"Terre'yi, terre yapan tek olması.."
Bir süredir bu parfüme doğru düzgün bir inceleme yazabilmenin stresini yaşıyordum. En baştan gerek bu parfümün, gerekse bu incelemenin standart gündelik parfüm kullanıcılarına yönelik olmadığını belirteyim. Parfümü hobi seviyesine çıkardıysanız da bu inceleme size göre değil. Eğer zevk statüsüne getirdiyseniz o zaman hoş geldiniz. Uzun bir inceleme olacak, zevk alacağınızı umuyorum..
Hermes markasının düğer ürünleri beni ilgilendirmiyor. Ben parfümleri ile ilgileniyorum. Kalitesi ve misyonuna göre 60 yıldır parfüm üreten oldukça genç bir firma olmasına rağmen, bugün hermes parfümleri hangi modeli olursa olsun adları saygı ile anılan ürünler. Çok daha köklü bir parfümevi olan Guerlain bana göre hermes' in doğrudan rakibi. İki markanın parfümlerinin kalitesi birbirlerine çok yakın. Hermes' in tecrübesi daha az olmasına rağmen dönemin en iyileri ile çalışarak her seferinde sağlam parfümler yapmayı başarıyor. Hermes, Guerlain ile birlikte benim yarı niş markalar olarak tanımladığım üreticilerden. Bunların altında Yves Saint Laurent ve Gucci, üstünde Creed ve Comme des Garçons var. Yani çoğu ürünlerinin kaliteleri pahalı üst sınıf parfümlere yakın, ancak fiyatları yarı ya da üçte biri civarında. Bunları aslında parfümü artık zevk meselesi haline getirmiş sizlere anlatmam abes biliyorum, ancak hala inatla okuyan diğer meraklılar varsa diye yazmadan edemedim. :)
Evet, blogda bir ilk olarak bu parfüm için, kullanıcı kitlesini kesin bir çizgi ile çizmek istiyorum. Ödül almış, çok populer olmuş, her yerde sahteleri çıkmaya başlamış bir koku olabilir. Ancak bu Terre' nin herkese uygun olmadığı ve ciddi deneyimli kullanıcılara yönelik üretildiği gerçeğini değiştirmiyor. Ha siz hala inat mı ediyorsunuz?, o zaman sonuç büyük ihtimalle bir zamanlar benim de yapmış olduğum gibi "çürük portakal kabuğu kokusu gibi" yorumu yapıp burun bükmek olacaktır.
Önce teknik analizini yapalım. Terre d' hermes 2006 çıkışlı baharatlı odunsu bir koku. Ancak bu sadece temel olarak böyle. Çünkü bu parfümün tam karakterine uygun bir koku grubu şu anda yok. Çıktıktan bir süre sonra bir çok başka parfüme ön ayak olan bu tarz, bizde saçma bir şekilde "dünyevi" ya da "topraktan gelen" şeklinde çevireceğimiz "earthy" parfüm sınıfını yakında literatüre sokacak gibi. Bu sınıfın özelliği hayvansal nota içermeyen ve hava, su, odun, toprak ve toprakta bulunan çeşitli minerallerin bir kombinasyonu olması. -Toprakta bulunan herşey, toprakta yetişen herşey- Özeti bu. Harmanına bakalım:
Terre d' Hermes' in harmanı:
üstte: greyfurt, portakal, çakmaktaşı
ortada: kara biber, pembe biber, sardunya, silhat
altta: sedir, kabe samanı, asilbent
notalarından oluşuyor. Açıkca görüldüğü gibi pek alışıldık olmayan bir harman. Hiç bir hayvansal nota yok. Ama çakmaktaşı gibi esrarengiz bir nota var. Zaten işte o esrarengiz çakmaktaşı notası da terre'yi ya sev, ya terket kokusu yapan yegane nota. Harman çok farklı ve kendine has. Harman, kendi içerisinde gayet iyi kaynaşmış olsa da, üst notalar her daim baskın notalar ki bu parfümlerde çok az gördüğümüz bir durum. Bunu sağlamak büyük ustalık gerektiriyor. Notalara özellikle dikkat etmezseniz aldığınız kokular; portakal, greyfurt, çakmaktaşı(ki bilmiyorsanız ilginç, koyu buruk, yeşil merhemsi bir koku hissiyatı veriyor), buruk odunsu notalar şeklinde. Ben hiçbir şekilde asilbent'i almıyorum. Belki bendeki şişeden, belki geçrekten çok hafif olmasından. Bu yazdıklarım harmanı bilmeden aldıklarınız. Harmanı bilerek koklarsanız fazladan sardunya, sedir, kabe samanı ve silhat notalarını da alabilirsiniz. Benzoin gene yok. Tüm notalar son derece doğal ve organik. Sentetiklik yok. Ancak önemli bir noktaya değineyim.
Terre'nin bazı şişelerinde sardunya daha az miktarda, silhat ve kabe samanı daha yüksek miktarda. Bunlarda portakal daha öne çıkıyor ve bu yeşil sabunsu notalarla birleşip daha tatlımsı ve neşeli bir koku ortaya çıkıyor. Bazı şeşelerinde ise sardunya çok daha yüksek miktarda ve kokuyu genel bir koyu, acımsı, buruk odunsu notalar ve çabuk sönen portakal izliyor. Bazı versiyonlarda çakmaktaşının kendine has keskin, sanki merhemsi kokusu buram buram yayılırken, bazılarında ilk açılıştan sonra sönük kalıyor. Ne yazıkki bu durum terre'nin en önemli sıkıntısı tam sabit bir şekilde gelmiyor. Şansınıza göre elinize bu kombinasyonlardan biri geçecek. En ideali silhat, kabe samanı ve çakmaktaşının daha yoğun hissedildiği daha canlı ve turunçgilimsi olan versiyon. Eğer elinizdeki böyleyse onu çok iyi koruyun, hayatınızda edinebileceğiniz en iyi kokulardan biri. Diğer versiyonlardan gelmişse yapacak birşey yok, kaderinize razı gelin, benim ikinci şişemde yaşadığım gibi. Bu arada parfümün 2009'da edp versiyonu da çıktı. Bu versiyonda ne oldu, neler değişti, hangi notalar kuvvetlendi bilmiyorum.
Harmanı geçtikten sonra kokusuna gelelim. İşte burası Terre'yi özel yapan kısım. Çok özel, kendine has bir kokusu ve karakteri var. Gerçekten topraktan geldiği izlenimini uyandırıyor. En kaba şekliyle; çürük portakal kabuğu gibi açılışa sahip, en basit şekliyle tanımlamam gerekirse; acımsı, buruk, yarı kuru portakal, koyu buruk odunsu notalar. Terre d'Hermes buruk bir parfüm. Yani bir
CK escape gibi tatlı, canlı, meyveli güzel bir açılış beklemeyin, yüzünüze şamar yemiş gibi olursunuz. Yarı köşeli, buruk, gizemli bir kokusu var. Mineralli yapısını hissettiriyor. Tam olarak nasıl koktuğunu söyleyeyim:
Bir portakalı kesip toprağın üzerine koyun, orada biraz çürümesine izin verin. Daha sonra portakalı kaldırıp o toprağı avucunuza alıp koklayın. İşte tam böyle kokacaktır. Biliyorum hiç çekici gelmedi değil mi? Ancak gerçekten kendi burnunuzla koklamanız gerekiyor. Böyle tanımlanan bir kokunun bu kadar çekici olabileceğini kim tahmin edebilirdi?
Standart bir teknik anlatım yapmam gerekirse, parfüm ilk sıktığınızda greyfurt ve portakalın hafif tatlı ama çok da canlı olmayan kokusuyla açılıyor. birkaç saniye içerisinde hemen çakmaktaşı ve sardunya kuvvetli biçimde bunları baskılıyor. Çakmaktaşı bir yeşil merhemmişcesine ilginç mineralimsi bir koku yayarken, sardunya kokuyu acılaştırıp, buruklaştırıyor. İşte hermes'e o koyu, buruk, acımsı havasını bu iki nota veriyor. Biberler çok etkin değiller. Ama pembe biberin o mis gibi kokusunu hermeste bulamadığımı söyleyeyim. Daha iyi bir pembe biber notası kullanılabilirdi. Neyse, sardunya kokuyu buruklaştırdıktan sonra koku yavaşça statik bir hale geçiyor. Üstte greyurt ve portakalın azalmış ama sabit kokuları, çok hafif çakmaktaşı(bazı versiyonlarda kuvvetli), sardunya ve çok az biberle buruklaştırılmış durgun odunsu notalar. Sedir notasının da yarı buruk aromatik bir kokuya sahip olduğunu düşünürsek hermes için kötü bir tabirle "tatsız" bir koku diyebiliriz. Ama biz parfüm hastaları için parfümün iyi olması için mutlaka neşeli ya da canlı ya da çok güzel kokması gerekmiyor. Artık bir seviyeden sonra kalite, farklılık, özgün karaktere sahip olup olmama gibi durumlara merak sarıyoruz. İşte terre'de de bu durumların hepsi var. Neşeli ya da turunçgilli canlı bir koku olsaydı ne özelliği olurdu? Böyle bir sürü koku var zaten, ama hermes gibi kaç koku gösterebilirsiniz bana?
Ödül almış, çoğu kişi için gelmiş geçmiş en iyi erkek kokularından biri olarak kabul edilmesini bırakalım, şunu kesinlikle inkar etmemek gerekiyor: terre herkesin beğenebileceği, herkese uyabilecek, arkadaşınıza kolayca önerebileceğinz bir parfüm değil. Konuya ciddi bakan bir parfüm kullanıcısına ihtiyaç duyuyor. Ben bu açıdan 100den az parfüm kullandıysanız henüz terre d'Hermes için acele etmeyin diyorum. Alayım moda olmuş, çok övülüyor, çok farklıymış diye seçilecek bir koku değil. Birarayıştaysanız bakmanız gereken kokulardan. Tecrübeli bir kullanıcı dahi olsanız size fazla farklı gelebilir. Alışması ve sevmesi en zor parfümlerden birisi. Terre' de yapabileceğiniz en büyük hata ilk denemenizde nihai kararınızı vermek olur. Genelde ilk izlenimler hep olumsuz oluyor. Bu bakımdan parfüme 2 hafta kadar zaman tanıyın, bu süreden sonra büyük ihtimalle baştaki fikriniz değişecek ve kokunun özel yönlerini görüp bağlanacaksanız. Ha bu süreden sonra da beğenmemişseniz, o zaman gerçekten size göre bir parfüm değil demektir. Ancak severseniz bir daha bırakamayacağınız bir parfüm. Terre'yi, terre yapan tek olması.
Özetle, benim "tüm zamanların en iyi erkek kokularından biridir" demesemde, günümüz modern kokular içerisinde kesinlikle en önemlilerinden biri olduğunu söyleyeceğim özel bir koku. Ağır, sert ya da maskülen değil. Son derece modern, ciddi, oturaklı insan kokusu. Erkeksi, feminenlik barındırmıyor. Terre d'Hermes' in bu kadar sevilmesi ya da önem verilmesinin nedeni kokusu değil, karakteri ve getirdiği yenilikler. Çünkü sırf koku güzelliği açısından değerlendireceksek az kişinin beğenisine uyacak bir parfüm. Bazı yerlerde son yılların en iyi parfümü seçiminde dior homme ile birlikte adı anılıyor olsa da, kişisel fikrimi sorarsanız dior homme sadece farklı bir konsepte sahip olan, fakat ne yenilik getirme, ne özgünlük, ne de kalite açısından terre d'hermes ile, hatta herhangi bir hermes parfümü ile yanyana konulabilecek kadar önemli bir parfüm değil. Elbette beğeniler farklıdır, ancak terre'nin parfüm dünyasında yaptığı etkiyi kimse görmezden gelmemeli.
Terre d'Hermes' in kalıcılığı, iyi ile çok iyi aralığında geziyor. Benim tenimde ortama göre 8-12 saat arası kalabiliyor. Elbiselerde ise 2-3 gün kadar kalıyor. Bu edt versiyonu için geçerli edp versiyonu çok daha iyi olacaktır. Fark edilirliği çok iyi değerlerde. Özellikle serin ve ağır havalarda ben buradayım diye bağırıyor. Her ne kadar her mevsim kullanılabilecek olsada, ben en çok soğuk karlı günlerde zevk aldım. Uygun yaş grubu 25 ve yukarısı. Kesinlikle 25 altı denemesin. Ciddi anlamda oturmuş bir karakter, tecrübeli bir kişilik ve burun gerektiriyor. Bu sözlerimi yanlış algılamayın. Eğer parfüm konusunu zevke dönüştürmüş ve parfüm kelimesine başkalarından çok farklı bir şekilde bakan biriyseniz kesinlikle tavsiye edeceğim, şu anda genel değerlendirmede listemde 260 parfüm arasında birinci, kişisel olarak da benim en favori birkaç parfümümden birisi. Standart parfüm kullanıcılarına doğrudan önermiyorum, kendileri deneyip görmeliler, onlar için oldukça riskli ve kesinlikle körlemesine alınmayacak bir koku. Bu uzun incelememi sıkılmadan okuduğunuzu umuyorum. Fotolar; H. M. Lenstalk, HDMHughes, bigsmallworld.
Not 9.10.2012: Son zamanlarda ben dahil pek çok kişi terre' nin yeniden formulize edildiğini düşünüyor. Kimisinin iddiasına göre önceden çok yüksek kullanılan iso-e kimyasalı, avrupa normlarına uyacak şekilde azaltıldı. Gelen cevap ise bunun doğru olmadığı en baştan normlara uygun oranlarda kullanıldığı. Kimisine göre ise edp versiyonu çıkarıldığında edt versiyonunda zayıflatmalar yapıldığı. Bunu ben de düşünmeye başladım, çünkü alacağınız güncel şişelerde 5-6 sene önce ilk çıkan şişelerin vuruculuğu ve kalıcılığı yok. Ayrıca ilk başlarda turunçgilleri daha ön planda olup taze ve dinamik olan parfüm, son şişelerinde daha az turunçgilli, daha kuru, buruk, acımsı daha topraksı hale gelmiş. Çakmaktaşı notası azalmış. Edp ise biraz daha derli toplu. Ben kesinlikle Hermes'in bir şeyler karıştırdığını ve parfümü ziyan ettiğini düşünüyorum. Dolayısıyla edt yerine edp ile devam etmenizi öneriyorum. Gucci'den sonra başarılı parfümlerini rezil etme kervanına hermes de katılmış gibi görünüyor...