7 Ağustos 2013 Çarşamba

Christian Dior - Dior Homme (2005)

"90lar kadın parfümlerinin koku olarak hafifletilmiş ve günümüze modernleştirilerek uyarlanmış bir hali gibi.."


Dior homme, son yıllarda oldukça konuşulan, çok iyi pazarlanan, hızla popüler olan ve en iyi parfümlerden biri olarak gösterilen bir koku. 2005 yılında çıkan parfüm piyasada tutmasından sonra tonla yeni versiyonu çıktı. Ayrıca 2011 yılında yeniden formülize edildi ki, bu yeni versiyon pek çok hayranınca hiç beğenilmedi. Benim incelemesini verdiğim 2005 çıkışlı ilk versiyon. Dior homme odunsu çiçeksi misk olarak sınıflandırılmış, çiçeksi ve odunsu yönleri olmakla beraber pek miskli bir yapısı yok, bundan dolayı çok alışılageldik odunsu çiçeksi misk kokularından değil, hafif tatlımsı tarzıyla da yarı gourmand olarak kabul edilebilecek bir parfüm. Yaratıcısı Oliver Polge’nin Salvatore Ferragamo’ya yaptığı F serileri dışında çok dişe dokunur bir erkek parfümü olmamış. Dior homme kendisi için mihenk taşı diyebiliriz. Dior homme yazıldığı gibi farklı, tek olmasa da çok fazla benzeri olmayan bir parfüm, detaylarına girmeden önce harmanına bakalım.

Dior homme’ un harmanı:

üstte: lavanta, adaçayı, bergamut 
ortada: süsen, amber, kakao, kakule 
altta: silhat, kabe samanı, deri

notalarından oluşuyor. Harman için genel olarak ortalama üzeri kalitede diyeceğim. Burun büken bir herhangi bir sentetiklik yok. Çok doğallık da olmamakla beraber, harmanın genel rayihası oldukça iyi karışmış ve yumuşak kibar şekilde salınıyor. Yumuşakbaşlı kibar bir harman. Köşelilik yok, ancak bazı notalar neredeyse hiç duyulmazken bazıları harmana üstünlük sağlıyor. Burada süsen notası bu şekilde. Sonra da kakao ve amber. Dior homme = süsen. Baştan sona süsen hakimiyetinde, süsen anatemalı bir parfüm. Bende kakule, lavanta, adaçayı gibi notalar yok denecek kadar zayıftı. Harmanın bir sıkıntısı biraz fazla minimalist kalması, özellikle aşağıda okuyacağınız şekilde sadece birkaç notanın kombinasyonundan ortaya çıkan genel bir koku olmasından dolayı kısa sürede tekdüze oluyor. Genel aromayı bozmadan zenginleştirecek daha fazla nota olsa çok daha eğlenceli olabilecek bir parfüm olabilirmiş.

Kokusuna gelelim; dior homme’ un açılışı kuru, pudramsı odunsu, önce hafif buruk hemen sonra çok hafif kekremsi tatlılıkta. En belirgin nota başta süsen, sonra hafif kakao ve amber karışımı. Bergamut varla yok arası bir ekşilik vermekle beraber, genel koku süsen ve onu zenginleştiren kakao/amber karışımı. Ha belirteyim kakao öyle çok tatlı bariz kakao değil, çok az odunsu kuru tatlılık verecek kadar. Toz kakao kutusunun kapağını açtığınızda aldığınız koku gibi. Amber ise yumuşak kehribar tatlımsılığında, çok hafif balzamsı. Lavanta bende pek belirgin değildi. Adaçayını ise harmanda bilmeseniz pek anlamazsınız ama bilince zorlarsanız alıyorsunuz, bu benim için iyi malum adaçayı kokusunu çok sevmiyorum. Koku genel olarak orta harmanlı açılan bir koku olmuş, üst harman bergamut dışında pek belirgin değil ve standart üstten alta akışa fazla uymuyor.


Bir 10 dakika sonra bergamutun hafif ekşimsiliği azalıyor ve ilk baştaki kakaomsu kuru pudramsı odunsu koku da yumuşuyor. Süsen hala anatema, ardından amber/kakao azalmakla birlikte devam ediyor. Henüz alttan vuran nota pek yok. Aldığınız koku açılıştan çok farklı değil ama yumuşamış ve sönümlenen bir halde. Zaman geçtikçe bergamutun etkisi tamamen kaybolunca kokunun karakteri iyice tatlımsı yöne kaymaya başlıyor. Pudramsılık da iyice yok olup hafiften plastiksi bir karakter gelmeye başlıyor. İnceden ama çok inceden kabe samanı ve silhatın kendini göstermek istediğini alabiliyorsunuz dikkat ederseniz, ama amber/kakao ikilisi orta harmanda baskın ve alt harmana izin vermiyor. Bundan sonra da çok fazla değişikliğe gitmiyor. 

Açılışından uçana kadar tatlımsılık kademe kademe artıyor, oturduğunda biraz fazla tatlılaşmış oluyor. Kokuyu farklı kılan; arada sırada ortaya çıkarak süsenin kokusuyla çok iyi uyum sağlayan yapay deri notasını sağlayan huş katranı. Buradaki deri; klasik deri notası değil de, kaşmirsi bir süet derisi şeklinde ve bence gayet güzel. Balzamsı/çok hafif yanık plastiğimsi odunsu kokusu süsenin benzer karakterli kokusuyla çok iyi gitmiş. O kozmetik çantasını andıran koku da bana göre bu karışımdan geliyor. Anlık karşılaşılınca güzel, ama bir parfüm olarak sürekli bu şekilde kokacak şekilde olunca sıkıcı gelmeye başlıyor.
Şunu belirteyim; koku oldukça feminen bir koku. Doğrudan kadın parfümü olarak alınıp sorunsuzca kullanılabilir. Tam olarak nasıl kokuyor derseniz; eski bir makyaj çantasının pudramsı, kuru rujsu kokusuna oldukça yakın diyebilirim. Bir erkek olarak o kadar çeşit arasından, o kadar sucul, aromatik, gourmand, fujer ve şipre vs arasından bu kokuyu özellikle çekici bulamıyorum. Beğenilesi de bulmuyorum. Dior homme için çok orjinal muadili yok gibi düşünceler olsada öyle değil. Yakın koku karakteristiğini guerlain habit rouge ile yıllar önceden çıkmıştı misal. Bu arada bana biraz gay’vari bir karakteristiği var gibi geldi hedef kitle olarak, ama asla bir le male gibi kuvvetli değil bu konuda.


Genel kalitesi çıkış dönemine göre gayet memnun edici olmakla beraber, çok orjinal ya da özlettirici bir kokusu yok. Özellikle makyaj çantasını andıran kozmetikvari koku karakteristiğiyle ve fazla feminen havasıyla bir erkek parfümü olarak beğeni kitlesi oldukça sınırlı bir kesim olacaktır. 90lar kadın parfümlerinin koku olarak hafifletilmiş ve günümüze modernleştirilerek uyarlanmış bir hali gibi. Hani eski chanellerdeki kokoşvari havadan biraz içeriyor. Tamam, süsen, süet ve kako karışımı gayet iyi bir uyum olmuş ama bunu destekleyen notalar çok sönük kalınca anatema çok sıkıcı kalıyor. Evet çok benzeri yok ama orijinallik ve hele karakteristiklik olarak sıkça karşılaştırıldığı terre d’hermes gibi özel olabilmesi için 40 fırın ekmek yemesi lazım diye düşünüyorum ki o kokuyla gene olmazdı. Biri 80-90lar kadın parfümlerinde bulacağınız koku karakteristiğinin modern hali, diğeri eşsiz tam anlamıyla 2000ler kokusu.

süsen, süsen, daha çok süsen                                               photo by: J. Alex Halderman

Özetle; bana göre son 10 yılın en fazla abartılan parfümlerinden biri olan dior homme, yılına göre kalitesiyle memnun edici, kokusuyla ise ancak belirli bir kesime hitap edebilecek, evet, akılda kalıcı genelden sıyrılan ama çok da özlenilesi olmayan kokusuyla en fazla eh dedirten bir deneme olmuş. Her ortamda ballandırılarak övülünce bir eau sauvage gibi dior efsanesi bekliyorsunuz ama çok uzak. Hoş bir dior denemesi deyip geçilecek bir ürün. Fahrenheit, eau sauvage gibi efsanalerin yanında yeri yok. Dior homme şöyle özel, böyle farklı diye sunulurken, caron l’anarchiste’ in hakkı utanmazca yenmiş oluyor bence.

Kalıcılığı benim tenimde gayet iyiydi, 8 saat civarı tende kalabildi. Fark edilirliği ise ancak ortalama. Tene yakın kalmayı çok seviyor, sakin ama çok da sönük değil. Arkanızdan iz bırakmasa da, yakın mesafeden kendini her daim gösterebiliyor. Bundan dolayı daha ziyade iç mekanlarda, günün ikinci yarısı ve akşam/gece vakitlerinde, yakın temasın olacağı durumlarda tavsiye ediyorum. Hafif tatlımsı yapısıyla çok sıcak olmayan yaz akşamlarında bile kullanılabilir. Uygun yaş gurubu geniş 18 ve üzeri diyeyim. Bolca feminen kokularla bir sorununuz yoksa ve modern, baymayan hafif tatlımsılıkta, yumuşak karakterli bir parfüm istiyorsanız bir deneyin, sevebilirsiniz. Bunun dışında kalan parfüm kullanıcılarına ise özellikle önerebileceğim bir koku değil. Hafif tatlılıkta, farklı ve özel parfüm arıyorsanız l’anarchiste gibi bir şey bakın, aramanıza değsin. Beklentilere girerek büyük umutlarla alırsanız güzel ama fazla da abartılacak bir yönü olmayan standart bir parfüm olduğunu görüp hayal kırıklığına uğrayabilirsiniz. Körlemesine alınacak bir parfüm değil.

24 yorum:

  1. Fazlaca abartıldığı konusunda katılıyorum. Bence bu kadar çok tutulmasının sebebi çoğunluk kullanıcı kitlesine daha farklı, marjinal ve kaliteli bir koku olarak gözükmesidir. Piyasada dönüp dolaşan kokuları düşündüğünüzde Dior Homme'u koklayan bir genel kullanıcının "işte benim kokum bu" demesi çok normaldir.

    Ek olarak; bu parfümün Jude Law ile çekilmiş reklam filmini ise herkesin izlemesini özellikle tavsiye ediyorum. Gerçekten çok başarılı olmuş ve insanda parfümü kullanma hissi uyandırıyor. Ayrıca reklam filminde dikkat ederseniz siyah bir takım elbiseyle, rüzgarlı bir havada parfüm etkisini gösteriyor. Guy Ritchie gerçekten parfümün ne şekilde kullanılması gerektiğini çok güzel anlatmış. Çikolatamsı havasını sevenler rüzgarlı bir sonbaharda denemelidir diyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet dior ürün pazarlama konusunda çok başarılı bir firma, ünlü aktörlerle yapılan çekimler, pek çok reklam tanıtımlar vs sayesinde parfüm kolayca ünlendi.

      Sil
  2. Caron L'Anarchiste çok ama çok özel bir parfüm cidden bir 15 ml lik varken elimden çıkardığıma çok çok pişmanım. Ayrıca keşke Fahrenheit ın eski formülasyonunu tekrar piyasaya sürse. Bu arada erkeksi kokular seven biri olarak dior homme un orta ve alt notalarını severim. Ancak bence sizin denediğiniz 2005 formülasyonundan sonra 2011 formülasyonundan önceki formül modeli en ideali . O kadınsı taraf orta ve alt notalarda iyice zayıflıyordu o formülasyonda daha erkeksi bir parfümdü.

    YanıtlaSil
  3. Parfümün ne kadar popüler olduğu; daha ilk günden haftanın en popüler parfümleri listesine ortadan dalmasından belli. Sanırım bu konuda da terre ile çeişecekler. :)

    YanıtlaSil
  4. İlk versiyona bunları yazıyorsanız yeni versiyona neler yazacaksınız kim bilir:) Dior Homme bana göre çok özel bir koku. Onun tadı hiçbir parfümde yok.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Annemin eski makyaj çantasını göndereyim isterseniz, aynı koku :P

      Sil
    2. O kokuya kurban olurum ben. Ondan güzel bir koku olur mu? Bence tavrınız, maskülen olmadığı için. Aşırı öznel. Maskülen koku meraklısı olarak bu kokuyu beğenmenizi zaten beklemiyorum.

      Sil
    3. Aşırı öznel? Ya sizin yorumunuz aşırı öznelse? Nasıl karar vereceğiz? Parfüm incelemeleri her zaman öznel olacaktır. Beğeniler, ten uyumları, alışkanlıklar. Doğrular yoktur, fikirler vardır. Ben bir erkek olarak aşırı feminen kokulardan hoşlanmıyorum benim doğama aykırı. Kimi erkekler de erkeksi kokulardan hoşlanmıyor. Hani güzel bpor bir araba almak varken, küçük fıstık yeşili bir araba almayı tercih edenler gibi. Sonuçta her şey tercihlerle alakalı, o yüzden ben "aşırı" öznel yazdığımı düşünmüyorum

      Sil
    4. Sizin gibi profesyonel bir anlatıcıda bu parfüm için şu cümleleri uygun bulmuyorum:

      "Beklentilere girerek büyük umutlarla alırsanız güzel ama fazla da abartılacak bir yönü olmayan standart bir parfüm olduğunu görüp hayal kırıklığına uğrayabilirsiniz."

      Dior Homme kesinlikle harika bir parfüm. Dünya kabul etmiş.

      Sil
    5. Dünya dior homme konusunda ikiye ayrılıyor: yarısı sizin gibi harika olduğunu, yarısı benim gibi abartılmış ortalama bir parfüm olduğunu söylüyor. Daha önce de yazdığım gibi algılar, tercihler vs..

      Sil
    6. Kişisel beğeniler tabiki farklılık gösterir ama Özgün Bey'in yorumundaki haklı olduğu kısımları atlamamak lazım. Dikkat ederseniz hiçbir yerde Dior Homme kötü bir koku demiyor. Zaten kalite olarak da birçok parfümün üstünde olduğu gerçek ama abartısını hakedecek bir iyiliğe sahip olmadığı konusunda da aynen katılıyorum.

      Mesela anlık duyduğunuzda güzel gelebileceğini ama uzun kullanımda sıkabileceğini demiş. Bence harika bir yorum bu. 2011 öncesi şişesine sahibim ve bazen kullanıyorum ama gerçekten devamlı kullanımda çok sıkılıyorum. Gene çok baskın olmayan başka kokularla harmanın sıkıcılığından kurtarılabileceği yorumuna da aynen katılıyorum. Bence farklı açılardan ve zevklerden bakarsak hak verebiliriz bu incelemeye.

      Sil
  5. Eski makyaj çantası biraz iyimser bir yaklaşım olmuş; bence tiksinti verici korkunç bir koku. Ama kafamdaki tanıma o kadar yaklaşmısınız ki pes yani bu kadar olur. Lisedeyken gizli gizli sigara içmeye başladığım yıllarda sigara zulaladığım annemin mücevher kutusuna ne kadar kötü ve bozuk parfüm sıkılmış bilmiyorum ama aynı böyle iğrenç ve tiksindirici bir kokusu vardı. Ordan alıp içtiğim sigaralar nasıl midemi bulandırmıştı tanrım. Niye içtin kardeşim derseniz gençlik işte, neler içmedik ki. Bu koku hakkında o kadar çok şey duydum ve ykm de koluma sıktırdım. Kesin alacağım gözüyle bakıyorum tabi. Aman tanrım o da ne birden tokat yemiş gibi oldum. 80 yıl tavan arasında komzetik ve eskimiş parfümlerle yaşayan bir kadının kokusu gibi bişeydi. O gün bileğimi farklı sabunlarla 10 defa falan yıkadım. 1 ay geçti hala koku burnumda duruyor. Kimse almasın, asansörde ve apartman merdivenlerinde başkasına işkence etmesin lütfen.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. "80 yıl tavan arasında komzetik ve eskimiş parfümlerle yaşayan bir kadının kokusu gibi" :) bu da oldukça orjinal ve yerine göre doğru bir yorum olmuş :)

      Sil
    2. Bir çok kişi için işkence değil zevk olduğu aklınıza gelebildi mi acaba,sorun belki sizde belki çocukluğunuzla ilgilidir ne dersiniz,tarzım değil ya da beğenmedim derseniz anlaşılır olur kimsede bir şey diyemez ama işkence diyerek size öyle gelen bir şeyi hakikat gibi ortaya atmışınız sizn baş yapıt kokularınızı da öğrensek bu arada

      Sil
    3. Özgün Bey yorumum monur72 adlı arkadaşa .

      Sil
  6. Burası belki yeri değil ama birkaç yerde paşabahçe kolonyalarından bahsettiğinizi görünce aklıma Pereja'yı önermek geldi. Ben internet sitesinden satılan lavanta ve beyaz zambak cam şişedeki kolonyalarını aldım ve çok hoşuma gitti. Mutlaka tavsiye ederim. Kokular sanırım doğal olarak elde edildikleri için kalıcı ve nefis kokuyor ayrıca tıraştan sonra diğer kolonyalar yüzümü adeta bombardıman edilmiş no man's land yapıyorlardı ama Peraja yumuşacık yapıyor. Çok büyük fark var diğer sıradan ya da ismi olan kolonyalarla.

    YanıtlaSil
  7. Intence olaninj bugun tekin acardan aldim 100 luk sise 330 tl ...dun ck eternity ve ysl pure homme arasinda kararsiz kalmisken .dior dan bir fis kolumun icine sıktım begenmedim ck nin 100 lugunu 192 tl ye aldim ciktim 4 saat sonra ck den eser kalmamisti dedim yarin ck yi ysl homme ile degistirecegim aksam dus aldim yattim .sabah kalktigimda ysl de yoktu ama diger kolumda dior buram buram kokuyordu..hemen gittim 142 tl fark odeyip dioru aldim..bence muthis bir koku bana gore kokunun kendi karakterinin olmasi ve kalici olmasi bu parfumde ikiside var

    YanıtlaSil
  8. Sende ya bu parfümleri alacak paran yok gıcıklığına kötülüyorsun parfümü, yada bilgin sıfır

    YanıtlaSil
  9. Merhabalar, parfümlere genel olarak ilgim hep olmasına rağmen artık daha detaylı araştırmalar sonucu daha özel, kendime ait bir koku arayışındayım. Yazınız Dior Homme hakkında ama benzer karakrerde kokular. DHI denedim, tenimde de kalıcılığı yüksek oldu ve almayı düşündüğüm parfümlerin arasına yazdım adını ama benim tereddütüm şu; tatlı kokuları sigara içen kişilere pek fazla önermediklerini okudum internette. Koku birkaç saat sonra sigarayla karışıp ekşiyebiliyor ya da bozuluyormuş. Malum DHI farklı ve tatlılığını alabildiğimiz bir koku ve böyle bir şeyin kullanırken başıma gelmesini istemem, sigara kullanıyorum. Bu konu hakkında görüşünüz nedir, sizce bu tarz bilgilere parfüm seçimi yapmadan önce güvenebilir miyiz?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Böyle bir konuda endişeniz varsa önce en iyisi 5 ya da 10ml olarak decant alıp önce öyle denemek ve görmek olacaktır.

      Sil
  10. Bana buna benzer ruj, makyaj çantası, kozmetik mağaza kokusu tarzı koku olarak ne önerirsiniz rica etsem??

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. O var bende ve aldığıma da pişman olduğum parfümlerden. Hacı yağı gibi tuhaf anlam veremediğim bir koku. Bazen pudralı limon bazen yoğun oryantal notalar kokuyor. Kışın, kar yağışlı günlerde kullanabiliyorum ancak.

      Sil
  11. Dior homme intense i deneme fırsatınız oldu mu

    YanıtlaSil