13 Ağustos 2011 Cumartesi

Durance - L' ome Sea Buckthorn

"genelden sıyrılan bir kokusu olmayan, daha pişmesi gereken bir ürün.."
 


Durance nispeten yeni bir marka. Fransa'daki çiftçi bir karı kocanın tırnaklarıyla inşa ettikleri bir marka. 86 yılında kurdukları küçük atölyede lavanta keseleri satmaya başlayan bu ikili kısa sürede  lavanta ürünlerinde oldukça tecrübeli bir yetkin bir hale gelerek ününü tüm Fransa' ya yayar. Bir süre sonra iyice deneyim kazanan çift, 1997 de yasadıkları bölgedeki Durance ırmağının adından esinlenerek Durance firmasını kurarlar. 99 yılında ilk kozmetik ürünleri çıkarırlar. 



Hızlı bir şekilde gelişen firma ürün gamını arttırdığı gibi üretim tesislerini de geliştirir. Ailenin oğlu Nicolas Ruth' un işin başına geçmesiyle bu büyüme daha da hız kazanır ve 2007 yılında dünyaya açılır. Ülkemizde' de yanılmıyorsam son bir- iki yıldır bulunan bir marka. Bu kısa tarihçeden gördüğünüz üzere Durance henüz çok yeni bir marka. Esansiyel yağlardan, parfümlere, gurme kolonyalardan, oda parfümlerine, cilt bakım ürünlerinden, banyo sabunlarına çok geniş bir ürün gamı bulunuyor. Durance' ın temel ilkeleri sağlığa zararlı hiç bir madde kullanmaması, doğaya saygılı paketleme, ürünlerin hiçbirinin hayvanlar üzerinde denenmemesi gibi gayet etik değerler.


Durance ürünlerinden mum ve oda kokuları

Bu ön bilgileri hem okuyucuların firmaya olan yoğun merakı, hem de parfümlerini değerlendirirken toy bir firma olduğunu idrak etmeniz için. Piyasa'daki Guerlain gibi firmaları geçtim, gucci, ysl, calvin klein gibi yılların birikimine sahip firmalarla da karşılaştırıp ezmemek gerekiyor. Tüm bu yazdıklarımdan sonra bir an parfümün çok kötü olduğundan şüphelenmiş olabilirsiniz, öyle değil fakat bazı önemli problemleri var. Okuyun.

L' ome, Durance' ın en temel erkek parfümü. Çıkış yılına ulaşamadım. Parfüm; odunsu aromatik tipte, hafif yapılı, sakin karakterli bir ürün. 

L' ome' un harmanı

üstte: bergamut, artemisia, limon
ortada: eğrelti otu, lavanta
altta: sandal ağacı, portakal ağacı, sedir

notalarından oluşuyor. Ayrıca Durance; üründe çaydikeni özü olduğunu da belirtmiş. Bunun koruyucu, yenileyici, anti oksidan özellikleri olduğu savunuluyorsa da ben böyle şeylere fazla takmam. Harman dikkatinizi çekeceği üzere son derece basit ve sade bir harman. Bu kokuya da yansıyor mu? Rahatsızlık edici derece değil, ama biraz çeşni ihtiyacı hissettim. Harmandaki notalar bir Creed doğallığında olmamakla beraber kesinlikle sentetiklik yok. Tüm notaları daha ziyade klasik esansiyel yağlar gibi algılıyorsunuz. Köşelilik yok, harmanın uyumu ve akışı da güzel fakat önemli bir sorun var o da harmanın oldukça zayıf yapılı olması ve akışın çok hızlı olması. 



Kokunun açılışı çok bariz bir lavanta ve tatlımsı limon şeklinde. Burada notalar bir parfüm notası karakterinden ziyade açık seçik esansiyel yağ şeklinde. Yani bir aktardan alacağınız ortalama bir lavanta ya da limon yağı aynen bu şekilde kokacaktır. Bu kötü bir durum mu? Hayır, ama "parfüm elegantlığı"' nın eksikliği gibi. Her neyse, lavanta sönerken, derinden aromatik notalarla birlikte tatlı limon notası biraz daha dolgunca devam ediyor. Sonra hemen eğrelti otu çok doğal ve kaliteli bir biçimde vuruyor. Burada belirtmeliyim ki kullandığım o kadar ürün içerisinde kokladığım en doğal ve güzel eğrelti otu notası durance L' ome' da. Normalde pek önemsenmeyen bir notayken, burada gayet sevilesi olduğunu fark ediyorsunuz. 

Bir kaç dakika daha geçtikten sonra limon ve lavanta tamamen kayboluyor ve eğrelti otu kalıyor. 5 dakika kadar sonra da çok hafiften, çok dipten gelerek tatlımsı bir şekilde kendini göstermeye başlıyor. Bu aşamada yarı buruk kakulemsi bir koku da var. Ne olduğunu tam çözememekle birlikte sandal ağacı/eğrelti otu karışımı olduğunu düşünüyorum. Bu aşamada sedir varla yok arası bir etki sağlarken, portakal çiçeği ancak 45 dakika gibi bir süre sonunda alt harmana karışıyor. Açılıştaki çok kısa lavanta/limon kombinasyonundan sonra kokunun genel karakteristiği; portakal çiçeğinin tatlımsı/ekşimsi hale getirdiği eğrelti otuna eşlik eden hafif bir sandal ağacı şeklinde. Tatminkar ama kendine has karakterli, akılda kalacak farklı bir koku da değil.

Harmanı yazarken önemli bir kusuru olduğundan bahsetmiştim, akışın çok hızlı gerçekleşmesi. Parfümde kesin kurallar olmamakla birlikte; çoğu zaman üst harman 15 dakika gibi bir sürede orta harmana, orta harman da bir-iki saat içinde alt harmana yerini bırakmış olur. L' ome' da ise bu akış çok hızlı bir şekilde, sadece dakikalar içerisinde gerçekleşiyor. Genel harmanın oturması 10 dakika gibi kısa bir sürede oluyor. 1 saatte ise tamamen oturuyor. Bir edt için çok hızlı gelişip, çok hızlı sönüyor. Tıpkı bir dinamit fitili gibi. Buradan benim çıkardığım; yeterli yoğunlukta esans kullanılmamış olması, buna göre fark edilirlik ve kalıcılığının düşük olduğunu tahmin etmişsinizdir. 

Yalnız; kokunun çok hızlı oturmasına rağmen, oldukça uyumlu ve dengeli bir şekilde oturduğunu söylemeliyim. Her ne kadar eğrelti otu ve sandal ağacı uyumlu olsa da kullanıcı,  harmanda misk, amber, deri gibi taşıyıcı notaların ve fesleğen, nane gibi yeşil notaların eksikliğini hissetmiyor da değil. Misal bir kabe samanı eklentisi çok şeyi değiştirebilirdi. Ayrıca yine bir parfümde ilk kez rastladığım bir durum daha var.  Parfüm, ilerleyen dinamik bir harmana sahip olmasına rağmen, açılışı ile kapanışı çok benzer. Başlıyor, değişiyor, oturuyor ve sonra yine başlangıcına dönüyor. Oldukça ilginç. Buna neden olan ise, diğer notalar göre tek başına, oldukça sonra devreye giren portakal ağacı notasının, kokuya başlangıçtaki tatlımsı turunçgil karakterini geri getirmesi.


serinin tıraş krem ve sabunu, after shave ürünleri de bulunuyor


Üründe tam bir parfüm hissiyatı yok, homemade bir ürün misali esansiyel yağların karışımından hazırlanmış izlenimi veriyor. Standart 100 ml parfümlerin ülkemizde 120-140 lira arasında satıldığını düşünürsek, 85 liralık fiyatı makul gibi. Fakat benim değerlendirmeme göre bu kalibredeki bir ürün 60-65 lirayı geçmemeli. Bu kötü bir ürün olmasından değil, bazı önemli noksanlıklarının bulunması ve fazla sönük yapısından dolayı. Tabi bu noksanlıkların bir nedeni de, katkı maddelerinin çok az ve kısıtlı kullanılıyor olması olabilir. Ben her ne kadar bir koku uzmanı olmasam da; taşıyıcı fiksatiflerin az kullanılmasının kokunun kalıcılığı ve dolgunluğunda önemli düşüşlere neden olabildiği bilinen bir gerçek. Gülü seven dikenine katlanır misali çok doğal ürün istiyorsanız bazı dezavantajlara katlanacaksınız.

Özetle; L' ome genelden sıyrılan bir kokusu olmayan, daha pişmesi gereken bir ürün. Bazı nota eklentileriyle ve daha dolgun hale getirilerek çok daha başarılı hale getirilebilinir. Şu aşamada bazı güzel yanları varken, önemli eksiklikleri de bulunuyor.

Fark edilirliği bende ortalama altıydı, tene oldukça yakın kalıyor. Kalıcılığı ise oldukça kötü 2 saat içerisinde bende tamamen kayboldu ki zaten 40 dakika sonrasında oldukça cılızlaşmıştı. Bir edc gibi davranıyor. Yine de bir deneyin, sizde farklı olabilir. Genel olarak ortalamadan sıyrılamayan yapısı ve fazla sönük harmanından dolayı özellikle tavsiye edemeyeceğim bir koku. Bir caldion, avon gibi değil ancak; bir givenchy, calvin klein kalibresinde de değil. Parfümde çok yeni bir üretici olan Durance' ın daha pişmesi gerektiğini açıkça hissediyorsunuz. Fiyat olarak biraz daha alt seviyelere düşmesi durumunda ise bir şans verilebilir diye düşünüyorum.

4 yorum:

  1. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  2. Sayın Sparhawk çok teşekkürler,
    kalıcılık oranları sızınde bahsettıgınız gıbıydı benım tenımdede cok cabuk etkısını kaybedıyor. farklı tenlerdede farklılık gosterecegını dusunmuyorum aşağı yukarı bahsettiğiniz oranların çok dışına çıkmıcaktır.

    YanıtlaSil
  3. L'ome markasini ilk kez duyuyoru. Biraz ritualsi anddiriyor, oda kokular filan. Hollandads satiliyormu acaba
    http://maffionista.blogspot.com/

    YanıtlaSil
  4. Merhaba, emin değilim ancak hollanda da bir bayileri olduğunu zannetmiyorum. Sitelerinde bununla ilgil bir veri yok. Ancak belki bağımsız olarak getirip satan mağazalar olabilir.

    YanıtlaSil