydı gene sevilebilirdi ancak benim için limitleri aştı. Fakat çok seçici değil ve bu tarz kakaomsu, fındığımsı, tatlımsı gourmand tip kokuları seviyorsanız beğenedebilirsiniz. En azından bazılarının önem verdiği şekilde çevreden gayet iyi tepkiler alıyor ve beğeniliyor. Ben de sevebilmeyi çok isterdim ama olmadı.


Fark edilirliği ortalama, kalıcılığı iyi. Uygun yaş grubu 20-35 arası. Sıcak yaz günleri dışında her mevsim uygun. Daha ziyade dış mekan kokusu. Akşam ortamlarına, yakın temasa uygun. Bahsettiğim tip kokulara özellikle ilgiliyseniz deneyin derim, onun dışında kalan kullanıcılara öneremiyorum.


26 Aralık 2010 Pazar

Givenchy - Insense Ultramarine (1994)

"Givenchy'nin tarihinde çıkardığı en başarılı olmuş koku.."



İşte ülkemizde de çok sevilen ve sanıyorum şu anda blogda okunma oranlarına göre en popüler parfüm olan Le Male' ın tahtını ele geçirecek parfüm. Insense Ultramarine. 1994 çıkışlı meyveli aromatik parfüm bana göre olması gerektiği gibi olan parfümlere bir örnek. Nedenlerine geçmeden önce parfümü biraz analiz edelim.

Insense Ultramarine' in harmanı:

üstte: kuş üzümü, kasnı sakızı, bergamut, karpuz
ortada: manolya, karanfil, süsen, nane, adaçayı, inci çiçeği, kakule
altta: sedir, kabe samanı, tütün


notalarından oluşuyor. Givenchy ilginç bir firma. Eski parfümlerini saymazsak hemen her parfümünde belirli bir sentetiklik ve köşelilik var. En son 3. sınıf berbat parfümlerini saymazsak aslında bu durumu oldukça iyi kotarıyor. Insense ultramarine ise 94 çıkışlı bir parfüm olarak güvenli bir parfüm. Biliyorsunuz bu aşırı sentetik parfüm furyası 2000lerde başladı. Insense Ultramarine' in harmanında da çok hafif sentetiklik olsa da bu yine rahatsız etmeyen kabullenilir bir sentetiklik. Kullanıma pek etki etmiyor. Harmanın uyumu oldukça başarılı. Notalar çok fazla ortaya çıkmıyorlar, genel olarak iyi karışıyorlar. Çok homojen olmasa da homojene oldukça yakın tek bir tatlımsı fresh koku veriyorlar. Alttaki tütün sedir gibi notalar pek baskın değil. Oranları iyi ayarlanmış. Parfüm uçana kadar hafifliğinden pek birşey kaybetmiyor. Ayrıca genel kokusu da uçana kadar aynen devam ediyor. Bu bakımdan beğenmesi ve kullanması kolay bir koku.

Kokusuna gelirsek, insense ultramarine, ülkemizde kenzo, le male gibi kokularla birlikte en popüler kokulardan olduğu için aslında kokuyu açmama fazla gerek yok. Hemen hepinizi biliyorsunuz. Çok hafif tatlımsı meyvelerle açılan, karpuzun yumuşak tatlımsı çiçeklerle birleştiği hem yumuşak hem de ferah bir koku. Sucul parfümler derecesinde fresh olmasa da buna yakın. Alt notalar yok gibi. İlk açılışı biraz çiğ, oturunca güzelleşiyor. Parfüme genel olarak üst notaları tarafından kibarca desteklenen orta notalar hakim. Bunlardan da daha ziyade inci çiçeği, manolya hakim notalar. Dolayısıyla parfümün gözünüzde canlandırdığı çok hafif tatlımsı, yumuşak açık mavi bir renk.Tam benzeri yok, kendine has. Belki Bulgari BLU'nun kadın versiyonunun biraz andırdığını söyleyebilirim.

Girişte parfümün olması gerektiği gibi olan kokulardan birisi olduğunu söylemiştim. Şimdi onun nedenlerine gelelim. Başarılı bir parfümden beklenilenler nelerdir? Güzel kokması, fark edilir ve kalıcı olması. Her ortama ve mevsime uyması, fazla ten seçmemesi, genele uyacak, herkes tarafından sevilebilecek olması değil mi? Bu kriterle genel kullanıcı için temel kriterlerdir. Parfüm hastaları artık bunlardan ziyade, parfümlerinde tema, sofistikelik, klaslık, yüksek kalite harman gibi beklentilere girseler de bu kişiler 100 kişide 3-4 kişi. Insense ultramarine'e baktığımızda genele hitap edecek hemen her özelliğe sahip olduğunu görüyoruz. Kokusu güzel, hemen herkes tarafından beğeniliyor. Hafif ve tatlımsı yapısıyla hem sıcak zamanlarda, hem soğuk zamanlarda rahatlıkla kullanılabiliyor. Kalıcılığı ortalamanın biraz altı olsa da son derece yüksek fark edilirliğe sahip. Arkasında çok bariz metrelerce iz bırakan parfümlerden. Pek ten seçme huyu da yok. E standart bir kullanıcı için daha ne olsun değil mi? 

Malesef hemen her konuda bu kadar başarılı olmasının getirdiği sıkıntı, çok fazla ele düşmüş ve herkes tarafından kullanılan bir parfüm olması. Yani evet parfümü kendinize kullanırsınız, başkalarının ne kullandığı önemli değildir ama gün içerisinde sizin parfümünüzden kullanan birden fazla kişiyle karşılaşınca parfümünüzün pek bir değeri kalmaz ve moraliniz bozulur. 


Malesef bu durum türk halkının klasik davranış tarzıyla alakalı; araştırmadan hep kulaktan duyarak hareket etmek. Öyle olunca hep piyasada dönen aynı 3-5 koku var. Bunun dışına pek çıkılmıyor. Halbuki insanlar araştırsa, okusa daha ne güzellikler var. Bilmiyorum belki de ben ve benzeri bloglara sahip kişilerin çabaları beyhude. Ben istiyorum ki  gigli man, story, armand basi gibi kokular da fark edilsin, sürekli aynı parfümlere takılıp kalınmasın.

Özetle Insense ultramarine, Givenchy'nin tarihinde çıkardığı en başarılı olmuş koku. 1994 çıkışlı olmasına rağmen hala eskimeyen, sevilerek kullanılan bir parfüm. Üretimini keser ya da yeniden formülize ederse çok büyük kitleleri üzer.


Kalıcılık bende ortalamanın biraz altıydı. Fark edilirliği çoğunuzun bildiği gibi çok iyi. İz bırakan parfümlerden. Uygun yaş grubu 18-30 arası. Her mevsime ve ortama uygun bir parfüm. Aşırı piyasa olduğu için düzenli kullanmayın ama herkesin koleksiyonunda bir şişesi bulunması gereken parfümlerden birisi. Tavsiye ediyorum.

22 Kasım 2010 Pazartesi

Givenchy - Xeryus (1986)

"Harman uyumu konusunda bütün üreticilerin xeryustan ders almaları lazım.."  


Canlı bir aromatik fujer olan Xeryus 86 çıkışlı ancak modern bir koku. Givenchy' nin başarılı olduğu dönemlerden geliyor.

Xeryus' un harmanı:

üstte: lavanta, yeşil notalar, mandalina, menekşe, yasemin, muskat, ylang ylang, inci çiçeği, bergamut, gül, limon
ortada: siklamen, kişniş, karanfil, servi, sandal ağacı, ardıç yemişi, tarçın, tarhun, sardunya, petit grain
altta: deri, amber, misk, meşe yosunu, kanada balzamı, kabe samanı, tütsü, sedir ağacı


notalarını içeriyor. Parfüm dünyasında sık kullanılan neredeyse tüm notaların kullanılmış olması akılda soru işaretleri uyandırmıyor değil. Acaba bu kadar fazla notayla burnu yormayan, düzgün bir koku yaratılabilir mi? Evet yaratılabiliyormuş. Hem de gayet güzel oluyormuş. Ki alt notalara baktığımızda bundan kötü bir parfüm çıkması olanaksız olurdu. Koku oldukça kendine has bir yapıda canlı, temiz, doğal, yumuşak bir koku. İlk sıktığınızda sizi bergamut, limon, servi ve amber karşılıyor. Bu açılışın ardından bir süre sonra harmandaki diğer notalar son derece uyumlu biçimde karışıp ortaya çıkarak lavantaya çok benzer bir koku yayıyorlar. Öyle ki parfümü standart lavanta temalı bir koku zannedebilirsiniz. Koku bu süreçten sonra servi, balzam, amber, kabe samanı gibi notaların eşliğinde lavantaya benzer bir şekilde uçana kadar devam ediyor. Oldukça beğenilecek, yumuşak tertemiz bir koku. Yapısındaki misk, amber, balzam, tütsü gibi notalar sayesinde güzel tatlımsı bir karakteri var. Ama bu bir gourmand gibi şekerli değil, tatlımsı.


Eski şişe

86 çıkışlı olmasına rağmen gayet modern, günlük kullanıma uygun bir koku olduğunu belirteyim. Son derece oturaklı ve sofistike bir koku. Harmanını tam ayırt edebilmek için oldukça eğitimli bir buruna ihtiyaç duyuyor. Ama bu olmasa da sorun değil çünkü notalar birbirleriyle çok iyi harmanlanmış ve kokusu memnun edici.  Harman uyumu konusunda bütün üreticilerin xeryustan ders almaları lazım. Kokunun çıkış yılından dolayı biraz 30 ve üzeri yaş grubuna yönelik olduğunu ve ortalamanın üzeirnde feminenliğe sahip olduğunu belirteyim. Bu bakımdan parfümün dolce&gabbana pour homme' un bir 80'ler varyasyonu olduğunu söyleyebilirim.

Özetle temiz, uyumlu, sıcak, sofistike bir koku. Givenchy' nin çıkardığı en başarılı birkaç kokudan biri. Kalıcılık ve fark edilirliği ortalam üzeri. Daha ziyade akşam saatlerine, buluşmalara ve yakın temasa (hemen yanlış anlamayın dans vs) uygun. İdeal yaş grubu 30 ve üzeri. Bu tarz aromatik tatlımsı odunsu kokuları seviyorsanız mutlaka denemenizi tavsiye ederim. Ayrıca lavantaya düşkün olanlar da göz atsınlar.